banner4
31.03.2020, 16:53

MİLLİ DAYANIŞMA KAMPANYASI (BİZ BİZE YETERİZ)

Öncelikle uzun bir makale olacağı için özür dileyerek başlamak istiyorum. Ancak bunun bir tercih ya da yöntem değil, zorunluluk olduğunu bilmenizi istiyorum.

Son 2-3 aydır dünya beklenmedik ve bir o kadar da sinsi/ acımasız ve hızla yayılan gizli bir bela ile cebelleşiyor.

Covid-19 ya da korona virüs diye adlandırılan bu acımasız virüse karşı dünya adeta çaresiz. Her bir ülke önce korunma amaçlı maske, dezenfekte sıvı vb gibi araç-gereç temin etmeye çalışırken, diğer taraftan da asıl çare olacak aşı geliştirme ve üretme peşindeler.

Bu aşamada daha çok ölümler ve yıkımlar yaşanmaması için de, insanlar evden çıkmamaya gayret içindeler.

Buraya kadar ki hususlar 1’nci derecede önemli ve doğrudan insanların sağlığını ve canını korumaya yönelik tedbirler olmakla birlikte, bunun hemen akabinde de, gerek bu işlerin finansmanı ve gerekse işsiz-güçsüz kalan insanların en azından beslenme ve hayatını idame ettirebilmek için gerekli asgari diğer ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla lazım olan finansman konuları gündeme gelmektedir.

Öte yandan tüm bu tedbirler dönemseldir. Kalıcı ve devamlı olan tedbirler ise, bu virüs belasından kurtulduktan sonra, ekonominin tüm çarklarının yine eskisi gibi dönmeye başlaması ve devam etmesidir.

Bu durumlar ve aşamalar dikkate alınarak, devletimiz, kendi ekonomik imkanları ölçüsünde mikro ve makro tedbirleri almış ve kamuoyuna Sn Cumhurbaşkanımız bunları önceki hafta açıklamıştır.

Sn Cumhurbaşkanımızın dün (30.03.2020) akşam ki açıklamaları ve çağrısıyla da, kısa vadeli-mikro ama oldukça önemli ve bir o kadar da acele tedbirlerden birisi olarak, daha çok acil ihtiyaçların karşılanması ve ihtiyaç sahiplerinin dertlerine deva olabilmeye katkı sağlamak üzere, tüm milletimize “Biz Bize Yeteriz” diyerek yaptığı “Milli Dayanışma Kampanyası” çağrısıdır.

Önce dünyaya bir bakalım. ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve Kanada gibi gelişmiş ülkeler, adı üstünde gelişmiş ülkeler olduklarından 100 milyarlarca dolar ya da euro destek paketleri açıklamaktadırlar.

İçimizdeki bazı vatandaşlar ve yazarlar, gazete köşelerinde ya da sosyal medyada, o ülkeleri örnek göstererek bir taraftan Sn Cumhurbaşkanımızın önceki hafta açıkladığı 100 milyar TL destek miktarını güya küçümseyerek gerçekleri görmezden gelirken, diğer taraftan dün (30.03.2020) akşam yaptığı milli dayanışma kampanyası çağrısını sair saçma gerekçelerle ve siyasi önyargılarla küçümseme ve hatta istismar etme çabası içindeler.

Hepimiz biliyoruz ki, rahmetli Atatürk döneminde (1923-1938) ülke olarak harika gelişmeler sağlanmışken, sonraki dönemlerde genellikle ABD’nin uşağı gibi olduğumuzdan, İlerlemeyi bırakın gerilemişiz. ABD’ye her şekilde bağımlı yaşamışız. Üreten değil tüketen olmuşuz. Üretmeye değil, tüketmeye; bağımsızlığa değil uşaklığa itilmişiz.

Arada zaman zaman olumlu gayretler olsa da, (Mesela rahmetli Ecevit’in, Erbakan’ın, Türkeş’in, Demirel’in, Özal’ın samimi çabaları) gerek hükümetlerin ömrünün kısa olması, gerekse içimize sokulan fitneler, darbeler vs gibi nedenlerle bunlar çok güdük kaldı maalesef. 

Ve yine bana göre Türkiye 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasının defedilmesinden sonra kendine gelmeye, hakiki anlamda kalıcı bir şekilde büyümeye gelişmeye başladı.

