banner4
08.05.2021, 13:25

MUSTAFA AKKAD VE FİLM SEKTÖRÜ

Dünün dünyasında Sinema, TV, bugünün dünyasında da sinema, TV’ye ilaveten sosyal medya, YouTube vb gibi iletişim araçları vasıtasıyla yaratılan algıyla kitleler etki altına alınabilmekte, yönlendirilebilmekte ve hatta kullanılabilmektedir.

Bunun en somut örneği Hollywood filmleridir. Hollywood filmleri ABD’nin reklamı anlamında her açıdan o kadar etkili olmuşturki, örneğin Vietnam’da rezil olup geri çekilen ABD bu rezil imajını Hollywood filmleriyle düzeltmiştir.

Rambo filmlerinin esin kaynağı, Kore’de çarpışan ve yaptığı kahramanlıkla hem ABD ordusunu ve hem de Türk Birliklerini kurtaran Kars/Sarıkamış’lı Mehmetçik Er “Hacı Altıner” olduğu halde, bizim Kahraman Mehmetçiğimizi biz bile tanımıyorken, ABD’nin sanal/sahte kahramanı Ramboyu tanımayan yoktur ve bu filmler sayesinde ABD kendisini dünyaya merhamet abidesi gibi tanıtmıştır.

İşte, bu tür tanıtımları sağlayabilecek ve amaca göre olumlu algıları yaratabilecek şekilde filmler çekebilecek liyakat ve kapasitede ve dünya çapında bir Yönetmen olan Mustafa AKKAD, 1 Temmuz 1930’da Halep’te dünyaya gelmiştir. Babası Arap, Annesi Türk’tür. Suriye’de bir gümrük memurunun oğlu olan Akkad, babasından aldığı 200 dolar parayla ABD’ye gider ve dünyanın önde gelen en iyi sinema eğitimi veren okullarından biri olan UCLA (University of California, Los Angeles)’ta lisans eğitimi ve müteakiben de USC (Güney Kaliforniya Üniversitesi)’de 3 yıl yüksek lisans eğitimi alır.

ABD vatandaşı da olan Mustafa AKKAD, 50 yılı aşkın süre muhabir, editör, yönetmen yardımcısı, yapımcı ve en sonunda yönetmen olarak çalışır. 1960’larda o dönem Hollywood’un önde gelen yönetmenlerinden Sam Peckinpah’ın asistanlığını da yapar. USC’deyken tanıştığı Sam Peckinpah, genç Mustafa Akkad’a birçok konuda akıl hocalığı yapmış ve onu Hollywood’daki çevresiyle tanıştırmıştır.

Akkad, Ürdün/Amman’da, 11 Kasım 2005 tarihinde kızı ile birlikte bir yakınlarının düğünü için gittikleri Hotelde, El-Kaide militanlarının bombalı saldırısında kızıyla birlikte, 75 yaşındayken hayatını kaybeder. El-Kaide bu olaydan bir süre sonra, eylem planlarında Akkad ve kızının öldürülmesinin olmadığını söyleyerek özür diler. Ancak bu eylemin, diğer (yabancı) büyük istihbarat kuruluşlarınca El-Kaide örgütüne yaptırıldığı iddia edilmiştir.

Mustafa Akkad, 1976 yılında Anthony Quinn, Irena Papas, Johnny Sekka, Michael Forest ve Michael Ansara’nın oynadığı 10 milyon dolar bütçeli “Çağrı (The Message)”; 1981 yılında da Anthony Quinn, Oliver Reed, Irena Papas, Rod Steiger, John Gielgud ve Raf Vallone’nin oynadığı 35 milyon dolar bütçeli “Çöl Arslanı: Ömer Muhtar” gibi sinema dalında tarihe iz bırakmış filmlerin yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenmiştir.

Bu filmlerden Çöl Arslanı: Ömer Muhtar filminin sponsoru Muammer Kaddafi olmuş ve pek çok ülkede gösterime girmesine izin verilmemiştir. Benzeri sıkıntılarla (başka nedenlerle de olsa) Çağrı filminde de karşılaşmıştır.

Bunların yanısıra, ünlü korku klasiği filmlerin serisi olan “Halloween” serisinin bütün filmlerinin yapımcısı da Mustafa Akkad olmuş ve bu nedenle kendisine “Cadılar Bayramının Babası” lakabı verilmiştir.

Mustafa Akkad, 2002 yılında, ihlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı rahmetli Enver Ören’in davetlisi olarak Türkiye’ye gelmiş, çeşitli görüşmeler yapmıştır. Bu ziyaret ve görüşmelerinde, İstanbul’un Fethi ile ilgili bir film yapılmasının da konuşulduğu ve prensipte anlaşıldığı ancak sponsor araştırılacağı vb gibi konuların ele alındığı rivayet edilir. Ki, bu tarihten sadece 3 sene sonra bir terör saldırında hayatını kaybetmiştir.

Müteakip yıllarda, hayatını beyaz perdeye aktarmak istediği “Selahaddin Eyyubi”, “Selçuklu Sultanı: Alparslan”, “Endülüs’ün Altın Dönemi” ve “İstanbul’un Fethi” filmleri için sponsor aramış, ancak bunları gerçekleştirmek kendisine nasip olmamıştır. Eğer bunları gerçekleştirmek nasip olsaydı, film stüdyosunu İstanbul’da kurmayı planladığı söylenilir.

Neticede, büyük bütçelerle ve sinema dalında ünlü oyuncularla çekilen Mustafa Akkad filmleri gibi yapımlar, günümüzde bile halen daha algısı yüksek, ve alanında reklam ve tanıtımı etkili filmlerdir. 

