banner4
26.02.2020, 17:54

TUTUNMAK

Tutunamayanlar demiş erbabın birisi. Hoş, haksız da sayılmaz zira tutunamamak bedeli savsaklanır cinsten bir sorun değil elbette. Belki bir o kadar ağır bedel ödettiren bir başka amilde, yanlışa/ yanlışlara tutunmak olsa gerek diye düşünüyorum.

Tutunamamak ile yanlışa tutunmak arasında mahiyet ve sonuç anlamında bir farkın olduğu kanısı hasıl değil bende. Ha Hasan ha kel Hasan yani…

Ben, insana ve insanlığa dair bir hasat eyleme güdüsü içerisinde olan kambur Hasan’a veriyorum oyumu. Elini nereye atsan orası elinde kalıyor ise ne tuttuğun, nereye ve kime tutunduğun sorusu, kambur Hasanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bana.

Ne siyasal Din bezirgânları, ne tarihi ikonlar, kahramanlar, mitoslar artık bir değer ifade etmiyorlar benim için. Yo yoo, saydıklarımın hepsinin ya da hiç birisinin sahici bir değere takabül etmediğine dair bir bahis değil benimkisi. Ben,seslendiren tellaktan, değeri hiçe indirgeyen simsardan bizarım.

Ne yani, bütün bu saydıklarının herkes için öneminin tükendiğini mi söylüyorsun? Diye avazı çıktığınca bağıranı da ve hem bağıranın ve hem de bağırtıya iştirak edenlerin çatık kaşlarını da görmüyor ve duymuyor değilim elbette. Bir şeyin benim için anlamsızlığı bir başkası için paha biçilmez bir değer olmasına pek tabi ki engel olmadığı gerçekliğine teslim olduğumu da ayrıca teslim etmiş olayım.

Lakin !

Kullanıla kullanıla laçka olmuş, elden ele bilmem kaçıncı el, ağızdan ağıza çiğnenerek pörsümüş olanların neye ve kaça tekabül ettiği sorusunu sizlere sorduğum an, senkronize ve homojen bir cevap vereceğinize dair iddiaya gireceğimin de iddiasını aha şuracığa da kaydedeyim hemen…

Aha bütün bunlara rağmen !

Kör, anlamsız, ehemmiyetsiz ve kabul etmeseniz de değersiz saplantılarınızın ne kendi, ne başkası ve ne de devletin hanesine bir puan getirmediğini anladığınız an, radikalizme kurban verdiğiniz kişiliğiniz ve dolayısıyla heba ettiğiniz ömrünüz için dökeceğiniz göz yaşlarınızın önemli bir miktar olacağına olan inancım ise bir başka iddiam olarak kalıversin diğer birtarafta.

Ben, kendiniz ile gerçekler, ilke ile adalet,  tutarlılık ile barışık olmanız gerektiğine dair yaptığım vurguları göremeyip, duyamayıp ve dolayısıyla tutamayıp ve de radikal ihtiraslarınıza kurban vereceğiniz ihtimalini de pas geçmiş değilim elbette. Bir umut işte benimkisi diyerek başımı okşama lütfunu çok görmezsiniz diye düşünüyorum..

Hilekâr bir ateşkes ile sağlanmış kolpadan huzur, bir sonraki hasadın büyüklüğünü düşünüp mutluluk naralarına gem vururken, sağa sola gönderdiği müşfik! gülüşlere tav olmuş nice salakların ardı ardına düşüşleri, mevcut cephenin işvelerindendir diye düşünüyor, giden gitti kalan sağlar bizimdir terennümüne engel olamıyorum dudaklarımın…

Tüm pespaye düş ve duygulara açtığım savaşlar, bir çok cepheye dağılmışlığımın takatsizliği umutlarıma budama yapıyor olsa da, bir başka umut çıkarıyorum heybemden ve kendime umut adı altında attığım çalımı da görmemezlikten geliyorum.

Herkesin kendisine attığı kazık kadar benim de kendime atma hakkımdan hareketle bir başka kazık daha atarken, görmemek, duymamak, umursamamak hastalığı hepimizi kuşatmış ve elbirliği ile birbirimizi boğazlayıp duruyoruz.

Artık herkesin kendi kapısında ki pisliği temizlemesi mevcut karanlığın, kaos ve kargaşanın temizlenmesine, ortalığın sükun bulmasına yetmeyeceği gerçekliğin altını çizmek istiyorum.

Ben senin sen diğerinin, öteki berikinin kapısının önünü de birlikte süpürmediği sürece başkaları toptan bizi süpürmeye devam edeceketir.

Siz, süpürmek deyip geçiyor musunuz hala!?

Yorumlar (0)
12
az bulutlu