ORTADOĞU’DA YENİ PLAN; BÖLÜNECEK İRAN 

İran Devrim Muhafızları, Kudüs Gücü komutanı General, Kasım Süleymeni’yi ve yardımcısı Ebu Mehdi el Mühendis ile sekiz arkadaşı Amerika tarafından silahlı SİHA araçları ve nokta vuruşuyla öldürüldü.

Dünya’nın beklemediği bu gelişmeyi hızlandıran; Sivil Iraklıları Amerika’nın Bağdat ta ki evine (elçiliğine) Haşti Şabi marifiyle son günlerde ki saldırıları, dozu kaçıran, bardağı taşıran damlalar olduğu      aşikar.  Bu yeterli bir sebep mi? Hepinizin hayır dediğini duyar gibiyim. 

Taciz edilen her yalnız, haklı, haksız, güçlü, zayıf saldırgan olmaya adayıdır.

Bu tanımımız her canlı içindir, ama burada tanımımızın kapsama alanında  Amerika ve İran girmektedir.

Rütbesiz bir erin bile son bir yılda Amerika’nın cephe savaşında taktiklerini stratejisinin önüne koyduğunun farkındaydı. Son zamanlarda herkese “Abbas yolcu” dedirten de oydu… Ama koca Amerika stratejistleri, pentagon, CİA , Başkan’ının bu taktiğini Irak’ın kaygan zemininde bir başınalığını pervasızca sürdürmesi enteresandı. Suriye’de de, İran, Rusya ve Türkiye ittifakı ile Suriye Rejim Güçlerine karşı, sanki tek başına ve her an göğüs göğse kalabiliri oynadı. Amerika’yı bu zaafından  her defasında  Türkiye’nin ısrarlı diplomatik görüşmeleri kurtarıyordu sanki… Ne var ki; Kasım Süleymani olayıyla anlaşıldı ki, bu defa dünya aleme Ortadoğu’da aradığım petrol değil, İrandır dedi.

AB’yeyi ve Nato’yu pratikte bile yanına alamadığı görüntüsü   o Amerika… Tüm gelişmeleri ve top yekun cephe savaşını PYD ile de devam edemeyeceği sanılıyordu. Paramiliter olarak gördüğü, Havacı, tankçı ve Topçu taarruz silahlarından yoksun Pyd’nin gayr-i nizami vur kaç şehir çatışmasından başka başarı şansı olamayacağı da bildiğinden; İran-Rus-Türkiye ve Rejim Güçlerinin Hava gücünü de engelleyemediğinden, hamlelerini zaman kazanmak için, gayri nizami taktiklerle, yer değiştirmelerle, “gidiyorum”- “gitmiyorum “politik med-cezirleriyle kendini belirsizlik ve kararsızlık modunda  göstererek bu günlere geldi.

 Amerikanın, İran’ı Mankurtça bir ekonomik anlayışla ablukaya almaktan da tatmin olmayacağı tahmin edilmiyor değildi; Amerika’da yaklaşan seçim ve Ortadoğu’daki cepheleşme ortamı Tramp’ın adrenalini kendiliğinden yükseltiği de biliniyordu. Amerika, Ortadoğu’da İran’ı bir reorganizasyona tabii tutup evcilleştirmedikten sonra, ona orta, ve uzun vadede Avrasya yolunun açılmayacağını, Afganistan batağından da pek ala biliyor. İsrail, İrana uzaktır. Kürdistan Yönetimi de 25  Eylül Referandumda uğradığı aldatılmayı, Türkiye, Irak ve İran’ın o günkü tehdidi ile Kasım Süleyman’nın Mahalle kabadayısı rolü ile Kerkük’ü münazaalı hale getirmesini unuttuğu söylenemez. 

Amerika yönetiminin kendi iç çelişkilerinin, Başkan Tramp’ın seçim sürecini etkileyip etkilemeyeceği belirsiz ama, dış politikada, Suriye’de ve Irak’ta bu suikasttan sonra başarısız olması istenmez...

 İrak’ta aylardır Amerikaya karşı meydana gelen olaylarla,  tansiyon durmadan yükseltiliyordu.

Kısa vadede Tramp’a seçimi için,  Amerika’nın da büyüklüğünün tekrar kutsanması için  muhteşem  bir fitil, bir de “Altın Vuruş” gerektiğini zannedenler yanılıyor. Evet   Sanırız işin fitilini, Amerikan elçiliğine yapılan son sivil kalkışmalar oluşturdu.  Altın vuruşu ise; “Yaşayan Şehit” Kasım Süleymani’ye ve kurmaylarına isabet etti. Ama bu suikastın Miladı, İran felaketinin, bölünmesinin ve Amerika’nın Avrasya’ya geçişinin miladıdır.

Şimdilik, Amerika’nın attığı bu taşın, Kutsal Kurbağa ve kadrolarına değer görülüyor.

Amerika bundan böyle Nato’suz Ortadoğu’da başta İrak ve Suriye’de ayakta kalabilir mi?

Kandil’in yeni ev sahibi, artık Amerika…

Kürdistan bölgesindeki Hava üsleri ve yeni  konuşlanmaları yeni bir stratejinin alametleri mi?

Amerika Kürdistan Bölgesinde konuşlanacak, ama  Kürdlere üçüncü ihanetini yapıp gider mi?

Türkiye, Irak, Suriye ve Kürdistan Bölgesine bu olumsuzluktan paylarına ne düşer?  

Tüm seçenekler bugünden görülüp sayılamasa da; bugünden yarına Amerika hedef engel siyasetini nasıl hesaplayacak?

Kozlar yeniden nasıl karılır?

Öncelikle İrak ta neler olur?

İran, Irak’ı ön saflarda ne kadar kullanmaya zorlar?

Irak kaça bölünür?

İran, Kürd Siyasetlerini saf belirlemeye ve bölmeye zorlayabilir mi?.

Hero Hanım ile YNK bir İran’i gibi mi, yoksa Kürdistanı Bölgesel Yönetimiyle beraber mi hareket edecek?   

Peki, Kudüs Orduları komutanı, “Yaşayan Şehit” Kasım Süleymani ve arkadaşları uğradıkları bu saldırıyla İran’a, Şii ideolojisine büyük bir problem mi, yoksa bir çıkış yolu mu olur?  

Son Söz: Bu suikastın yolu Avrasya’ya çıkar. İran'da, Irak ve  Suriye olur.

Bekleyip görelim…