Bir taraftan tanıtım, reklam, propaganda vb gibi amaçlara en iyi hizmet edecek dal olması, diğer taraftan konuyu dünyaya en güzel ve akılda kalıcı olarak anlatabilinecek en uygun yöntem olması nedenleriyle, film sektörü halen daha önemli bir sektördür.

Bizim, tarihin en eski devirlerinden bugünlere kadar olan tarihimizde binlerce zaferler, kurduğumuz medeniyetler, mazlumlara sahip çıktığımız olaylar olduğunu düşündüğümüzde, bu toprakların yani güzel ülkemizin yetiştirdiği 10’larca senarist, yapımcı ve yönetmen bulunduğuna inanarak, sinema sektörüne daha fazla eğilmemiz gerektiğine inanıyorum.

Bizler, Çanakkale Zaferimizi, Kurtuluş Savaşımızı, Kıbrıs Barış Harekatımızı, Suriye’de yaptığımız Barış Operasyonlarımızı, yıllardır 7 düvele karşı verdiğimiz terörle mücadelemizi, tüm dünya kamuoyuna haklılığımızla birlikte sunacağımız güzel bir senaryo ve film ile neden anlatmıyoruz?

Bir başka açıdan bakarak da, mesela 2’nci dünya savaşı öncesinde ve sırasında (1933-1945 yıllarında), Almanya’da ve Alman işgali altında bulunan ülkelerde, faşist Hitler zulmünden kaçan 100’lerce nitelikli bilim adamını Türkiye’ye bir şekilde getirişimizi, 

Yine, 1943 yılında, Yunanistan’ın Hitler Ordularınca işgalini müteakip, Yahudilerin toplama kamplarına götürülmeye başlanılması üzerine, Holokost (Yunancada bütün yanık anlamında, Hitler döneminde yapılan yahudi soykırımı) sırasında, Yahudilere Türk Pasaportu vererek kurtaran ve 1989’da İsrail tarafından kendisine Uluslararası Dürüstler Madalyası verilen, Rodos Konsolosu Selahattin Ülkümen’in, hayatını ortaya koyarak ve risk alarak başardığı, bu insani çabalarını mükemmel bir senaryo, yapım ve yönetmenlikle dünyaya göstersek, bugün neredeyse bütün dünyada güçlü olan Yahudi Lobisinin bize desteği nasıl olurdu? Bunları başarsaydık, mesela bugün ermeni soykırımı safsatası ABD’de karşılık bulabilirmiydi?

Bir başka örnek olarak, son 1-2 asırdır sürekli bize gizli veya açıktan düşmanlık eden ve hatta bir dönem terör örgütü pkk ya açıktan destek bile veren Fransa yönetimine ve Fransız kamuoyuna karşı, Alman Kralı Şarlken’e esir düşünce, esir düşen oğlu Fransuva’nın annesi Luiz De Sauva’nın Kanuni Sultan Süleyman’a yazdığı mektupla oğlunun esaretten kurtarılıp ülkesinin başına dönmesi için yana yakıla yalvaran talebini ve Kanuni’nin Şarlken’e yazdığı mektupla esaretten kurtarılan Fransa Kralı Fransuva’nın kurtarılmasını konu alan ve Kanuni Sultan Süleyman Han’ın Fransuva’ya himmet ve desteğini muhteşem bir film yapıp, başta Fransa olmak üzere tüm dünyaya göstersek nasıl bir kamuoyu desteği olurdu, öyle değilmi?

Geçtiğimiz yıllarda, bu alanda son yılların en güzel yapımlarından birisi olan “Diriliş Ertuğrul” filmini sanırım çoğumuz izlemiş, beğenmiş ve takdir etmişizdir. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun bile etkilenip sette ziyaret ettiği dizi, yarattığı lehe reklam, tanıtım ve algının yanında, 71 ayrı ülkeye ihraç edilmişti.

Gelişen, büyüyen ve şimdilik bölgemizde, yakın bir zamanda da dünyada söz sahibi büyük güçlerden birisi olacağına yürekten inandığım ülkemizde, bunları başaracak vatan evladlarının da ve bu beyinlerimize maddi/manevi destek olacak iş insanlarımızın da olduğuna aynı şekilde yürekten inanıyorum. İnşaallah daha geç olmadan başarırız bunları.

Unutmayalımki, ister fert olarak, ister tüzel kişilik olarak, ister kurum olarak, isterse devlet olarak, yaptıklarımızı lisan-ı münasiple anlatabildiğimiz kadar başarılı göründüğümüz bir dünyada yaşıyoruz..

Yorumlar (1)
Yaşar Çiftçi/Kimya Yüksek Mühendisi 3 yıl önce
Kaleminize sağlık Saygıdeğer Müsteşarım, Amerika Holuwood film sektörü maalesef yaptığı tüm filmler Mak karti ziyniyetinin bir ürünü olduğu için hep uçuk kaçık filmlerden öte gidemedi hayali ütopik filmler çekip yıllarca tüm dünyaya izletti, Amerika hangi ülkede yenilip hezimete uğtadıysa hep Amerikan ordusu kahramanlıkları şeklinde beyaz oerdedlye yansıdı ve helimiz bunu hayranlıkla izledik belki bir gün hiroşima ve Nagasakiye at>lan bombaları Japonlar kendi iendilerine atar ve Amerikan askerleri mesela Rambo bir kshraman olarak bu oimbayı eliyle tutup havada patlatır ve t
12
az bulutlu