banner4
15.10.2019, 13:51

TOPRAK RENGİ YOLLAR…

Karşılaşmalarımızın tamamen gerçekleştiği.

Salkım söğüt gölgeliklerinin altında kurduğumuz tüm hayallerin, acımasız tefecilerin eline düştüğü.

Bu biz, bizim dediğimiz varoluş nedenlerimizin, kara nefeslilere kul olan hadım ağalarının eliyle hadımlaştırıldığı.

Toprak rengi yolda, ateş böceklerinin mihmandarlığında yol almaya çalışıyorduk.

Nereden geldiğini bilmediğimiz, polenlerle süslü, taze gelinlere benzer, bir görkemli düşüş ürünüydük.

Kuzey rüzgârlarını peşinde sürükleyen, acemi, melek taklitçisi bir çift gözün bizi takip ettiğine dair tüm yazılı vahiyler kadar bilgi sahibi olmuştuk.

Hazırlıklarını tamamlamış,  göçebe telaşında son kalanları yani bizi.

Düşüncelerimizi, iyiliklerimizi, kötülüklerimizi.

Ve bıraktığımız tüm izleri toplamaya çalışıyorduk.

Yanımızda, ağzına kadar doldurduğumuz, gövdemizin üzerinde hoyratça taşıdığımız siyah heybeler.

Çimenli dağın altında uçsuz bucaksız mağaranın tüm dehlizlerini ışığa kavuşturmak için verdiğimiz malayani uğraşların iflas etmiş tüm mukimleri vardı.

Hayret edilmiş duyguların tüm yansımalarını çukur bir aynaya döktük.

Sen dedik. Ey! Sen. Hani? Diyarlar üzerinde kaygısızca seferler düzenleyen kuşlar misali salınacaktık bu hayatın köküne.

Hani? Mahfuz mermeri kesip te, sana açacaktık bir pencere.

Hani? Geceyi kaldırıp, söküp tüm seni kapatan perdeleri, gönlüne geçecektik.

Ve Sen.

Yoksul düşüncelerimizin zengin mimarı.

Ve, Sen. Yoksun.

Karanlık zihinlerin deniz feneri.

Haydi.

Şimdi karışalım birbirimize, olalım allak/bullak.

Kıskansın, Mefisto.

Haydi.

Şimdi bir olalım.

Gel bize.

Sol, la, si, do.

Yusuf AKIN/14.10.2019/İzmir

Yorumlar (0)
12
az bulutlu