banner4
24.04.2021, 17:49

Toplumsal Mutabakat

Günümüzün Yenidünya düzeni insanın yalnız fiziki düzenini değil, beynini de alt üst ediyor. Oysa insanoğlu yönetiliyor olsa da hayallerinin dışında buluşlarıyla, düşünceleriyle ağır aksak ilerlemekte ve kendi oto kontrolüyle yaşamaktadır. Deruni bir yürüyüşle yol alan insan beyni teknolojik öğretiyle donanıp zenginleştikçe küçülen kromozomlara bölünüyor, içi dışı dijitalleşiyor. İnsanlar sanalla gerçek dünya arasında farkında olmadan adeta, “ Ben bende değilim bugün ”şarkısını mırıldanıyor. Şüphesiz, bireysel ve toplumsal yaşamımızın bu gidişatı bizi bize sunmuyor. Bizi bizden alıyor. Sistemden kaynaklı haksız kazanç nedeniyle toplum katmanları bölünmüşlükle vurdumduymazlık arasında bocalıyor. Yığınlar sonunu bile bile Araf’ta duruyor, ama Araf’ı terk etmiyor, edemiyor. Toplumsal katmanlar sanki, sert kırılmalar olmasın diye Devlet Başkanından yeni reel bir toplumsal mutabakat beklemektedir…

Bilindiği gibi siyasetin, ekonominin ve kültürün sosyolojik değerlerini zaman mekan kavramı içinde ele alsa da,  bireyin ve toplumun duruşunu esas alır. Dünyada ve ülkemizde insanlar pandemik yalnızlık sendromu yaşıyor. Siyasal kırılmaları yaratan yöneten yönetilen ilişkileri denetlenmez ise, pasif ya da aktif, resmi veya sivil aykırı uçlar baş gösterir... Bakınız devletin güvenliği ve kimlik siyaseti hâlâ özgürlüklerin fasit dairesinde gerginliğin kör noktaları olarak göze çarpıyor. Dipten gelen dalganın çapı ve derinliği elbette kamu kadar, kamuoyunun da ilgisine ve tutarlılığına bağlı…

2023 seçimlerine giderken her siyaset kendisi için çalışıyor, çalışacak elbette. Müesses nizam yeniden ve sessizce yapılanıyor. Ülkücü Milliyetçilik iki partinin siyasi  hamayığını teşkil etmekte... Kürdün hatırı sayılır milliyetçiliği olmasa da demokratik yollarla hak talebinde bulunanları var… Hayli yara alan silahlı, terör tanımlı kesimi ise şimdilik Misaki- Milli’nin ötesinde… Siyasallaşan İslami kesim Darül Harp yerine birkaç yıldır evcilleşerek Darül İslam yapılanmasıyla toparlanmak istiyor. Şüphesiz istemek ve yapmak ayrı şeylerdir. Ne var ki başarmak için, hele de siyasette ikisini birleştirmeden başarının pusulasını bulmak kolay değil. Siyasetlerimize klasik ulus devlet fantezileri üşüşmüş. Partiler bu nedenle ulus devletin eliyle müsamaha ve Milliyetçilik yemlemelerinin kolaycılığından kurtulamıyorlar.   Demokratik siyasetin gerçek sermayesinin insan kültürü olduğunu hatırlamak bile istemiyorlar. Ulus devlette siyaset yapan liderler, farkındalık yaratamadıklarından benzeşmekte adeta yarışıyorlar. Modernize olmuş toplumsal hassasiyetleri hatta modern Milliyetçiliği bu nedenle toparlayamıyorlar. Partiler inanç ve kültürel konularında kırılmalar pahasına ulusal özellikleri tekellerine almak tek gayeleri…. Haliyle bu iradeci zaaflarla demokratik değişim ve dönüşümü de engelliyorlar. “Dar alanda paslaşma” siyaseti, zaten her şeyi siyasete ve anlık çıkara kilitlemekte… Başkanlık sistemini kurumsallaştıracak demokratik adımlar da haliyle atılamamakta... Ekonomik Demokrasi dâhil, ülkenin standart toplumsal gömleğinin düğmesini ilmiğine geçirecek, birleştirecek, tutturacak toplumsal mutabakat ilişkisi sağlanamıyor. Bu iktidarın ilk yıllardaki Türkiyelilik Gömleği önerisine hâlâ ulaşılamadı. Çözüm Süreci masasının perde arkasındaki Fetö’cuların, diplomasiden nasipsiz varakparelerin, sektar ve devlet nedir bilmeyen siyasetçilerin yüzünden devrilmeseydi eğer, muhtemelen bugün hiçbir şey bu ilkellikte olmayacaktı. Tüm olup bitenlere rağmen Türkiyelilik gömleğin yeniden gündeme getirilmesi gerekir. Yeni anayasa kadar, başkanlık sisteminin yerel yasaları da demokratik birlik için bir ihtiyaçtır.. Şüphesiz ülkenin yeniden yapılanması için;  yeni demokrasinin siyaset tarlası yeniden sürülmelidir. Bunun için; iktidarın banalleşmiş ülkücü milliyetçilik yerine içerde sosyal adaletle modern Milliyetçilikle çalışmaya, dışarıda ise  rekabete yönelmelidir. Özetle devletin güvenliği kadar yurttaşlık haklarının eşitliğini sağlayacak Başkanlık sisteminin yeni Anayasasını gündemine almalıdır. Yine iktidar gerginliğin sürat pedalından ayağını ve el frenini çekmeli… Yeniden yapılanma için, siyasi, ekonomik, demokratik ve kültürel bagajını birlikte yeniden kalkış için gözden geçirmelidir.

