banner4
02.12.2019, 11:36

TÜMÜ HER PARÇACIĞIN İÇİNDEDİR ...

Holografi,lazerışınlarına dayanılarak gerçekleştirilen üç boyutlu görüntü işlemine verilen addır. Uzay dediğimiz sonsuzluk boyutundaki bir cismin varlığına aitherhangi bir bilgi bize genellikle ses veya ışık dalgalarıhalindeulaşır. Holografi,cisimlerden gelen dalgalardaki bilgiyi belirli bir biçimdekaydedip, bu bilgide hiçbir kayıp olmadan tekrar ortaya çıkartmayı sağlayan bir tekniktir.

Söz konusu bu tekniğe “Holografi” adını bu konuda ilk çalışmaları yapan Dennis Gabor vermiştir. Yunancada “holos” sözcüğü, tüm anlamına gelmektedir. Hologram bir cisimden gelen dalgaya ait toplam bir bilgiyi, yani hem dalgaya özgügenlik hem de faz değerlerini bilgisel olarak kaydeder. İstendiğinde bu kayıt ortamından özgün dalga yeniden elde edilebilir.

Eğer bir gül hologramının tam ortadan ikiye bölündüğünü varsayarsak, sonuç bakımından iki parçası da gülün bizzatkendisinin öz yapısını içerecektir. Yani holografik bir şeyi ikiye bölseniz dahi, gülün tam ve kesin özgün hali iki parçada da var olacaktır. İki boyutlu fotoğrafların aksine, holografik resimlerin parçaları, tüm resmin bilgilerini de aynen içerir. Yani, Hologram kuralının en önemli özelliği, her noktasının tüm cismin görüntüsünü verebilmesidir. Hologramın her noktasına cismin her tarafından ışın dalgaları gelmekte ve orada kaydedilmektedir. Bu nedenle, hologram plakası ne kadar koparılsa ve kırılsa bile her parçacık tümün bilgisini içinde taşımakta ve gerektiğinde tümün tam görüntüsünü tek başına vermektedir. Yani “tümü her parçacığın içindedir”, cümlesi hologramların mantığını anlamayı kolaylaştıracak bir anlatım biçimi olacaktır.

Yani parçalanmış ya da parçacıklara bölünmüş bir hologram gibi, bölünmüş ancak yine de aynı tümü içinde barındıran parçacıklardır. Dolayısıyla, evrenin kendisi de bir hologram veya hologram gibi bir şey olabilir. Diğer yandan eğer iki atomaltı parçacığı arasında bir eş güdüm, iletişim ve bağ varsa, bu aynı zamanda tüm evrenlerin de bir eş güdüm, iletişim ve bağ içinde olduğunu gösterir. Yani insan beynindeki bir karbon atomu, yüzen herhangi birbalığın içerdiği karbon atomuyla ilişki içinde olması anlamına gelen bu durum, aynı zamanda evrenlerin başka yerlerindeki karbon atomlarıyla ilişki içinde olması anlamına da gelebilir. Yani her şey, her şey ile ilişki, iletişim ve eş güdüm halinde olabilir. Bu durum, aynı zamanda her şeyin aslında yapay ya da yanılsama olduğu anlamına da gelebilir.

Çağımızdaki en son bilimsel buluşlara göre; “Evrenin aslı, kuantsal yapıdan oluşan ve holografik özellik gösteren bir tümelliktir.”Başka bir anlatımla, atomaltı parçacıkların bulutumsu, dalgasal ve ışınsal hareketlerinin holografik özellik gösterdiği deneylerle gözlemlenmiştir. Yine bu konuda tespit edilen ilginç deneysel bulgulardanda,“tüm atomaltı parçacıkların birbiri ile ilişkili” olduğunungözlenmesidir. Bu ilişki, parçacıkların tümel bir bilinç tarafından bilinçli bir biçimde düzenlendiğini ortaya koymaktadır. Yani atomaltı parçacıklar,kendi başlarına buyruk bağımsız hareket etmedikleri gibi; gizemli, gizli ve bilinçli tümel bir düzenleyici tarafından düzenlendikleri anlaşılmaktadır. Holografikyapının özelliğine göre, varlığın tümünde olan her özellik, varlığın her atomaltı parçacığında da tam olarak aynı biçimde vardır. Her şey birbirinin devamı niteliğinde olarak süreklilik göstermektedir; her şey, bir diğer şeyin taşıdığı tüm özellikleri özgün yapısında daaynı biçimde taşımaktadır ve aslında aynı şey aynı zamanda, diğer “şey”dir.

