banner4
30.12.2023, 10:46

​​​​​​​"siyasetin matematiği" "ÖN yargılar.!"

ÖN yargılar yanıltır..!

Cehalet ile besleniyor ön yargılar.!

Akıl mühendisleri ve yürek kahramanları cehalet ile savaşırken; Matematikçi ve fizikçilerin, icadı için formül aradıkları manivela dünyayı kaldırmaya yetmeyecek asla, ama yerinde vurgu ve doğru sözcüklerin efendisi olan şairlerin ve söz ustalarının bir dizesi dünyayı yerinden oynatmaya yetecek bir gücün ve düşlerin de sahibidirler..!

Hakikatin amacı;

Erdem ve Hikmetin amacıdır.

Ama hiç bir düşünce, düşünce ve fikrin kendisi değildir.

Hakikat; sözlerin sahibine söz hakkı vererek gittikçe kirlenen dünyaya karşı yüreğinden başka silah ve dizelerinden başka kurşun kullanmayan namus işçilerinin feryadını yani yaşam haykırışlarını bizzat onlardan dinleyerek, dizeleriyle parmak izi bıraktıkları yüreklerden aşırıp İNSAN/a taşımaktır...

İyiliği ve hakikati kusmaya sancılı bu yaman dijital ejderha çağında; ÖN yargılar yanıltır..! ÖN görülü olmak lazım..!

Türk siyasetinin cemaziyel evveli

Türk siyasetinin, Türklerin devlet geleneğiyle özdeş bir karakteri vardır.

İsmi ve yönetim biçimi değişmiş olsa bile siyaset ve demokrasiye yaklaşımı, kalıtsal bir refleksi ifade eder.

Türk demokrasisinin de yine Türk siyaset geleneğinden bağımsız ele alınması anakronik bir arızayı izah eder.

Eski Türk devletlerinin ordu devletleri olması, devletin başı olan hükümdarların ayni zamanda ordunun komutanı olması, Anadolu Selçuklu Devleti'ndeki ikta, Osmanlı Devletindeki tımar sistemleriyle siyasal, ekonomik ve sosyal yapının orduya göre düzenlenmiş olması Ordu-yönetim ve hatta Medrese (Eğitim Kurumları) ilişkisinin iç içeliğini gösterir .

Tımar ve İkta’dan elde edilen gelirlerin azalmasıyla birlikte ordu, ekonomik, siyasal ve sosyal yapı da bozulmuştur.

Onun için saltanat tahtına oturanların genel kamu düzenine çekidüzen vermek için reform ve  ıslahatlara ordudan başlaması, orduyu iyileştirmekten çok sindirmek gibi daha çok siyasi bir balans ayarını işaret eder . (14 Mayıs 1950 seçimlerinde 408 milletvekiliyle parlamentoya girmesine rağmen Demokrat Parti’nin darbe söylentileri üzerine Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları dahil 15 General ve 150 Albayı emekliye   ayırması da Osmanlı’nın ıslahat politiğiyle yakınlık arzeder)

Bununla birlikte Yeniçerilerin dönem dönem kaldırdıkları kazan aslında darbeler tarihini belleğimize yerleştirir.

Ordunun, siyaset makamı olan Saltanata karşı ayaklanmasında kimi devlet adamları ve bürokratlar değiştirilir, kimi sürgün ve  idam edilirken, hükümdarları tahtından eden ve  hatta idam (II. Osman) edilmelerine yol açan bu geleneğin günümüz siyaset ve yönetim anlayışıyla post modern bir  yakınlığı vardır.

Algı ve kavrayış şeklimizi her türlü tarihsel müdahaleden kurtarsak bile, demokrasiyi pratikte olduğu gibi teoride de sağlıklı ele almamız mümkün olmayacaktır.

Biraz acımasız bir yaklaşım olmakla beraber Türk siyaset geleneğini  bu kavrayış düzleminde; militarist, seçkinci ve sivilleşememiş bir karakter taşıdığını söylemek mümkündür.

Kavramsal tasarım ile siyaseti hakikatin ayaklarına sermek ve bu kadim coğrafyayı yer yüzü insanlığına rol model ile  hayat ve can vermek mümkün iken; gelin görün ki can çekişiyoruz hepimiz siyasetin cehalet ilmi ile beslenen ÖN yargılarında..Yazıkk...

Yorumlar (0)
12
az bulutlu