banner4
16.05.2020, 02:46

Sosyal Medya Şövalyeliği!

Bugün ki cemiyetin insanı, kalabalıklar içinde yalnız, sahipsiz ve himayesiz kalmanın endişesi içinde; “gemisini kurtaran kaptandır” bencilliği içindedir!

Sadece kendisini ve çekirdek ailesini kollayarak hayat süren bugün ki insan, yaşadığı cemiyette ki güvensizlik duygusu tavan yaptığı için “çatacak yer!” arar oldu!

Bu ideal çatılacak yer;  “kendi durumu gizlemek” ve “kendi dışındakilere” renk vermemeyi kolaylaştıracak olan“sosyal medya” ortamı oldu!

Daha doğrusu sosyal medya imdada yetişti diyebilirim.

Çünkü insan, sadece yetersizliğini değil yalnızlığını da maskelemek için “gülerken çığlık atabilmeyi” başarıyor sosyal medya eliyle!

Bugün hepimizin elinin altında bulunan “sosyal medya”, insanı her türlü; dini, milli, ahlakı ve hukuki sansürün dışında tutarak “insan ruhuna”  büyük zararlar veren gücün odağı olmuştur!

Güvensizlik duygusu kişide ki egoizmi harekete geçirmekte, hırsları başıboş sarhoş kalmakta “zayıf ve güçsüzler” kendilerini “güçle” özdeşleştirerek çevresinde bulunan kendi gibi düşünmeyenlere meydan okumaya kalkmaktadır!

Dini ve ahlakı bir kaynaktan beslenmeyen “sosyal medyada“ ki bu “cahilce ve aptalca meydan okumanın” doğurduğu sonuçları görüyor ve yaşıyoruz hep birlikte!

Şahsiyetimizin olmazsa olmazı olan vicdanımızı kaybetmek üzere olduğumuzu buradan üzülerek ifade etmek isterim!

Kâinatta yaratılmış tüm canlılar içerisinde, ahlak; psikolojik, sosyolojik ve metafizik bir problem olarak sadece insanoğlu için vardır! Bütün insanlar, insan olmak haysiyeti itibari ile eşit olsalar bile farklı beden, zihin ve hissi kabiliyetlere sahiptir.

Elbette insan hata yapmaya müsait bir yaradılıştadır.

İnsan ne hayvandır ne de melek. Ama hayatı boyunca iyiye, güzele, merhamete, adalet duygusuna ve vicdanlı olmak için yani “ahlaklı insan” olmak için yaşamalıdır.

Sosyal medya marifetiyle herinsanın sahip olması gereken “ahlakı ilkeler” yerle bir edilirken, bu durumun tam tersi bir şekilde de; gücü elinde bulunduranlara karşı genellikle “toplumun velisi!” muamelesi yaparak büyük bir tezatın da altına imza atar sosyal medyanın insanı!

İnternet ortamında ve özellikle sosyal medya mecralarında yukarda ifade ettiğim gibi “aptalca meydan okumanın” zararları saymakla bitmez elbette. Ama en önemli zararlarından birisi olan “yalan haberler” paylaşarak insanların ve kurumların zarar görmesine, masum insanların canının yanmasına sebep olanlar tartışmasız bir şekilde suç işlemektedirler!

Şahsen; yakın/uzak tanıdıklarımın hatalı ve yalan olduğu apaçık belli olan paylaşımlarını dilimin döndüğünce uyarıp düzeltmeye çalıştım çok zaman.

“İnternette gördüğünüz her şeye inanmayın araştırın, araştırmıyorsanız, araştıran/bilen insanların sözüne kulak verin, ikazlarına uyun…” diyerek en azından gözümün gördüğü eksiklikleri uyarmak görevini yerine getirmeye çalışıyorum. Fakat maalesef bunda başarılı olamadığımı üzülerek söylemeliyim.

Sizde her gün şahit olmaktasınız sosyal medyada ki bu samimiyetsiz durumlara.