Birfizikselkuram da olsa holografik evren anlayışı pek çok gerçekler içermekte olduğu artık kabul görmektedir. Bunlardan birkaç tanesini şöyle özetlemek olasıdır;

a. Tüm evreninbütünlüğünde,evrenler ile parçacıkları arasında bir “vahdet” yani “birlik” bilinci vardır. Yani yerdeki elementler,gökteki güneşte de aynen var olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu ise, tüm evrenlerin yaratıcısının “bir” olduğunugösterir. Çünkü, bilimselbir tanımlamaolan “Bir ancak birden gelir” kuralı gereğince, tüm yaratılmışların birliği, yaratanın birliğini gerektiren bir gerçektir.

b. Tüm evrenlerde ve onların parçacıklarındakuşkusuztümel bir bilince dayalı bir bilgi birliği vardır. Örneğin, bir insanda yüz trilyondan daha çokhücreninvar olduğu bilinmektedir. Bu hücrelerin her birindeki bir bilgi kodu öz yapısının tümüne ait bilginin aynısıdır. Eğer bir tek insan hücresini bir çekirdek gibi uygun bir zeminde toprağa ekilmesi olası olsaydı, tek hücre tüm ayrıntılarıyla ait olduğu aynı kişinin insan olarak filizlenmesine sonuç verecekti. Tüm çekirdekler ve tohumlar da aynı özelliğe sahip oldukları bilimsel olarak kanıtlanan ve gözle görülen gerçeklerdir.

c. Ayrıca, tüm evrenler içerisinde geçerli olan yardımlaşma, kucaklaşma, birliktelik, omuz omuza oluşlar, el ele verme gibi sosyal gerçekler gözle görülen gerçekliklerdir. Bilindiğiüzere, güneş denizleri buharlaştırır, rüzgarlar buharları taşır, bulutlar buharları yağmur, dolu ve kar şekline dönüştürür. Aynı biçimde rüzgarlar bulutları ihtiyacı olan yerlerin üzerine taşır, yağmur yerin yardımına koşar, yer bitkileri, gıdaları ve meyveleri yetiştirir, bu bitkiler ise canlıların yardımına koşar. Bunun gibi, evrensel döngü, bir fabrikanın çarkları gibi bir uyum içerisinde dönüp devam eder. İnsanın ayağına diken batsa gözleri yaşarır. Tüm bunlar evrenin kuşku götürmez bilinçsel tümel bir bilgi merkezinden yönetildiğini gösterir.

İşte bu gerçekler, bize Allah’ın sonsuz bilgisini, sonsuz gerçekliğini ve gücünü göstermektedir.

Aşağıda Türkçe anlamlarını verdiğimiz ayetlerde bu gerçeklikler bize bildiriliyor;

Bakara Suresi 2/164 ayetinde; “Kuşkusuz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre hazır bulutları evirip çevirmesinde kesinlikle düşünen bir topluluk için kanıtlar vardır.” Denilmektedir.

Lokman Suresi 31.10-11 ayetlerinde; “Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve yararlı bitki bitirdik. İşte Allah'ın yarattıkları...” Denilmektedir.

Talak Suresi 65.12 ayetinde; “Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah'ın emri bunlar arasından inip durmaktadır ki, Allah'ın her şeye gücü yeten olduğunu ve Allah'ın her şeyi bilgisiyle kuşattığını bilesiniz.” Denilmektedir.

Düşünenkişilere, evrendeki bu bilgi, haber, iletişim ve karşılıklı yardımlaşma, anlaşma, uyuşma, kucaklaşma gibi işin arka planında Allah’ın sonsuz bilgi ve gücünü gösteren birlikteliğine ve yukarıda açıkladığımız gibi, evrenlerin bütünlüğü ile parçacıkları arasında bir “vahdet” yani “birlik” var olduğunu gösteren holografik evrensel bir yapıya simgesel olarak vurgu yapıldığı görülmektedir.

Öyleyse, Yüce Allah’ınKur’ anda bizlere bildirdiği üzere, “kesinlikle düşünen bir topluluk için kanıtlar vardır sözlerini ne kadar özümsüyoruz acaba?

Yorumlar (0)
12
az bulutlu