banner4
29.09.2022, 17:50

ONBAŞI TAYYAR RAHMİYE

Tayyar Rahmiye, Osmaniye'ye bağlı Kayalı (Raziyeler) köyü Kanlıgeçit mahallesinde 1890 yılında doğmuştur.

Osmaniye, 25 Aralık 1918 tarihinde önce İngilizler, daha sonra da Fransızlar tarafından işgal edildi. 

İşgallerden sonra, işgalciler zulümlere de başlayınca, kasaba ve köylerde direnme hareketleri başlamıştı. 

Kanlı geçitte, Çete Reisi olarak Hüseyin Ağa çetesine adam toplarken, Rahmiye Hatun da çeteye gönüllü olarak yazılır ve savaşta aktif görevler almaya başlar.

Savaşta genellikle süvari olarak görev yapardı. Çok cesur, hareketli ve aktifti. Bu nedenle kendisine Tayyar (Uçan) Rahmiye denirdi. Savaşta gösterdiği başarılardan dolayı onbaşı rütbesi verildi.

Asıl vazifesi, keşif, istihbarat ve düşman istihkamlarına kundakçılık yapmaktı. Nitekim, fransız işgal kuvvetlerinin ele geçirdikleri Osmaniye yakınlarındaki demiryolu tünelini patlatmış ve bu suretle fransızların asker ve silah-mühimmat takviyesini engellemiştir.

Şubat 1920’de 9. Tümenin fransızlarla girdiği mücadeleye kendi müfrezesiyle katıldı. Fransızlardan 80 tüfek ve 2 makineli tüfek ele geçirilmişti. Ancak 2 şehitimiz vardı ve yoğun ateş altında şehitlerimizin cenazelerini almak mümkün olamıyordu. Bırakıp çekilelim denilirken, ben şehitlerimi düşmanın insiyatifine bırakamam, gönlüm razı olmaz diyerek Rahmiye Onbaşı çevik bir şekilde daldı ve 2 şehitimizin cenazelerini getirdi. 

1 Temmuz 1920’de işgalci fransız askerlerinin ağır saldırıları devam etmekte ve Osmaniye adeta yanmaktaydı. Müfrezelerin tüm savunma ve saldırı çabalarına karşı fransızlar sökülüp atılamamakta idi. 

Askerin morali bozulup geri çekilmeye hazırlandığı bir sırada Rahmiye Hatun ayağa kalkıp kurşun yağmuru altında bağırarak “neden canla başla savaşmıyoruz? Ben kadın halimle gider fransız karargahını basarım. Ölürsem de şehit olurum. Korkuyorsanız siz gidin” der ve ileri atılır. Bunun üzerine tüm müfrezeler bütün güçleriyle saldırırlar. Birkaç saat sonra fransızlar geri çekilir ve düşman karargahı ele geçirilir.

5 Ağustos 1920 tarihinde, Alibeyli mahallesinde, düşman karargahı olarak kullanılan Hacı Ökkeş Ağa'nın evine bir baskın düzenlenir. Bu baskında Rahmiye Onbaşı da gönüllü olarak iştirak eder. Çetin bir savaş olur. 

Bir ara düşman ateşinden çeteler başını kaldıramaz duruma düşerler. Tam bu sırada Rahmiye Onbaşı ayağa kalkar, saçlarını poşudan çözerek haykırır:

“Ben kadın olduğum halde düşmandan korkmuyorum; siz erkek olduğunuz halde düşmandan niçin çekiniyorsunuz. Çocuklarınızı, eşlerinizi, namusunuzu da mı düşünmüyorsunuz? Vatan elden giderse bunlar kalır mı?”

Bu söz üzerine müfreze büyük bir moral motivasyonla adeta kükrer, düşman sarılır. Ancak hücum sırasında Onbaşı Rahmiye Hatun vurulur. Tayyar Rahmiye "sakın cesedimi düşman eline koymayın, vatanı kurtarmadan da durmayın” diyerek ruhunu teslim eder. Tarih 5 Ağustos 1920’dir ve Tayyar Rahmiye annemiz şehit olduğunda 30 yaşındadır.

Cenazesi önce Endüstri Meslek Lisesinin bulunduğu yerdeki mezarlığa defnedilmiş, sonraki yıllarda Ulu Cami çevresindeki şehitliğe nakledilmiştir.

Rahmiye Hatun'un mezar taşında şu dörtlük yazılıdır:

“Yarınların sahibi ey gençlik, iyi tanı

Ebedi sukunetle bu mezarda yatanı.

Hak için, bayrak için canını feda edip,

Sana armağan ettik mukaddes vatanı”.

Osmaniye'nin kurtuluşundan sonra adını ve kahramanlıklarını yaşatmak için şehirde adına bir anıt dikilmiştir. 

Tayyar Rahmiye annemizi ve Kurtuluş Savaşımızda kahramanca mücadele eden isimsiz nice Türk kadınımızı, bacılarımızı, annelerimizi saygı, minnet, şükran ve rahmetle yad ediyoruz. 

Allah rahmet eylesin; mekanları cennet, ruhları şad olsun.

Yorumlar (1)
Semih BAYDEMİR 1 yıl önce
Harika bir kişilik ve buna yakışır bir anlatım.Sağolun sayın Müsteşarım
12
az bulutlu