Nitekim savunma sanayiinde geldiğimiz nokta, Suriye’de, Libya’da ve Akdeniz’de var oluşumuz ve dik duruşlarımız hem geldiğimiz nokta olarak gurur verici ve hem de somut olumlu göstergelerdir.

Ülkemiz, daha birkaç ay önce büyük bir deprem badiresi atlatmışken, daha üzerinden bir kaç ay bile geçmeden bu kez küresel bir salgınla karşı karşıya kalmamız, gerçekten çok olumsuz bir durumdur. Ve elbetteki bunun maddi ve manevi sıkıntıları olacaktır ve bu sıkıntılar doğal olarak hepimize yansıyacaktır.

Bakınız bugün Korona virüsle mücadele için IMF’ye 96 ülke borç için müracaat etmiştir. Tam burada çarpıcı bir örnek vermek istiyorum: 2 milyar dolar borç isteyen Kongo’ya IMF’nin şartı ne oldu biliyormusunuz: Ülkenizdeki altın rezervlerini bizim belirleyeceğimiz şirket ya da şirketler çıkaracak diyor IMF, Kongo da çaresiz peki diyor. Dikkat edin, vereceği 2 milyar dolar ve bu para hem borç olarak, hem de yüksek faizle verilecek. Buna rağmen altınlarını da istiyor IMF.

Yine IMF dün (30.03.2020) bir açıklama yaparak Türkiye ve Rusya’nın borç istemediğini ve bu yönde bir müracaatının olmadığı belirtti.

Öte yandan dün Rusya devlet başkanı Putin 1 milyon ruble (yaklaşık 76.000 dolar civarında yapıyor) ve üzerinde parası olanlardan % 13 vergi keseceğini açıkladı.

Tüm bu bilgileri şöyle bir üst üste koyup, düşünüp, değerlendirip objektif olarak bakarsak;

1- Yok Kanada şu kadar yardım paketi açtı, yok Almanya bu kadar yardım paketi açıkladı diyerek ülkemizi o ülkelerle kıyaslamak hiç de gerçekçi değildir. 

Rahmetli Atatürk’ten sonra uçak fabrikalarımız, silah mühimmat fabrikalarımız kapanmasaydı, bizi adına yardım denilen Marshall Kazıklarına mahkum etmeselerdi, tarım ve sanayi politikalarımız sabote edilmeseydi, bu ülkeye sağ-sol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt fitneleri sokmasalardı, son 40 yıldır başımıza bela ettikleri pkk pisliğine binlerce canımız ve milyarlarca dolar paramız gitmeseydi biz de bugün birkaç yüz milyar dolar destek paketi açıklayabilirdik. Öyle değil mi?

Lütfen gerçekçi olalım ve siyasi önyargıları bırakalım.

2- Devletimiz bunca badireye rağmen gerek ülke içinde sosyal devlet anlayışıyla hiç birşeyi aksatmadan hakkıyla vatandaşına sahip çıkarken, bir taraftan da Suriye’de, Doğu Akdeniz’de, Libya’da ve yurt dışındaki 10’dan fazla ülkede biz de varız dedi. Bu gurur hepimizin. Ancak bunların hepsinin bir maliyeti var ve tabiki bizler de vatandaş olarak devletimizin maddi manevi yanında olacağız. Kimse başını kuma gömmesin.

3- Bugün bazı vatandaşlarımızın, gerçekleri bildikleri halde yine de bence cehalete vurdurarak ve gerçekleri bilmezden anlamazdan gelerek, örnek gösterdikleri ABD, İtalya, Fransa, İspanya, Almanya gibi ülkelerde sağlık sistemi çökmek üzere. Eee hani onlar bilmem kaçyüz milyar dolar destek açıklamışlardı noldu?

Basında ve sosyal medyada görüyoruz, okuyoruz: Sağlık sistemi yetersiz olduğu için yaşlılarını bile bile ölüme terk ediyorlar.  Bizim ülkemizde ise herkese ama herkese sahip çıkılıyor. Hatta nankörlere bile.

Öte yandan, o örnek verdikleri sözüm ona gelişmiş ülkelerde sağlık hizmeti ateş pahası. Nankörlere sesleniyorum: lütfen bunları da bir araştırın ve neticelerini yazın.

4- Bakınız hep söylüyorum ve söylemeye de devam edeceğim. Ülke, millet, devlet meseleleri olunca siyaset bir tarafa itilir. Bunun aksi anlayış ise ya ruhsal sorunlara ya da afedersiniz ama vatan hainliğine işaret eder.

