ÖZGÜR MÜNAFIKLAR

Özgürlük, belkide en çok onlara yakışıyor azizim.  Herşeyin üzerinde en hayâsız tepinişleri atmanın yanı sıra, kirlenmiş ve iğrenç gülücükleri sağa sola atıyor olmak öyle her baba yiğidin harcı mı? Göbek bağının kesilmesiyle birlikte hayata bağlanan bu ucube zümre, birçok hayatın katili olurken en okkalı enatarlı küfre ve hakarete batırdığım cümlelerinde asil muhataplarıdırlar.

İşte tam bu noktada devreye arka plan ve ilişkisi girmektedir.  Arka planın ne olduğu ve ne ile dolduğu,  ilişkinin tezahürü ile ilişkilidir. Yaradılışın zıddı ne varsa en kırılgan kökler kabilinden kendisini işte bu zümre üzerinden görünür kılmaktadır.

En keskin ve en kesif koku ve tutkuların pervasızca dışa vurumunu umursamayan, en masum ve çocuksu düşleri kirleten kirlenmiş arka plan…

Özgür münafıklık ve münafıklar, niyetlerinin inşası için bir metre kare alanı dahi israf etmeyen, zamanı ve mekanı en orjin şekilde entübe eden tiplerdir aynı zamanda.

Tek sermayeleri, eğilip bükülen akıl ve alınıp satılan vicdanlarıdır. Bu özellikleri dolayısıyla her ortama ayak uydurabilen bu sülük takıma fiyat biçebilirim diyen beri gelsin.

Adeta yağcılık ve bilmem kaç yüz ve sıfat takınmaya zorlanmış gibi görev bilinciyle hareket eden bu yavşaklar, sağ ve sola soğuk bir teşekkür atmayıda ihmal etmezler.

Rehabilite olasılıkları var mı ya da yok mu? ilişkisinden evvel böyle bir şeye tevessül etmeleri dahi mümkünsüz tiplerdir.

Alçaklığın karesinin kaça tekabül ettiği sorusunun canlı göstergesi olan bu parazitler, hangi ölçüyle ölçülüp eksinin hangi tonuna tekabül ettiğini kestirmekte başka bir maharetin konusudur.

Ahmaklığın kadim bekçileri olan bu tipler, ince belli bir bardak misali gerdan kırarken, tıslama kabilinden sağa sola dil sallarken görülesi varlıklardır. Derin, sessiz ama son derece kararlı ve bilinçli talan operasyonlarını bir o kadar tatlı dille inşa ederken, bıraktıkları tahrifatın boyutları ise ayrı bir yazının konusu.

Karaktersizlikleri, herhangi bir çerçeve ve tanımlamanın sınırları içerisine sığamayacak olmalarıyla birlikte, perdelenmiş olmaları,  arz-ı endam ediyor olmalarında önemli imkânlar sağlamaktadır. Soyu kuru ve kesik oldukları için kırık cümlelerin asli muhattabı olan paha biçilmez rezillikleri ilerezidansları süslerken, giyim ve kuşamlarından içi boş bir elbise oldukları, liyakat ehlince gözden kaçmamaktadır.

Yalpalanıp duran kisveleri, sabrınızı sınamak kabilinden günün her saati gözünüze gözünüze çarpıp durmaktadırlar. Mütebessim ve optimist düşüncelerinizi kökünden tırpanlayan bu iblisin torunları, metamorfoz eylemlerine umursamadan amorf şekilde devam etmektedirler.

İnsan demosu olan detone ve sırıtık ayrıksı otlar, etik ve estetizmin kadim katilleridir aynı zamanda.Fütursuz, umarsız ve hatta destansı kirletmelerine kendi jargonları içerisinde devam ederken, okkalı küfürlerim umurlarında bile değildir.

Hırs sahibi bu haydutlar, insanı ve insanlığı doyumsuz şekilde yağma ve talan ederken, gıyabi değil, yüzlerine yüzlerine ve dahi gözlerinin içine tükürmüş olmamdan, nisan ve yağmur ilişkisi kuracak kadarda mahirdirler.

İnsanın ve insanlığın sızım sızım sızlamışlığından haz duyan bu müsvedde güruh arsız, ahlaksız, namussuz ve şerefsizlik namına bütün payeleri yüksünmeden taşıyabilmektedirler. Villa ve şatolarından dışarıya aydın görüntüsü verirken dahi her türlü uyarlamaya yakışıksız ve rüküş düştüklerinin farkındamıdırlar acaba? Issız, çorak, ırak ve kasvetli yapıların içerisinde kokuşmuş gülücükler atarken dışarıya, küflü bir teolojinin küçük ve hatta küçücük iblisleridirler

ey özgür münafıklar !

Savaşmaya devam edeceği sizlerle…