banner4
10.04.2022, 12:46

PHİLİKİ ETERİA (FİLİKİ ETERYA)

Bu makalemde, Ukrayna Lideri Zelenski’nin, içinde bulunduğumuz ayın (2022 yılı Nisan ayı) başlarında (geçtiğimiz hafta), video konferansla bağlandığı Yunan parlementosunda yaptığı konuşmada, övgülerle bahsettiği, kendi direnişlerinde örnek aldıklarını söylediği, benzerinin yeniden kurulmasını istediği, güya bir çok kahramanlıklarına atıflar yaptığı Filiki Eterya Kanlı Örgütü ne idi, ne değildi ve ne yapmıştı yazmak istedim.

“Dostluk Cemiyeti” anlamına gelen, bazı kaynaklarda ismi Etnik-i Eterya olarak da geçen Filiki Eterya (Philiki Eteria) Örgütü, 1814 yılında bir grup yunanlı tarafından Odessa’da kurulmuştur; amaçları da Osmanlı Devletinden bağımsızlık kazanmak için gizli çalışmalar ve hazırlıklar yapmaktır. Zelenski için önemli olmasının ve gündeme getirilmesine gerek görülmesinin nedeni ise, bu örgütün 3 ortodoks yunanlı (Emmanuil Ksanthos, Nikolaos Skufas, Atanasios Çakalof) tarafından Odessa’da kurulmuş olmasıdır. Bir başka ortak noktaları da, birçok Avrupa ülkesinden farklı olarak, Yunanistan da, Ukrayna da Ortodoks Hristiyandır malum.

Filiki Eterya, biraz palazlanınca da örgütlerini 1818 yılında, yani kuruluşundan 4 yıl sonra, yıkmak istedikleri Osmanlı Devletinin başkenti İstanbul’a taşımışlar, liderliğine de 12 Nisan 1820’de Çar 1. Aleksander’ın yaveri Aleksandros İpsilantis’i getirerek çalışmalarına İstanbul’da hız vermişlerdir. Nitekim 1820 yılında 200.000 üyeye ulaşmışlar ve Osmanlı ordusunda bulunmayan silah ve teçhizata sahip olmaya başlamışlardır.

Örgütün en büyük destekçileri İngiltere, Fransa ve Rusya olmuştur.

Zavallı Osmanlı’m kendisi taht kavgalarıyla boğuşturulurken, devşirme ve hain paşaların oyuncağı olurken, bir çok yerde gereksiz yere savaştırılırken, masum evlatları bitmeyen savaşlarda can verirlerken, gelmişler tam kalbinin üzerinde kendisini öldürmek üzere kamp kurmuşlar da haberi yokmuş demekki.

Filiki Eterya yada Etnik-i Eterya isimli bu örgüt, Eflak-Boğdan, Mora ve Girit ayaklanmalarında büyük rol oynamış ve bu bölgelerde masum halk üzerinde binlerce katliamlar ve tedhiş hareketleri yapmışlardır. 

Mesela tarihe önemli soykırım ve vahşetlerden biri olarak geçen 1821 yılındaki Mora Katliamında 40.000 Türk Mora’da vahşice bu örgüt tarafından katledilmiştir. Çünkü örgüt Büyük Yunanistan idealinin gerçekleşmesi için stratejik olarak Mora’nın ele geçirilmesini ve burada yapacakları katliamlarla diğer bölgelere de gözdağı vermek istemişlerdir. 

Mora Katliamı tüm dünyada bir ibret belgeseli iken, Osmanlı Devletinin yıkılmasıyla, bu konuda yazılmış tüm evraklar, kitaplar vs İngiltere, Fransa, Almanya, ABD ve Rus arşivlerinden ve kütüphanelerinden yok edilmiştir. Bu konuda en önemli tarihsel kaynak, belgesel kitap ve doğruya en yakın anlatım olarak belirtilen eserlerden biri olarak ABD’li yazar McCarthy’nin “Ölüm ve Sürgün” isimli yapıtı kabul edilir.

Bu vahşet örgütü, 1898’den sonra, Osmanlı Devletinin yıkılacağı da anlaşılmaya başlayınca “Megali İdea (Büyük Yunanistan)” fikrine evrilerek emperyalist felsefeyle davranmaya başlamıştır. Örgütün en büyük destekçileri olan İngiltere, Fransa ve Rusya da, örgüte her anlamda desteğe devam ediyordu. Kıbrıs’taki kanlı noellerin ve insanlık dışı katliamların hazırlayıp uygulayıcıları olan enosis’çi rum ve yunanlıların fikir babaları da, kurucuları da yine bu örgütün kalıntılarıdır.

İşte 8 Nisanda Zelenski’nin Yunan parlementosunda video bağlantısıyla bağlanıp canlı olarak yaptığı konuşmada övdüğü ve Yunan parlementerlerinin de kendisini ayakta alkışladığı örgüt, işte bu örgüt idi. Zelenski konuşmasında bu örgütü övüp göklere çıkardıktan sonra “Odessa’da geçmişte kurulan Filiki Eterya gibi bir cemiyetin Yunanistan’da kurulmasını, kurulacak bu örgütün hem Ukrayna’yı hem de Helenizmi kurtarmak için savaşabileceğini, ..” söyledi ve bu sözler üzerine tüm yunan vekiller kendisini ayakta alkışladı.

Peki şimdi de, bir ara ben de dahil birçoğumuzun adeta kahraman gibi görmeye başladığımız Zelenski’nin Ruslara direnişinin nasıl olduğuna bir bakalım.