Yarın bir terslik olsa ve Allah korusun ülkemiz berbat durumlara düşse, bu durumda siyasi görüşü, dini anlayışı vs ne olursa olsun herkes bundan etkilenecektir. Sırf siyasi kızgınlıkla durumu provoke etmek, hiçbir akılla mantıkla izah edilemez ve bu açıkça vatan hainliği olur.

Siyasi kararlar, tercihler, rövanşlar hukuk ilkeleri içerisinde mahkemelerde ve/veya seçim zamanları sandıkta yapılır. Ayrıca yanlış yapan her kimse hesabı da mutlaka sorulur.

5- Bu dönemde, ülkemizin bazı diğer ülkelere uçaklar dolusu maske vb yardım yapıldığı, kendimize lazımken bunun yanlış olduğunu söyleyenler de var. 

Ben onlarla aynı görüşte değilim ve devletimizin doğru yaptığına inanıyorum ve yürekten destekliyorum.

Mesela Arnavutluk’a 7 donanımlı ambulans göndermişiz, doğruysa bu kararı verenleri tebrik ediyor ve destekliyorum. Aynı şekilde Bulgaristan, Macaristan ve İtalya açıklamalar yaparak, AB’den değil Türkiye’den ve Türk Konseyinden destek gördüklerini açıkladılar. Azerbaycana, Katar’a da vb yardım etmişiz. Bravo devletimize. Devletimizi tebrik ediyorum, gerçekten en doğrusunu yapmışlar. 

Şimdi bunu da anlamayanlar yada anlamak istemeyenler olacak, hem de çok. Bizim IMF’den borç almayarak, tam tersine bazı ülkelere stratejik önceliklerimize göre destek olmamızın gerekliliğine ilişkin, tarihten bir örnek vereyim:

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransa borç ister, sadrazam ve paşalar karşı çıkar. Bize lazım vermeyelim derler. Padişahın sözü tarihe geçer: “Bugün borç alan yarın emir alır, verin.”

Bu nedenle kendi iç ihtiyaçlarımızı ve dengelerimizi bozmadan IMF’den borç almayı bir tarafa bırakarak, karınca kararınca diğer (işimize gelen) ülkelere maddi yada manevi destek olmayı ben şahsen bir vatandaş olarak tamamen destekliyorum.

Buraya kadar anlatmaya ve açıklamaya çalıştığımız hususlar çerçevesinde neticede diyoruz ki, gelin birlik beraberlik içerisinde devletimize, milletimize yani birbirimize sahip çıkalım.

Devletimizi milletimizi IMF gibi hem kazıkçı hem de her şekilde fırsatçı ve istismarcı kuruluşlara muhtaç etmeyelim.

Gerçekten ülkemizi milletimizi devletimizi seviyorsak bunu lafta bırakmadan, pintiliğimize mazeretler üreterek saplanıp kalmadan, siyasi dini ekonomik ihtiraslarımızın esiri olmadan, banane zenginler yapsın demeden kendi gücümüz ve imkanımız ölçüsünde az veya çok destek olalım. Ki bu desteklerin yine ihtiyaç duyulan ailelere, kurumlara gideceğine göre tereddüt etmeye zaten gerek yoktur.

Bu çağrımız;

1- Forbes Türkiye’nin Mart 2019’da yayınladığı dünyanın en zengin ilk 100’ünde yer alan 11 isimedir. Bunların herbiri dolar milyarderidir, Allah helalinden daha çok versin. Ancak şimdi de bunlar bu zenginliklerinin bir kısmını, kimliğini taşıdıkları, ekmeğini yeyip suyunu içtikleri yani ait oldukları ülkelerine yani hepinizin vatanı olan Türkiye Cumhuriyeti Devletine - Milletine iade etmelidirler. Bekliyoruz; göreceğiz samimiyetleri ne kadarmış.

2- Son dönemlerin ünlü ve zengin müteahhitlerinedir. Haydi bakalım tam zamanı, görelim samimi vatan-millet sevgilerini. Umarım bizi utandıracak kadar destek olurlar. Göreceğiz.

3- Bankalar. Sadece paraya para kazandırarak yüzmilyarlarla ölçülen faiz gelirlerini bu ülkenin insanlarından, çalışanlarından, müteşebbisinden kazandılar. Haydi bakalım, siz de bir kısmını da olsa bu ülkeye iade edin. Tam zamanıdır.

