banner4
22.09.2022, 19:46

SENEM AYŞE HATUN

1879’da Adıyaman’ın Suvarlı Nahiyesine bağlı Körtenli Köyünde dünyaya gelmiştir.

Babası Haveydi aşiretinden Yusuf Bey, annesi Senem Hanımdır.

Senem Ayşe 7 yaşında iken, 1886’da ailece Maraş’a göç ederler ve Maraş’ın Duraklı Mahallesine yerleşirler. (Bazı kaynaklarda, 1879’da dünyaya geldiği yazılıdır).

Kardeşi Hasan güreşlerde yiğitlik gösteren birisidir ve o da annesinin adıyla “Senem Hasan” olarak bilinmektedir, Ayşe de annesinin ismiyle “Senem Ayşe” olarak bilinir.

Babası Maraş’a göç ederken beraberinde yeğeni Ramazan’ı da götürmüş, ilerleyen yıllarda Ramazan’la Senem Ayşe’yi evlendirmiştir. Bu evlilikten Ökkeş adını verdikleri bir çocukları olur.

Maraş, 22 Şubat 1919’da İngilizler, Ekim 1919’da da Fransızlar tarafından işgal edilir. 

Fransız işgal komutanı, İngilizlerle yapılan anlaşmayla Maraş’ı tamamen kendi kontrolleri altına aldığında, tarihler 13 Aralık 1919’u göstermektedir.

Fransız işgal komutanı General Querette Ulu Caminin kapısına bir emirname astırır. Bu evrakla, “Osmanlı ülkesindeki kanunlara uyacağız ve hürmet edeceğiz” beyanında bulunur. 

Ancak gerçekler hiç de böyle olmaz. Ermeniler, Fransızların koruması altında büyük zulümlere ve katliamlara başlamıştır. Bununla da kalınmaz, fransız general de oldukça acımasız ve zalim davranmaktadır.

Üzerinde rovelver (6 patlar da denilen bir tabanca türü) çıkan bir Türk sorgusuz sualsiz kurşuna dizilince, Maraş halkı birşeyler yapmak gerektiğini düşünmeye başlarlar.

Bu sıralarda, fransız işgal askerleri kadınlara zaman zaman sataşmakta, sarkıntılıklar yapmaktadırlar. Buna karşı çıkan, müdahale eden Maraş halkı ile askerler arasında kavgalar, dövüşler olmaktadır.

Bunun üzerine işgal kuvvetleri komutanı General Querette yeni bir emirname çıkarır ve “nedeni ne olursa olsun bir kargaşa veya kavgada hayatını kaybeden bir fransız askeri olursa, ölen fransız askerine mukabil kura ile belirlenecek 2 Türk’ün sorgusuz sualsiz hemen orada kurşuna dizileceği”ni ilan eder. 

Fransız generalin bu emirnamesine göre, böyle bir kavgada “ölen fransız askeri olmaz da, sebebi ne olursa olsun fransız askerleri sadece dövülmüşse, halkın kalabalık olduğu bir meydanda fransız askerini döven Türkler en ağır şekilde cezalandırılacaktır”.

Bu ve benzeri bir çok kabul edilemez durumlardan sonra Maraş halkı işgale karşı bilinçli ve organize direnişin önemini kavrar.

O sıralarda Maraş’ın Kümbet Mahallesinde oturan Senem Ayşe’nin eşi Ramazan mahallesindeki vatanseverleri, aile efradını ve Haveydi Aşireti mensuplarını çağırarak toplantılar yapar. 

Kısa bir zaman içinde, Kümbet ve Kayabaşı Mahallelerinde, Kuvay-ı Milliye benzeri bir mahalle çetesi kurarlar.

Fransızlara ve Ermenilere karşı çete savaşı başlatırlar. Senem Ayşe Hanım da, kimi zaman onların yemeklerini yapar ve gizlice götürür yada gönderir, kimi zaman yaralıların tedavileriyle ilgilenir, kimi zaman kendisi de çatışmalara katılır.

İşgale karşı silahlı direnişin başlatılmasından 1 hafta kadar sonra eşi Ramazan’ın şehadet haberi gelir. Eşinin şehit olduğu haberini alan Senem Ayşe Hanım, Haznedarlı (yada Mercimek Tepe) Semtinde çadır kurup karargah olarak kullanan Kılıç Ali Paşa’ya gider. O’ndan silah cephane ister. Kılıç Ali Paşa “evine git, biz bu savaşı erkeklerle birlikte yaparız” diye cevap verse de, neticede onu ikna ederek bir miktar silah ve cephane temin eder.

Şehit olan eşi Ramazan’ın reisliğini yaptığı ve yaklaşık 50 kişiden oluşan çetenin başına geçer.

Evinin yakınındaki Ermeni birine ait olan evin düşman cephaneliği olarak kullanıldığını fark eden Senem Ayşe Hanım, kendi evini ateşe vererek yakındaki eve sıçratır ve düşman cephaneliğini de havaya uçurur. Bu eylemi Maraş’ın vatansever Türk evlatlarına büyük moral olurken, Fransızları adeta çıldırtmıştır.

Bir müddet sonra, işgalci Fransızlar tarafından Kümbet Mezarlığının batısındaki Hemhane kilisesi çatısına makineli tüfek ve top mevzilendiğini ve buradan açılan ateşlerle Türklerin öldürüldüğünü öğrenince bir plan yapar. 

Yanına 2-3 kişi alarak mezarlığın yüksekçe bir yerine mevzilenip kiliseye doğru ateş etmeye başlarlar ve birkaç fransız askerini de öldürürler.  Kilise ve çevresindeki işgalciler karşı ateşe başlayıp dikkatleri dağılınca, plan gereği diğer çete mensupları kiliseye dalıp nişancıları vurarak kiliseyi tamamen kontrol altına alırlar.

Maraş’ın işgalden kurtuluşuna kadar, kendisinin reisi olduğu çetesiyle mücadelesini sürdürür. Düzenli ordu kurulduktan sonra da çetesiyle birlikte düzenli orduya katılır.

Senem Ayşe 8 Şubat 1954’te vefat etmiştir.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah..

Yorumlar (1)
Gültekin Bulut 2 yıl önce
Allah Maraşımızı ve tüm ülkemizi düşman işgalinden kurtaran atalarımızdan Allah razı olsun mekanları cennet olsun inşAllah
12
az bulutlu