Putin’in Ukrayna’ya saldırmasında en baştaki sebeplerden birisi olarak gösterdiği “Ukrayna’yı Naziler yönetiyor, Ukrayna’da Naziler güçlendi” gibi sözlerini neden söyleyip durdu hiç araştırdınız mı?

Ukrayna’da Zelenski’nin parlattığı ve büyütüp koruduğu 2 illegal askeri grup var: Birisi Azov Tugayları, diğeri Aydar Tugayları ismiyle anılıyor ve biliniyor. Adlarında tugay kelimesi geçtiği için, öyle yasal ve düzenli, nizami bir askeri birlik zannetmeyin. Bunlar Ukrayna Ordusunun bir yan unsuru gibi çalışan yani bir bakıma parelel ordu statüsünde olan, resmî törenlerde nazi özentisi içerisinde kahverengi gömlekler giyerek törenlere iştirak eden, asıl kuruluş amaçları ise öncelikle Ukrayna sınırları içerisindeki 10 milyon civarındaki Rus’u, sonra da çingeneleri, Türkleri, diğer milletlerden olanları vb Ukrayna vatandaşı olup da farklı milletlerden olan tüm kişileri ülkeden atmak olan çakma nazi grupları bunlar. Zelenski’ye ve himayesindeki bu gruplara göre İskandinav kökenli olan Ukraynalılar gerçek Ukraynalı imiş. 

Neyse, bahsettiğimiz bu 2 parelel ordu grupları, Zelenski’ye göre Ukrayna’nın gönüllü savaşçıları. Nitekim Nisan ayı başlarında Amerikan Fox News kanalına verdiği röportajda bu şekilde bir açıklama yapıyor. 

Dikkat ederseniz bizler ve hatta tüm dünya, Zelenski’yi ve Ukrayna halkını Ruslara direnen kahramanlar sanıyorduk. Direndikleri doğru da, direnenler ve direndirenler bizim gördüğümüz gibi daha doğrusu bize gösterildiği gibi değilmiş. Neticede anlaşılan o ki, olan masum Ukrayna halkına olmuş.

Şimdi tüm bu bilgilerden de hareketle, aradan geçen 1,5-2 ay gibi bir zaman sonrasında Ukrayna-Rusya Savaşının an itibariyle kazananlarına kaybedenlerine bir bakalım:

Önce kazananlara bakalım:

1- ABD. Karşısında giderek güçlenen Rusya’yı, şimdilik de olsa, dünyadan izole etti. Yaptırımlarla, mal varlıklarına el koymalarla vs vs Rusya’yı yıpratmaya devam ediyor. Bir yandan da elinden kayıp gitmekte olan Avrupayı tekrar avucunun içine aldı.

2- Rusya. Şimdilerde kayıplarda olsada, sahip olduğu petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynakları ve savunma/savaş sanayiindeki  potansiyeli ile, ekonomik kayıplarını önümüzdeki yıllarda kolayca telafi edebilir. Ancak asıl kazancı, 8 sene önce ilhak ettiği Kırım’ın artık kendisine ait olduğunu dünyaya kabul ettirmek üzere, bir de üzerine Donbas Bölgesi de tamam gibi.

3- Çin. Asıl kazanan Çin. Küreselcilerin ABD’nin yerine süper güç yapmak istedikleri Çin, mahallenin delikanlı ağır abisi endamıyla büyümeye, kendisine gösterilen hedefe yürümeye çaktırmadan devam ediyor. Batının ve en çok da küreselcilerin işlerine gelen ve bitmesini istemedikleri Rusya-Ukrayna Savaşı en çok Çin’e yaradı. Çin’in önü biraz daha açıldı.

4- ABD’nin, Avrupa’nın ve hatta Çin’in gerçek yüzünü gören başta Ukrayna Halkı olmak üzere, tüm dünya halkları da, gözleri birazcık da olsa açıldığı için, onlar da kazananlardan oldu bence.

Şimdi de kaybedenlere bakalım:

1- En büyük kaybeden Ukrayna oldu. Binlerce masumun öldüğü, 4,5-5 milyon civarında insanın başka ülkelere kaçarak mülteci olduğu, bunların üzerine bir çok şehrinin yakılıp yıkıldığı ve Zelenski’nin kendi beyanlarıyla 600-700 milyar dolarlık hasar oluşan Ukrayna en az 40-50 yılını da kaybetti. 

Ülkesini bu hale getiren, İngiltere’nin 500 milyon dolar kredi açıklamasına sevinen Zelenski, batı hayranlığını pahalıya ödeyecek gibi.

2- Diğer bir kaybeden Avrupa ve AB oldu. Yavaş yavaş ABD’den kopmaktalardı ancak şimdi yeniden ve sımsıkı ABD’nin avucuna düştüler. Başını Almanya ve Fransa’nın çektiği AB, dünyada müstakil bir güç olmaya çalışırken, yeniden ABD’nin peyki oldular. Düşününce İngiltere’nin AB’den çıkmasının da bir planın parçası olduğunu anlıyor insan.

Yarınların ne getireceğini, ne götüreceğini elbette bilemeyiz ama vatanımızda huzur içinde yaşamak istiyorsak güçlü olmak ve güçlü kalmak zorundayız. Ve kim ne derse desin, her zamanki bir inancımı tekrar etmek istiyorum: Kaderin sevkiyle bu asır bizim asrımız olacaktır Allah’ın izniyle!..

Yorumlar (0)
12
az bulutlu