4- TV’ler. Milyonlara hitap eden, çok büyük reklam gelirleri elde eden TV’lerin de fedakarlığını bekliyoruz ve görmek/bilmek istiyoruz.

Bu 4 kategoride yer alanlardan, bir vatandaş olarak talebim ve beklentim öyle 3 kuruş 5 kuruş değil, milyon dolarlarla ifade edilebilecek desteklerdir. Bakalım, ülke-millet-devlet sevgilerini ve samimiyetlerini göreceğiz. Bekliyoruz.

5- STK’lar, sendikalar, vakıflar, cemaatler-tarikatlar. Buyrun, hodri meydan.

Bakınız ve buyurunuz, dinleyiniz: 

Tevbe Süresi Ayet 41: “Gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak seferber olun ve mallarınızla canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz sizin için bu pek hayırlıdır.”

Saff Suresi Ayet 11: “Allah ve Resulüne iman edip mallarınızla ve canlarınızla cihad edersiniz. Bu sizin için çok daha hayırlıdır, eğer bilirseniz.”

6- Siyasilerimiz. Her partiden herkes. Sn Cumhurbaşkanımız canlı yayında zaten 7 maaşım diyerek ilan etti, peşinden MHP Genel Başkanı 5 maaşım diyerek açıkladı. Şimdi sırada Bakanlarımız, milletvekillerimiz, tüm partilerin genel başkanları, belediye başkanları, il ilçe başkanları var. Haydi biz sade vatandaşlara örnek olun. Kimler samimi göreceğiz.

7- KOBİ’ler. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler. Ve elbetteki imkanlar ölçüsünde.

8- Nihayet sade vatandaşlar, yani bizler. Çok küçük meblağlar da olsa. Hatta bence 50 lira, 100 lira bile olsa destek olalım. Damlaya damlaya göl olsun.

En nihayetinde devletimden de bir talebim var: 

-Lütfen kampanya sonunda, öncelikle kampanya süresince bağışçıları ve bağış miktarlarını kamuoyuna açıklayınız.

-Daha sonra da bu toplanan paraların nerelere ne kadar harcandığını yine detayıyla kamuoyuyla paylaşınız.

Bunları yapın ki, bir taraftan istismarcılara fırsat vermeyiniz, diğer taraftan da herkesin içi rahat olsun.

Devletimize, milletimize her zaman sevgimiz saygımız ve güvenimiz tamdır.

Şeffaflık, dürüstlük, ortak değerlerdeki samimiyet bizim birlik beraberliğimizi kuvvetlendirir.

Selam, sevgi ve saygıyla!..

Yorumlar (7)
Recep KOÇER 4 yıl önce
İnşaAllah; Sayın Müsteşarım, bu dilekleriniz gerçek olur. Bende bu dileklerinize yürekten katılıyorum. Gün samimiyetin test günüdür.
Ahmet Yırtar 4 yıl önce
Sevgili Müsteşarım makalenize harfiyen katılıyorum sizden ricam bir dahaki makalenizde eğer açıklanmazsa devletten 18 yıldır ihale alan müteahhitlerden de bahsedin ki bu millet bilsin.Selamlar
Ahmet Yırtar 4 yıl önce
Sevgili Müsteşarım makalenize harfiyen katılıyorum sizden ricam bir dahaki makalenizde eğer açıklanmazsa devletten 18 yıldır ihale alan müteahhitlerden de bahsedin ki bu millet bilsin.Selamlar
Necdet Şahinküçük 4 yıl önce
Diline,kalemine,yüreğine sağlık sayın müsteşarım. İnşAllah bu zorlu süreçten birlik beraberlik ve kuvvetle çıkarız.
Ahmet 4 yıl önce
Sn Müsteşarım tüm makalelerinizi dikkatle okuyorum. Çoğunlukla da katılıyorum. Yine güzel bir makale kaleme almışsınız. Varolun. Elinize yüreğinize sağlık.
Mehmet 4 yıl önce
Çok doğru ve gerçekçi tespitler. Ama yine gerçek vatanseverler külfete katlanacak, laf cambazı beleşçiler de yine türlü mazeretlerle çamura yatacak. Dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. İyiler de bitmeyecek, kötüler de.
Musa ARI 4 yıl önce
Sayın Müsteşarım, harika bir makale olmuş. Ellerinize sağlık. Saygılar sunuyorum.
12
az bulutlu