banner4
02.04.2020, 13:04

Karantinada Felsefe

Örgütlü Ölüler kitabıma giriş hikayesinde bütün dünyanın hastaneye dönüştüğüne dair bir bölüm var.

Orada sağlıklı insanlar suçlu, ıslah ve uyuma zorlanan kişiler olarak görülür. Sağlıklılar tedirgin, ancak hastalanan emniyet altındadır.

Esrarengiz bir hastalık eski devirlerdeki bütün konforumuzu elimizden aldı. Geçmişe dair bildiklerimizi tüketmiştir artık. Dünya mı kötüleşmiştir yoksa yalnızca ben mi yaşlandım, bilmiyorum. İşte o zaman kesin kes yeni bir devir başlamıştır.

Çünkü hakikatin yalnız bir forması ve bir yolu vardır. Ve o hep korunmasız bir haldedir.
Söylenti ve yalan her yönüyle hareketlidir ve hakikatin her kisvesine bürünebilir.

Evrensel tiksintiyi bastıracak bir ferahlık, bir cümle yok bugünlerde. Bilimsel ve dinsel sözler bizim gibi geleceği tam kestiremiyor.

Her gün cesaretimizi kıran kısıtlamalar, içindeyiz. Dünyanın geri döndürülemez biçimde yozlaştığı düşüncesinde miyiz?

Kimimiz ideolojik, dinsel ve ekonomik nedenlerle... Bunu Allah'ın bir gazabı, kapitalizmin tükenişi, ateizmin, duyarsızlığın bir cezası görenlerimiz yok mu?
İşte bu dünya yine çıkmaz bir sokağa girdi... Gönül rahatlığı ile Oh oldu diye biliyor musunuz? Neden tam emin değiliz?

Bizzat zarar görmediği müddetçe kimse kendi zamanına küsmez...
Sizin de zararlı çıkma ihtimaliniz belirdi çünkü.

Akıllı aptal, adi ve güzel'in oluşturduğu bir karmaşa içindeyiz. Tam da böylesi zamanlarda efsanelere, şayialara, söylentilere, sırlara inanmak birçok insanın kolayına gelir..
Bu yüzden de o insanlar tam hükmü verilemeyen ve sahici bir belirsizlik içinde SİSTEMin çöküşünden söz ederler. Bugün bildiğimiz her şey çöküyor. Belki de çöken "insanlık" üst kimliğini unutturan kimlikleri "tek yol" sanmamız. 

"Hareketli düzen" denen bir dönemi yaşadık. Her şey hareket üzerine kuruludur. Ekonomi, turizm kültür ve ibadet... Şimdi "evdekal" "Hayatevesığar" sloganlarıyla bu dönemi atlatmayı umuyoruz. (bu dönemde budistlere gün doğması gerekirdi: dur ve yavaşla...)

Bir bütünün parçası olduğunu unutmuştu, bütün bir dünya. insanlık aleminin ve dünya medeniyetinin...

Milliyetçiler, devletçiler, neonaziler... her gün bir yerden gelen Megaplanın hesaplarını bizlere açıklayanlar....

İşte güvenlikli bir ülkeye dönüştünüz, ama emniyetiniz yok. Sınırlarınıza dayanmış ordular, füzeler yok... (bunun için tedbir alınmasın demiyoruz elbette. Daha fazlası için sözümüz)

Makyavel insanları ikiye ayırdı; tarihi yapanlar ve tarihin malzemesi olanlar...

Hayatımıza kastedenleri, düşman belletilenlerden, iç ve dış mihraklardan, hain ve casuslardan aramıyoruz bugünlerde... Artık casus, hain, suikastçi içimizde. Öksürük ve hapşırık OLARAK...

ULUS, MİLLET, milli devlet bir parçayı tanımlıyor. Bunların dahil olduğu büyük bir dünya varmış ve dikkate almamız gereken küresel bir güvenlik...
İnsanlık denen geniş camia...

Parçalayıp böldük dünyayı. Tehlikeyi ruslarda İngilizde Amerika ve Çinde gördük... Bunları da bizimle aynı akıbete sürükleyen tehlike nedir o zaman? Hangi güç bu?

Kimse bir şey bilmiyor..

Küresel Finans diyorsanız, orduları, radarları, Termal kameraları, sınırları tel örgüleri mayınları kültürel kutuplaşmaları aşan nasıl bir güçmüş bu? Ordularını nerede saklıyor?

Hepimiz hedefi olmayan bir yetenekle doğmuştuk. Babalar, başöğretmenler, Şeyhler hocalar liderler bize yol gösteriyordu. Bugün sesleri çıkmıyor nedense.. Doyurucu bir açıklama ve geleceğe umut veren sözleri yok. 

Artık yeteneklerimizi bir hedefe yönlendireceğiz. Sınırlara beton duvarlar inşa etmeden ÖNCE, - veya sonra- sanal, biyolojik, dijital güvenlik duvarları inşa etmeliymişiz. Meksika sınırında duvar ören Amerika dahil. 

Ellerimizi sık sık yıkıyoruz her an... Bence daha önce kafamızı yıkamalıyız. Sürekli. Mümkünse de değiştirmeliyiz.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu