banner4
03.11.2019, 18:28

KENDİNİ İHMA ETMEYE PROGRAMLAMIŞ BİR AK PARTİ

Fecaat üzerine fecaatini gördüğümüz, gün geçmesin ki bir başka fecaatine tanık olmayalım Ak partinin.  Söze, çok keskin ama bir o kadar da gerçek bir cümle ile başlamak istiyorum. Ak parti, Sayın Mustafa Yeneroğlu ile bağını ve bağlantısını kestiği an da kendi ayaklarına sıkmış, kendisini var eden değerlere sırtını dönmüş ve kendi kendisini inkâr etmiştir. Mustafa Yeneroğlu, dile getirdikleri ile itirazları, haykırdıkları ve tavrı ile aslın da tam ve gerçek bir Ak partili gibi davranmasının yanı sıra, kuruluşundan bu yana savrulmanın da çıtasını göstermesi bakımından çok önemli bir parametredir.

Ve bir başka parametre de

Basın ve gazeteciliğin kirlenmemiş ve hala temiz vicdan sahibi üç beş kalemden bir tanesi olan Sayın Kemal Öztürk, Bülent Arınç ile bir röportaj yaptı. İzleyenler ve takip edenler görecekler ki Sayın Arınç, hem Fetö davaları ve hem de damadı adına fecaat açıklamalar yapmaktadır. Hele de röportajın en son kısmın da yaptığı ‘’ diğer Fetöden davalı olanlar da biraz sabretsinler, Yargıtay bu işi çözüme kavuşturacaktır ‘’ açıklaması ise evlere şenlik cinsinden bir ifade tarzı.

Fecaat üstüne fecaat!

Bir mesaj mıdır yoksa bir temenni midir?Bunun takdiri siz sevgili okuyuculara ait. Ancak böylesi bir ifadeye nereden ve hangi mantıkla bakarsanız bakın tam bir fecaat ve kabulü vicdan tırmalayan ifadenin ta kendisidir.

Bu ve benzeri ifadeleri iktidar cephesinden bir kişiden ve bir defalık görmüş ve duymuş değiliz ve anlaşılan son defe duyacağımız cinsten de değil.

Bütün bunları zikrederken amacım sadece Fetö darbesi ve davalıları cinsinden bakıp salt bu olay ve davalıları üzerinden bir yazı yazmak değil. Amacım, buradan hareketle iktidar ve yaptığı akıl almaz olaylara dair yakından bir bakış ve projeksiyon ortaya koymaktır.

Bir parti yaptıkları, söyledikleri, vaat ettikleri ve vitrinde ki etkin siyasetçileri ile adeta kendi kendisini imha etmeye odaklanır olması mümkün müdür? Ve bir partinin böylesi bir tavır içerisine girmiş olması rasyonel paradigmalar eşliğinde açıklanması ne kadar olasıdır?

Bütün bu soruları soran ve köşenin yazarı olarak; Ak partinin kendi kendisini imha eden tavır ve politikaları ardı ardına devreye soktuğunun şahidi ve göreni olmanın yanı sıra, bir türlü makul ve mantıklı açıklama ve izahını yapmaktan yana biçare kaldığımı ilan ve itiraf ediyorum.

Yapılan sayısız hatalar, yanlışlar ve bütün bunların hanelerine puan getirmesi bir kenara önemli yıkıntıların köşe taşları olduklarını görüp, olanları mantıklı bir zeminde izah edememiş olmakta garip bir duygu elbette. Siyasette bunca uzun zaman harcamış ve üstelik bu denli büyük tecrübe kazanmış bir parti ve onun kadrolarının, bir çocuğun dahi yapması mümkün olmayan hataları ve üstelik ardı ardına yapıyor olmalarını nasıl ve neyle izah edeceğiz vallahi ben takatsiz kalmaktayım.

Özellikle de İstanbul belediye başkanlığının kaybedildiği ilk seçim ve onun iptali için yapılan gülünç ötesi girişimlerle başlayıp, akıl duvarlarını yerle yeksan eden davranışların soluk kesmeden devam ediyor olması, salt kendi kendisini imha etmek demekten başka izahını bulamamaktayım.

