PUTLARIN ÖLDÜĞÜNÜ SÖYLEYEN KİM?
Bu çağ; popülist söylemlerin yüceltildiği, tütsülendiği ve kutsandığı bir çağdır. Yerde ve gökte birçok belirtiler, izler, emareler dolaşıyor.
Yerkürenin iktisadi, siyasi ve beşeri fay hatları kırılmış durumdadır.
Yerküreye baktığımızda;
-Yeryüzü yapay sınırlarla bölünmüş ve paramparça edilmiş halde,
-Kaynaklar,kanalize edilmiş ve mutlu bir azınlığın elinde toplanmış vaziyette,
-Devletler, mutlu azınlığın ve holdinglerin elinde oyuncak olmuş durumda,
-Siyaset üretenler, mutlu azınlığı nasıl memnun edeceklerinin telaşında,
-Geniş halk yığınları eğitim ve medya sihirbazları tarafında uyutulmakta,
-İtiraz edenler,farklı sesler çıkaranlar kolaylıkla hain vekriminalizeedilip ayrıştırılmakta,
-İnsanlar; renkler, diller, dinler ve ulus/ devletler tarafında paramparça edilmiş vaziyette,
-Ortak iyilik, güzellik ve doğrulukta buluşmaneredeyse tarümar edilmiş bir halde,
-Herkes kendi çıkarını maksimize edip cennete ulaşacağı düşüncesindedir…
…..Ve acı olan ise; bir zamanlar çağları delen,insanları ortak iyilikte buluşmasını sağlayan peygamberlerin, alimlerin, filozofların sesleri kısılmış, yok edilmiş veya sözde müritler tarafında anlaşılmaz hale getirilmiş bir vaziyettedir.
Diyorlar ki, “putlar öldü!”
Ziguratlarda, kiliselerde, sinagoglarda, camilerde, viharalarda, ateşgahlarda ve bilumummabed ve tapınaklarda “cahiliye çağı kapandı” diyorlar.
Oysa;
-herkes rızıkveren sarayların kapılarında el pençe duruyor.
-Yeryüzü rızık dağıtan liderlerden/ yöneticilerden geçilmiyor.
-İnsanlık, “onlar, olmazsa bizlerde olmayız.” anlayışı içinde debelenip duruyorlar…
“Putların öldüğünü söyleyen kim İbrahim ?”
-Hayır, zamana ve mekana yemin ederim ki;balçıktan yaratılan varlık, yeni kutsallıklarla kuşatılmış durumundadır.O, o kadar çok kimlik taşıyor ki,asimile ve hadım edildiğinin farkında bile değildir.Kendini, çoluk-çocuğunu ve yakın hısımlarını kurban edecek kadartrans halindedir.
O, artık kendi dışında her şeydir!
Ve sabahın şafağında şairin şiiri nüksediyor yüreğimde; “Putların öldüğünü söyleyen kim?”
Uzza, yerini siyasete ve şöhrete;
Menat, para ve şehvete;
Lat, sömürü ve kazanca;
Hubel, ideolojiye ve resmi görüşe bıraktı.
Herkes kendi kucağında bir Karun’u, Firavun’u ve Be’lam’ı besler halde. O halde putların öldüğünü söyleyen kim İbrahim?
Ve şairin şiiri damlıyor yazdıklarıma.
“İbrahim
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim ?”
