banner4
30.09.2019, 22:25

ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK ARASINDA DEMOKRASİMİZİN  AŞİL TOPUĞU


Bir toplumun sosyal olgularla ilişkisinin sağlıklı olup olmadığının en önemli göstergelerinde birisi, o toplumun sosyal olgularla  kurmuş olduğu ilişkinin  sahiciliģidir. Sahiciliğin en önemli göstergesi ise kendimiz, yeteneklerimiz ve imkânlarımızın gerçekçilik ile olan ilişkisidir.
Tarihsel olarak devlet ile toplumsal ilişkilerimizin mahiyeti hep korku ve koruma üzerinde dizayn edildiği için, hep bir özgüven meselemiz söz konusu olmuştur.
Hukuksuzluğa meyletme, sosyal olgulara ideolojik gözle bakma,başkalarının haklarını ve özgürlüklerini  kısıtlama  bir nevi özgüven meselesi olduğunu  nedense hep unutuyoruz.   
Siyasi tarihimiz ise ne hazindir ki,bu  tür hikayelerle doludur.
Siyasî partilerimizin sosyal olguları doğru okuyamamaları ve  daha sonra başka mecralara savrulmalarının  nedeni budur. Bu bir tür aşiltentonu hastalığıdır. Muhalefette iken başka iktidarda iken başka  söylemleresahiplenmeleriiktidara hazırlıksız talip oluşlarının  bir sonucudur.Özgürlükçü bir kimlikten  gelip  güvenlikçi bir kulpa tutunmalarının sonucudur. Başka bir tabirle, mlleti dışlayan, devleti kutsayan; devletçi, güvenlikçi  tutum ve politikalara teslim oluşları onların bitişlerinin başlangıç noktasını göstermektedir. Demokrasimizin kanayan aşil topuğu burasıdır.
Bu sistematik bir yapıya sahip olmama veya bireysel anlamda bir özgüven eksikliğidir. Özgüven eksikliği; ya aşırı  boyun eğmeyi ya da aşırı derecede sosyal olguları  ve gerçekçiliği görememe hastalığıdır.
 Özgürlük, hayatın temelidir ; yani fıtratımızın  olmazsa olmazıdır. Güvenlik ise  özgürlükten sadır olur, kendi başına varolmaz. Bunun böyle idrak edilmesi gerekirken, nedense  hep tersi söz konusu olur. Özgürlükleri kısıtlayarak güvenliğe ulaşılacağını zannedilir ve sonuç hep hüsran olur.Merkez sağ partilerin gelip  yanıldıkları nokta burasıdır.
 Özgürlük,varlık âleminde sorumluluğumuzu perçinleyen temelbir  ilkedir.Özgür olmayan bir varlık, emaneti yükleyemez, adaleti sağlayamaz, ehliyet ve liyakat ilkesinin varlık nedenine inemez.
Özgür olmayan bir varlık, güvenliği de sağlayamaz. Çünkü güvenlik öğesini yeryüzünde sulh içinde tarafsız bir şekilde sağlayan ilke özgürlüktür. Özgür olmayan bir varlık, iyi ile kötü arasında hür bir irade sergileyemediğini için aynı zamanda  hakkın tecelli olmasını da engeller. Onun için kamu düzenini de sağlayamaz.
Düzen, özgürlükten neşet eder. 
Güvenlik özne olarak varolmuş değildir. 
Özgürlük, varolduğu için can, mal, onur ve kisisel hâk/ hukuk  sözkonudur.
Toplumsal yaşamın temeli olan adalet öğesi de özgürlükten peyda olur.Özgür olmayan bir varlık, adaleti sağlayamaz.
Özgür olmayan bir varlık, adaleti sağlanamadığı gibi güvenliği de sağlayamaz.
Hakları ve hukuku kısıtlayarakgüvenliğe varacağına inanan bir akıl, bilmeden güvenliğin tecelli olmasını  da engeller.
Özgür olmayan bir  varlık "taraf" olmanın neye tahakkuk edeceğini de  idrak edemez. Bir kere varlık aleminde özne olmayan bir hükm-i şahsiyetin   " taraf" olma ihtimali de yoktur. Özgür bir iradeye sahip olmayan kişi, hak ile çıkar arasında, çıkarlardanyana  kolaylıkla dümen kırabilir.
 Nesneden özne zuhur etmez. 
Özne olmayan bir varlık,  adil olamaz, doğru dürüst  birkarar alamaz.Nihai anlamda  başarılı  da olamaz.
Bu ülkede, güvenlik ile özgürlük arasında hep yanlış bir kurgu ilişkisi varolagelmiştir : Özgürlük ile güvenlik olguları sanki birbirlerin karşıtları imiş gibi bir algı ve tutum sözkonusudur. Bu algı olduğu müddetçe; özgül, özerk  yapılar kurulamaz, oluşamaz ve gelişemezler... Bunun doğal sonucunda ise özgür idareciler, iş adamları ve entellektüeller beşeri hayatta hâsıl  olamazlar. Olanlar da munferittirler  veya rahmetli Cemil Meriç'in değişi ile  toplum tarafında hep  "kuduz köpek" muamelesini görürler.   Onun için ne yerel ne de küresel düzeyde doğru dürüst bir stratejiyi üretememizin hazin hikayesini buradan aramak gerekir diye düşünüyorum.
 Özgür birey olmadan şahsiyetin görünürlüğü mümkün değildir."Taraf olmak" için   şahsiyetin görünürlüğü ve öznenin  özgül ağırlığının toplum tarafında hissedilmesi gerekir. Bu olmadığı müddetçe ne refah,  ne güvenlik ve  nede hayatın doğal akışı sözkonusu olur.
 

Yorumlar (0)
12
az bulutlu