Muhalefet partilerinin, MHP dâhil tamamının toplamı ve hatta özgül ağırlıklarının kendileri ile çarpanları dahi böylesi bir zarar veremeyeceği bu davranışların, mantıklı bir açıklamasını yapabilirim diyen varsa bir adım beri gelsin diyorum.

Yıllarca hep şunu iddia edip durdum ki; Ak partinin bir tak rakibi yine Ak partidir derken, bugün kendi tezimin doğruluğu ile gurur mu duymalıyım bilemiyorum ama böylesi bir durumun açıklamasını yapamıyor olmanın da ayrıca şaşkınlığı içerisindeyim.

Akıl tutulması desem eksik, bilinç kaybı desem kapsayıcı değil. Adını ne koyacağım vallahi bilemiyorum. Ama sebebini her ne kadar açıklayamamış olsam da sonuç olarak kendi kendisini imha üzere programlamış bir siyasi parti ve pratik olduğundan yana kuşkum yok.

Yargıya yapılan müdahaleler ve bu müdahaleler sonrası aklını kaybetmiş yargı hata üstüne hata yaparken, millet üzerinde ki kaybedilen tüm saygınlık Ak parti hanesine büyük çentikler olarak dönmektedir.

Bütün bunların Cumhurbaşkanı ve kurmay kadrosu tarafından görülememesi, basın danışmanlarınca ifade edilmemiş olabilmesi, yapılan onca anketlerin soru ve sonuçlarına bakılmamış olmasını düşünmek, olası bir ihtimal dahi değilken, gelinde bunca açmazların ve bu denli akla zarar yanlışların mantıklı cevabını bulun?

Ak parti, bütün bu devasa yanlışları yaparken ve yapmaya da devam ederken, bir sonra ki seçimlerin sonucunu kendi aleyhine dair kemik bir hale dönüştürdüğünün farkına varamamış olması hayreti mucip kabilindendir.

Kısır bir döngü içerinde kalıp hep aynı soru etrafında döndüğümün elbette farkındayım. Belki de cevapsız kalışım sebebiyledir ki bu metafordan da bir türlü kendimi kurtaramamış haldeyim. Bu denli basit ve kolay ama devasa yıpratıcı sonuçları olan hatalar ardı ardına neden yapılıyor?sorusunun cevapsızlığı,beni haklı kılan önemli bir argüman diye düşünüyorum.

Sahi niye yapılıyor?

Böylesi fecaat arz eden tavır, tutum, davranış ve beyanatların amacı nedir? Ak parti için ciddi irtifa kaybına temel gerekçe olacak bu fecaatleri yaparken akıl, mantık ve bunca zamana dayalı tecrübe nerededir?

Bunca soru, bunca çelişki, bunca açmaz ve bunca fecaatlerden vaz geçtim, Ak partinin MHP ile ittifak kurma gerekçesini mantık çerçevesi içerisinde izah edebilecek bir aklı selim var mı..!?

Hoş, bu saatten sonra bütün bu sorulara en mantıklı, en bilimsel ve en rasyonel şekilde bir açıklayan çıkacak olsa bile! İMHA GERÇEKLEŞMİŞTİR…

Yorumlar (2)
Taylan Özdal 5 yıl önce
Evet bu kendini imha olayı en akla uygun sonuç olarak çıkıyor karşımıza.
Yazık oldu.. Bu harekete
Yazık oldu.. Bu harekete bel bağlananlara
Yazık oldu.. Bu memlekete
Yazık oldu.. Bu millete
Yazık oldu!
Halil Karakaş 5 yıl önce
Turan bey kardeşim.yazilarını zevkle okuyorum. Bilgi, gúncellik, bunun yanında
Okuyucuya verdiginiz güven ile harmanla nınca güzel oluyor. Aşırı ya kaçmamak kaydıyla siyasî tatlı sert úslûbunuz da seviyorum
Selam eder, basarilarinizin devamını dilerim.
12
az bulutlu