İktidar, devletin ulusal kimliğini ve güvenliğini öne almaya yöneldiği her adımda, toplumu birleştirici tutkala şovenizm suyunu katmaktan vazgeçmeli, demokrasinin hatta İslam’ın adaletinden feyz almalıdır. Ancak bugünkü eğilimiyle el an demokrasi kalitesinden ödün verdiğini ve kültürel çatışmaları alevlendirdiğinin her halde farkındadır. İktidar, devletin bekası kadar, kendi siyasi bekası ve sivil demokrasisinin bekası ve garantörü olduğunu unutmamalıdır. 

Her gün biraz daha toplumsal mutabakattan uzaklaştığımızın, demokrasi bulvarını patikaya çevirdiğimizin farkında olmalıyız. Bir iktidar liberal, demokrat, muhafazakâr ve modern milliyetçi düşünceleri barındırabilir, hatta böyleli bir ittifaktan meydana gelebilir ve bu güzel bir şeydir. Ancak insanlar da düşünceleri itibariyle; hem Kemalist hem Müslüman hem ulusalcı hem demokrat olabilir, ama ulus devlette bu işin demokratik birlik tutkalı henüz hoşlukla ve kalıcı icat edilemedi. Şüphesiz demokrasilerde iktidara tutunmak ve iktidarda kalmak isteyenlerle, iktidar olmak isteyenler arasındaki rekabet bloklaşmaları da doğaldır. Bu ittifak blokları henüz siyasetler nezdinde hainlerle işbirliği ve demokratik düşünce ittifakı olma rüştünü kazanamamıştır. Yeni bir eşikteyiz. Yeni bir demokratik birlik ruhu kendini dayatıyor. Bizim gibi ülkelerde kimlik siyaseti, alan hâkimiyeti ile kuvvetler çatışmasına dönüşmemelidir. İşte tamda bura da, böyle anlarda devletin hakem devlet olduğunu, adaletiyle ispatlamalıdır. Bu anlamda Başkanlık sisteminin Yeni Anayasasına ve Başkanlığı rahatlatacak yerel yönetimler yasalarını ele almak gerekir diye düşünüyoruz.

Toparlanmak için, başkanlığın yol işaretlerinin enerjisi ve tutkalı olacak; yeni Anayasa ve yerel yönetimler yasalarını sunacağımız ılıman siyasi ülke tarlasında yeni bir Toplumsal Mutabakat’a ihtiyacımız var.

Yorumlar (6)
Sehmus 3 yıl önce
Güzel bir yazı olmuş.Emeğinize sağlık üstadım..
Sehmus Karadeniz 3 yıl önce
Güzel bir yazı olmuş.Emeginize sağlık
Mhf 3 yıl önce
yazı çok güzel olmuş her halükarda Türkiyelileşmek gerek
Kadri 3 yıl önce
Eline yüreğine sağlık güzel olmuş üstad
NURCAN ALIÇ 3 yıl önce
Yerinde güzel tespitler mahmut bey
Ne yazıkki ülkemizde yetkililer sorunlara eğilmektense ceplerinin hizasına eğilmeyi tercih etmiştir toplumsal olarak yara alan sorunları çözmek hem insani hem vicdani hemde karekterizedir
Nurcan Alıç
NURCAN ALIÇ 3 yıl önce
Yerinde güzel tespitler mahmut bey
Ne yazıkki ülkemizde yetkililer sorunlara eğilmektense ceplerinin hizasına eğilmeyi tercih etmiştir toplumsal olarak yara alan sorunları çözmek hem insani hem vicdani hemde karekterizedir
Nurcan Alıç
12
az bulutlu