banner4
07.11.2019, 16:44

“LİYAKAT Mİ, SADAKAT Mİ?”

Dün akşam yemeğe annemlere gittim. Ne zamandır görmemiştim özlemişim.

Yemek de “babam düşünce”; “Oğlum “soru işareti” çoktur “dürüstlük” yok ortalarda, kayıp bir sor et nerededir ne haldedir.” dedi.

Tamam, baba bakarım diye ayrıldım evden.

Ertesi gün babama söz verdiğim gibi ilk işim dürüstlüğü arayıp sormak oldu.

Yürüyorumyürüyorum oraya buraya bakıyorum yok. Çalmadığım kapı sormadığım kişi kalmadı dürüstlüğe rastlayan oldu mu nerededir ne yapmaktadır çoktur ortalarda yokmuş diye. Gören yok duyan yok.

Hasta mıdır acaba diye kardeşi “samimiyete” sorayımo bilir kesin dedim. Gittim ki ne göreyim “samimiyet” bacakları alçılar içinde yatak döşek yatıyor.

Samimiyet kardeşin dürüstlük görünmüyormuş ne zamandır babam dün akşam söyledi hasta mıdır ne hali vardır onu sorayım sana diye gelmiştim ama görüyorum ki asıl sen hastasın.

Çok üzüldüm dostum ne oldu bacaklarında ki bu alçılar nedir?

Samimiyet:" Sorma “soru işareti” ben geçen aylık toplantımıza kardeşim “dürüstlük”, babam “doğruluk”, annem “vicdan”, kuzenim “iyilikle” gittim.

Orada insanların ne kadar dürüst ne kadar sahte olduğuna dair aylık raporlama yaparken sahtelikle tartışmaya girdik.

Sahteliğin her zaman ki yüzsüz halleri deyip umursamadım tartıştık bitti sandım. Toplantıdan sonra evin yolunu tuttuk ailemle.

Annem “vicdan”, dayım “cesarete” çiçeklerini bırakmış bakımlarını yapsın diye.

Annem ; “Oğlum samimiyet onları alıp arkamızdan gel sen, dayın tatile gidecekmiş evde kimse olmayacak çiçekler orada kurur.” dedi. Tamam, deyip dayımın evine doğru yola koyuldum.

Dayımların evinin yolunu biliyorsun derenin aşağısında ki ıssız dar patikadan iniliyor. Tam oradan inerken “sahtelik”, kardeşi “kötülük”, diğer kardeşi “şerefsizlik” ve amcaoğlu“kayırmacılığı”almış yanına yolumu kestiler.

“Neydi o toplantıda ki hallerin biz varken seni konuşturur muyuz sandın neyine güveniyorsun sen diyerek,” daha ben ağzımı açamadan tekme tokat giriştiler bana.

Ne olduğumu anlamadım. Ağzım burnum kan içinde kaldı.

“Kayırmacılık” sen benim yerleştirdiklerimi yerinden etme derdine girdin ha şu bacaklarını kırayım da güzelce boyundan büyük işlere girişmek nedir anla bakayım sen hele deyip koca kütükle bacaklarıma öyle bir vurdu ki iki bacağımı da kırdı.(Soru işareti şaşkınlıkla samimiyeti dinlemeye devam ediyor.)

Allahtan bağırmama çevrede ki duyarlı köylüler yetişti de canımı kurtardım çok şükür.

Giderkenbu burada bitmedi kardeşin dürüstlüğe de soracağız,biz çok güçlüyüz size yaşam yok buralarda pılınızı pırtınızı toplayıp defolun gidin yoksa biz sizi göndermesini biliriz deyip üstüne sinkaflı küfürler edip gittiler.

Dürüstlüğe haber vereyim diye çok çabaladım ama o halde ne yapayım edeyim köylülere dedim ancak haber salsınlar dürüstlüğe korusun kendini diye de benim haber dürüstlüğe gidene kadar sahtelik ve akraba çetesi gitmiş kardeşim dürüstlük çalışırken sessizce arkadan saldırmışlar ona da.

Kardeşim tek başına onlara karşı koymaya çalışırken kayıp düşmüş başını koruyum derken eli ile dayanınca yere bilekleri kırılmış. Çok hassas yerden kırıldığı için ameliyat edecekler onu hastanede şuanda.

Soru işaretiüzüntü ve ne diyeceğini bilmez mahcup bir halde; “Neler olmuş ben yokken…”

Samimiyet:-"Evet çok uzun zamandır yoktun sen, sormadın etmedin biz de seni dayım cesaretle birlikte tatile gittin sandık." dedi.

Soru işareti:-"Gerçekten çok özür dilerim samimiyet.

Ben etrafta gezinirken her şey çok güzel dediler bana onlara inanıp soru sormayı (sorgulamayı) araştırmayı bıraktım.

Affet beni çok üzgünüm sizi yalnız bıraktığım, insanlara size ne olduğunu sordurmayı ihmal ettiğim için." dedi.

Samimiyet: -“Şimdi bunları konuşmanın zamanı değil dostum. Olan oldu. Pişmanlığına, üzüntüne inanıyorum.

Bir an önce sormaya başlat ki insanlar sorgulayıp doğruyu yanlıştan ayırt etsinler.

Ehil olmadıkları yerleri kayırmacılığın arkasına sığınıp işgal edenler sorulsun çıkarılsın, yerlerine ehil olanlar getirilsin.

Onlar sormadan sorgulamadan doğru kendi ayaklarıyla onlara gitmiyor biliyorsun “babam doğru” davet edilmediği yere gitmez.”

Soru işareti:- “Evet biliyorum. Baban doğru çok gururludur insanlar sormadan emek vermeden gitmez onların yanına.

Tamam, hemen rehaveti bırakıp eskisi gibi sormaya başlayacağım. Umarım beni, affetmişsindir dostum.” dedi.

Samimiyet:-"Benden değil asıl sordurmadığın insanlardan özür dilemesin sen yokken onlar çok mağdur oldular.” dedi.

Soru işareti: "Haklısın benim hatam hemen işimin başına gidiyorum, sana çok geçmiş olsun bir ihtiyacın olursa söyle memnuniyetle yaparım, yarın sana “annem şüphenin” kemik suyu çorbasından getireyim de bir an önce iyileş, hadi geçmiş olsun tekrarenAllaha emanet ol,” diyerek samimiyetin yanından ayrıldı.

Sokağa çıktığında istemeden de olsa denilenlere inanmanın gafleti içinde soru sormayı hatırlatmadığı insanlara ne büyük kötülük yaptığını anladı. Gözlerinden yaşlar süzüldü.

Bundan sonra sorup araştırmadan her şey çok güzel diyenlere inanmayacağım diye kendini kendine söz verip vasat.com da ki işinin başına döndü.


Ve soru işareti uzun bir aradan sonra vasat.com da ki masasının başına oturduğunda bilgisayarında ki açık ekrana ilk şu soruyu yazdı:

“Liyakat mi, Sadakat mi?”

Zuhal KURTYEMEZ

Yorumlar (2)
Suzan Çal 5 yıl önce
Oldukça keşfedici ve tebessüm ettim. Mizah yönü etkileyici.
Zuhal 4 yıl önce
Böyle düşünüyor olmanıza memnun oldum Suzan hanım sağ olun.
12
az bulutlu