Çok iyi bildiğimiz bir konuda bile samimi uyarılarımıza kulak asmayan ve yalan haberi bize karşı savunan insanların varlığı, “çatacak yer arayan” insan psikolojisiyle ancak izah edilebilir!

Büyük Türkçü “Hüseyin Nihal Atsız” vefat edeli kırk beş sene geçti. Ama sosyal medyada gördüğümüz ruh hastalarını düşününce bugün bile hala haklı çıkması gerçekten de inanılmaz değil mi?

Demişti ki Atsız; “Cidden; bu ülke deliler, geri zekâlılar ve ruh hastalarıyla doludur!”

“Sosyal medya çıktı mertlik bozuldu” diye düşünsek sanırım yanlış teşhis koymamış oluruz!

Öyle ağzı, vicdanı ve kalbi bozuk insanlar var ki; her Allah’ın günü “birilerine kınını kusuyor “ sosyal medya marifetiyle!

Hal bu ki insan; geçmişe saygı duymayı, içinde yaşadığı anın kıymetini bilmeyi ve geleceğe dair güzel temennilerde bulunarak ümit dağıtan olmalı değil mi?

Yeri gelmişken şunu da ifade edeyim.

İzah etmeye çalıştığım “medyada ki insanların içler acısı halin” her hangi bir ideolojisi de yoktur!

“Çatacak yer arayan” medyada ki insan, hangi ideolojiye sahip olursa olsun “aynı derenin balığı” sözünün tam karşılığı bir duruşu temsil ediyorlar!

Son olarak şunu ifade etmek isterim.

Ben âcizane, sosyal medyada nasıl olmamız gerektiği konusunda ki olmamız gereken duruşumuzu kendi inandığım “ahlakı kaygılar” etrafında anlatmaya gayret ettim!

Eğer hayatınızın her alanında olduğu gibi sosyal medyada da olması gereken “ahlakı duruşun ve tavrın ”nasıl olması gerektiğini idrak edemiyorsanız“sosyal medya şövalyeliğine” devam edebilirsiniz elbette!

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun.

Yorumlar (3)
Dağkağan 4 yıl önce
Sosyal medyanın çoğu çöplük olsa da,çok güzel yerleride yok değil. Kaçıp gitmek sorunu çözmüyor.
Kaçmak burasını tamamen çöplüğe çevirir.
Ayşe Turan Sabuncu 4 yıl önce
Seni tebrik ediyorum. Kanayan bir yaramıza parmak bastın. Sosyal medyaya baktığımda herkes dürüst, herkes her konuda bilgili ve kendini haklı gösterme çabasında. Olduğu gibi görünen çok az. Edep ve ahlak kurallarını hiçe sayarak insanlara saldıran, küfr edenler oldukça fazla. Bazen istemeyerek yada farkında olmadan biz bile yanlışa düşebiliyoruz.
Birde faklı kişiliklere bürünüp insanları kandırmaya çalışanlar var. Onlara ben sadece üzülüyor ve zavallı diyorum. Yani diyeceğim şu ki bu ortamda çok dikkatli olmak lazım.
Yerinde bir paylaşım olmuş emeğine sağlık, teşekkür ederim. ☺️
Ayşe Sabuncu 4 yıl önce
Seni tebrik ediyorum. Kanayan bir yaramıza parmak bastın. Sosyal medyaya baktığımda herkes dürüst, herkes her konuda bilgili ve kendini haklı gösterme çabasında. Olduğu gibi görünen çok az. Edep ve ahlak kurallarını hiçe sayarak insanlara saldıran, küfr edenler oldukça fazla. Bazen istemeyerek yada farkında olmadan biz bile yanlışa düşebiliyoruz.
Birde faklı kişiliklere bürünüp insanları kandırmaya çalışanlar var. Onlara ben sadece üzülüyor ve zavallı diyorum. Yani diyeceğim şu ki bu ortamda çok dikkatli olmak lazım.
Yerinde bir paylaşım olmuş emeğine sağlık, teşekkür ederim. ☺️
12
az bulutlu