banner4
06.01.2020, 10:46

FELSEFECİLERİNTUTARSIZLIĞI-10

İmamGAZALİ

Tehâfüt El-Felâsife (Felsefecilerin Tutarsızlığı)

...

Deriz ki; Bu şekilde sorularlatartışmayı uzatma girişimi sizi kurtarmaz. Tüm sonradan var olanların dayanağı olan devir hareketinin kendisi sonradan var olan mıdır, başlangıcı olmayan mıdır? Eğer başlangıcı olmayan ise nasıl olmuş da ilk var olanların ilkesi olmuştur. Eğer sonradan var olan ise, başka bir sonradan var olana ihtiyaç duyacaktır ve bu durum zincirleme uzayıp gidecektir. Sizin “bir yönden başlangıcı olmayana, bir yönden de sonradan var olana benzer, dolayısıyla o durağan ve yenilenendir; yani yenilenmesi durağan, durağanlığı yenilenir” sözünüze gelince; biz deriz ki: O, durağan olma bakımından mı, yoksa yenilenmesi bakımından mı sonradan var olanların ilkesidir? Eğer durağan olması bakımından ise bunun ilkesi, bazı zamanlarda durumları birbirine benzeyen bazı zamanlarda benzemeyen bir şey; durağan olan bir şeyden nasıl meydana gelmiştir. Eğer yenilenmesi bakımından sonradan var olanların ilkesi ise, kendi özvarlığı olan nefsinde yenilenmesinin nedeni nedir? Bu neden başka bir nedenegereksinim duyar ve nedenler halkası zincirleme devam eder. İşte bu son derece savlarının kanıtlarla çürütülmesinin kesinlik kazanmasıdır.

Felsefecilerin bu kanıtlarla çürütülmeden çıkabilmeleri; bir tür aldatış ile olasıdır ki bundan sonra bazı sorunlarda onu açıklayacağız. Amaç bu sorunda sözün kısımlarının ve yöntemlerinin bölünerek uzamasını önlemektir. Kaldı ki biz ilerde devir hareketinin sonradan var olanların ilkesi olmaya elverişli olmayacağını açıklayacağız. Çünkü tüm varlıklar başlangıçta Allah tarafından yoktan var edilmişlerdir. Biz onların gökyüzünün kendi iradeleriyle “tıpkı bizim hareketimiz gibi” canlı olduğunu söyleyen sözlerini geçersiz kılacağız.

Evrenin başlangıcı olmayan yani öncesizlik olması sorununda;

Felsefecilerin ikinci kanıtı; Felsefeciler iddia ettiler ki, “evren Allah'tan sonradır, Allah ondan öncedir” diyen bununla; ya “Allah, evrenden zaman bakımından değil, kendi bakımından öncedir” demek istemiştir. Tıpkı birin, ikiden önce olması gibi, bu öncelik yaratılış bakımındandır. Oysaki zamana ait varlık bakımından onunla birlikte olması uygundur ve nedenin, nedenle oluşandan önce olması gibi sözgelimi, kişinin hareketinin ona bağlanan olan gölgenin hareketinden önce ve elin hareketinin, parmaktaki yüzüğün hareketinden önce olması gibi ve elin su içinde hareketiyle birlikte suyun hareketi gibi. Bunlar zaman bakımından eşittirler, ancak bir kısmı neden bir kısmı da nedenle oluşanlardır. Gerçekten “kişi hareket ettiği için gölge de hareket etti, el suyun içinde hareket ettiği için, su da hareket etti” denir de “gölge hareket ettiği için kişi hareket etti veya su hareket ettiği için el hareket etti” denmez, oysaki her ikisi birbirine eşittir.

Yüce Allah'ın evrene önceliği ile bu demek istenmişse ikisinin de Allah ve evren, ya sonradan var olan veya başlangıcı olmayan olmaları gerekli olur ve birisinin başlangıçsız diğerinin sonradan var olması olanaksız olur.

