banner4
26.09.2019, 11:19

Ah! Şu Bizim Kırılganlığımız...

Çok geçmeden çeşmenin yanındaki dut ağacının dalları birileri tarafından dikkat çekiçi bir şekilde eğdirilmişti...

Kıpkızıl dutlar Muduların Yusuf'un ağız hizasına kadar gelmişti...

İki dudak mesafesinde bir avuç dut yukarıda...

İki dudak mesafesinde hakikate açılmış bir ağız ise aşağıda sularını akıtmaktaydı...

Dudak kıvrımlarının kenarlarında bir Manavgat şelalesi gibi yukarıdan aşağıya süzülen duta duyulan derin hevesin akıntıları dökülürken, ondokuz dudak mesafesi aşağıda bulunan yürek, bir volkan kızgınlığında hayır lavlarını yukarı doğru içten yanmalı buhar kazanı gibi püskürtmekteydi...

Muduların Yusuf bu derin heves çatışmasında sapasağlam yara almamış bir dille çıkmak için gözlerini kısmış ve dutun dalını eğdiren ele kestirmişti gözlerini...

Simsiyah bir altıparmaktan müteşekkil eli takipe koyuldu...

Altıparmaklı el, dokuz dudak mesafesi devam ettikten sonra mor bir tünele giriyor ve kırkyedi dudak mesafesi kesintisiz uzuyordu...

Mor tünelin bitiminde koca yeleli bir kafayla göz göze geldi...Üzerlik otunu andıran boncuklu yele hiç bitmeden her dut dalını bir sarmaşık gibi sarmış, dut çakal sürüsünün eline düşmüş bir ceylan gibi dallarını kurtarmak adına çırpınıyordu...

Muduların Yusuf yüzseksenaltı dudak mesafesinde olan, nazar etmekten kan çanağına dönmüş, etrafındaki göz kapaklarını ıslah edilmez bataklığa çevirmiş iki kara obrukla karşılaştı...

Derinliği öldürücü gözlerden etrafa hırs ateşiyle tutuşturulmuş onlarca kandilin saçıldığını gören Yusuf, dutun dalını olanca gücüyle kavrayıp bir kırılganlık yaşatmadan serbest bıraktı..

Bu ani hamleye çok kızan, etrafını koku çemberine dönüştürmüş mor tünelli, kollarını açarak dutu dibinden sökmeye çalıştı..

Yavaş yavaş kara ayaklarıyla dutun dibini eşeledi...

Kökleri bindokuzyüzyirmiüç dudak mesafesi derinde olan dut, seksenmilyon dudaktan oluşan dudak damarlarını bir vantuz gibi toprağa yapıştırmış ve direniyordu...

Mor tünelli yıldı, yoruldu...

Dutun direnciyle baş çıkamadığından kendi kör kıtasına doğru çekildi...

Muduların Yusuf dutu sevdi...

Korkudan betibenzi atmış duta binyetmişbir dudak mesafesindeki buz gibi suyu getirip içirdi...

Dut ferahlamıştı...

Daha hızlı filizler atmıştı...

Kırılganlığı geçmiş, sapa sağlamlaşmıştı...

O mevsim sonrası ipekböceklerini bağrına basmış, karayağız çocuklara anneleri gibi süt verip emzirmişti...

Yusuf AKIN/17.09.2019/İzmir

Yorumlar (0)
12
az bulutlu