İĞRENÇ BİR KISIR DÖNGÜ

Dön Allah dön, dürdür döndürebilirsen ve ya çevir gazı yanmasın…

Biri inip diğeri biniyor sırtımız ve hatta boyunlarımıza. Haliyle her şeyimizi, dibini sıyırırcasına istismar ve hatta iğfal edenler, kimi zaman aydınlanmacı kimi zaman İslamcı kimliğinde çıkıveriyor karşımıza. Al birini vur ötekine cinsinden biraz dikkatli bakıldığında, değişik olanın, sadece kostüm olduğunu, Kuran nasiplisi elbette görmektedir.

Kapıdan kovsan bacadan ve bacadan kovsan pencereden giren bu vampirler, görüntü de birbirlerini yerken, istismari anlamda dibini dahi sıyırdıkları zümre, Müslümanlar ve İslam dinidir. Ve mevzunun da farkına varan bir avuç zümrenin feryadu figanı da, zaten duyulur bir volüm düzeyinde değildir.

Televizyonlardan tutun gazetelere, radyolardan tutun da sosyal medyaya varıncaya kadar her şeyin iki karşıt üzerinden kurgulandığını, birinin diğerini gerici ve ötekinin berikini Din düşmanı diye karşı tarafta konuşlandırdığına hepiniz her gün ve defalarca tanık olmaktasınız.

Şunu altını çizerek ve hatta üzerinde tepinerek garantisini verebilirim ki; ne aydınlıktan bahsedenlerin ışıktan yana nasibi var ve ne de İslam ve ibadetler üzerinden yılmaz savunuculuk görevini üstlenmiş soytarıların, abdest ile ilişkileri vardır.

Bir kez daha ve dikkatlerinizi çekerek, al birini vur ötekine dediğim bu ikiz kardeşlerin kendilerini farklı gibi pazarlama sahtekârlıklarını yutmayın artık. Piyasaya sürdükleri tüm malzemelerinin, tüm argümanlarının bayat, miadı dolmuş ve dolayısıyla zehirleme potansiyeli son derece yüksek malzemelerini alıp başlarına çalmak vakti haylidir geçmektedir.

Çok uzun yıllar evvel yazdığım ‘’ Beynamaz köşe yazarları ‘’ başlıklı yazım, yıllar geçmesine rağmen hala cari ve hala güncel olması hasebiyle bu noktaya zum yapmak,  İslam ve Müslüman savunucusu pozuna bürünmüş bu kuzu müsveddelerini bir kez daha deşifre etmekten yana kendimi vazifeli addediyorum.

Bu sallama mücahit ve mücahideleri gördükçe, Dinlerimizin birbiri ile zerre kadar benzeşmediğini ve bu benzememezlikten dolayı müthiş bir huzur duyduğumu, bu müsveddelerin bir çoğunun yüzüne ve geri kalanlarına da köşemden haykırarak ‘’ sizin Dininiz size benim Dinim bana ‘’ demenin şükrünü yaşıyorum.

Geçmişte, bir takım haklardan yana çeşitli gasp girişimlerine uğramış olan Müslüman zümre, Müslümanların haklarını savunduklarını iddia eden zümre kadar haklarına tecavüz eden başka kimsenin olmadığı bilincine kavuşuncaya kadar, analarımızın ağlama çilesi de bitecek gibi görünmemektedir.

Semirdiler, sömürdüler, kemirdiler ve hatta her şeyimizin dibini dahi sıyırdılar. Tüm bunlara rağmen doymadılar ve doyacak gibi de değiller. Tanırım birçoğunu ve cemaziyel evvellerini de iyi bilirim. Bizim, çarpık hayat yaşadığımız süreçlerin, suyu üfleyerek içenleridir birçoğu. Haliyle bizlere nasihat eden ve bizlerin de kendilerine saygıda kusur etmediğimiz ve hocam diyerek hitap ettiğimiz ve üstelik bir hocam derken bin bir hocam kelamının dudaklarımızdan döküldüğü soytarılarda yine bunların kendileridirler.

Üstelik bu istismar ve iğfal girişimi, dünün başörtüsü mağduru !üniversite, imam hatip, sakal ve şalvar mağduru olan sizin ve bizim mahallenin soytarıları, pardon çocuklarıdırlar. Hele hele de, sizlerin haklarınızı savunduklarını iddia edip seslerinin de aşırı derece de yüksek çıktığı kişiler var ya!?

HAH İŞTE ONLARDAN NE KADAR AYRI VE UZAK DURABİLİRSENİZ ŞAYET, KURTARABİLECEKLERİNİZİN SAYISIZ DA O KADAR FAZLA OLACAKTIR…