Eğer, “evren Allah'tan sonradır, Allah evrenden öncedir” sözü ile; Yüce Allah, evren ve zamandan kendi bakımından değil, zaman bakımından öncedir demek isteniyorsa bu durumda; zamanın ve evrenin varlığından önce evrenin yok olduğu bir zamanın bulunması gerekir. Çünkü varlıktan önce bir yokluk bulunmaktadır ve Allah son bakımından bir noktası bulunan ama öncelik bakımından hiçbir noktası bulunmayan uzun bir süre, zaman ve evrenden önce vardır. O halde zamandan önce sonu olmayan bir zamanın bulunması gerekir ki bu çelişiktir. Bu nedenle zamanın sonradan var olduğunu söylemek boş sözdür. Zamanın başlangıçsız olması gerekirse “ki o zaman; hareket ölçüsünden oluşur” hareketin de başlangıçsız olması gerekli olur. Böylece kendisinin hareketinin devamı ile zamanın devam ettiği hareket ettiricinin de başlangıçsız olması gerekli olur.

İtiraz olarak şöyle denilebilir; Zaman, sonradan var olan ve yaratılmıştır, ondan önce kesinlikle bir zaman yoktur. Bizim, “Allah evrenden ve zamandan öncedir” sözümüzün anlamı şudur: Hakk’ın varlığı olarak Allah vardı ve evren yoktu. Sonra o, vardı ve birlikte evren de olmuştu. Bizim “Hakk’ın varlığı olarak Allah vardı ve evren yoktu” sözümüzün anlamı ise şudur: Önce Allah’ın kendisinin varlığı vardı ve evrenin kendisinin varlığı yoktu. “Allah vardı ve onunla birlikte evren oldu” sözümüzün anlamı da her ikisinin, Allah’ın ve evrenin var olmasıdır. Biz öncelik ile onun varlık bakımından “tek”liğini demek istiyoruz, evren ise bir tek kişi gibidir. Biz, “Allah vardı ve sözgelimi İsa yoktu, sonra Allah vardı ve beraberinde İsa da oldu” dersek bu anlatım ancak; bir kişinin var olup bir kişinin de var olmadığını, sonra her iki kişinin var olduğunu kapsar. Üçüncü bir şeyin var sayılması bunun zorunlu gereği değildir. Eğer zan üçüncü bir şeyi var saymaktan geri kalmazsa ki zamandır, zannın uydurmalarına ilgi göstermek gerekmez.

Denilirse ki; bizim “Allah vardı ve evren yoktu” sözümüzün, evrenin yokluğu ve kendisinin varlığından başka üçüncü bir anlamı daha vardır. Çünkü biz kanıt olarak gelecekte evrenin yokluğunu varsayacak olursak, bir şeyin varlığının ve bir şeyin yokluğunun meydana geldiğini görürüz, o zaman “Allah vardı ve evren yoktu” sözümüz doğru olmaz. Doğru olan şöyle dememizdir: Allah oluyordu ve evren yoktu. Biz, ancak geçmiş için “Allah vardı ve evren yoktu” deriz. Öyleyse bizim “vardır” sözümüz ile “oluyor” sözümüz arasında fark vardır, bunlardan birisi diğerinin yerine geçmez. Bu durumda biz bu farkın neye ait olduğunu araştıralım: kuşkusuz ki bu iki anlatım bir şeyin varlığı ile evrenin yok olmasının bulunmayışını birbirinden ayırmaz, aksine üçüncü bir anlam taşır. Çünkü, biz; gelecekte evren yok olacağı için, “Allah vardı ve evren yoktu” dersek bize “bu yanlış” denilir. Çünkü, “vardı” sözü ancak geçmiş için söylenir ve “vardı” sözünün altında üçüncü bir kavram bulunduğunu gösterir ki bu da geçmiş kavramıdır vekendisi ile geçen şey, zamandır. Başkasıyla geçen şey ise harekettir. Çünkü hareket zamanın geçmesiyle geçer, dolayısıyla zorunlu olarak evrenden önce yok olmuş bir zamanın bulunması ve bu zamanın evrenin var olmasıyla son bulması gereği ortaya çıkar.

....

Yorumlar (0)
12
az bulutlu