banner4
23.12.2019, 10:24

FELSEFECİLERİN TUTARSIZLIĞI-4


İmam GAZALİ
Tehâfüt El-Felâsife (Felsefecilerin Tutarsızlığı)
...
BİRİNCİ SORUN
Felsefecilerin evrenin başlangıcı olmayan öncesiz olduğu konusundaki sözlerinin
geçersizliğini ortaya çıkarmakla ilgilidir.
Felsefecilerin görüşlerinin açıklanması;
Felsefeciler, evrenin başlangıcı olmayan olması konusunda düşünce ayrılığında olmuşlardır.
Onlardan, öncekilerin ve sonrakilerin tümünün üzerinde karar birliğinde oldukları görüş,
evrenin başlangıcı olmayan olması sözüdür. Yani evren, devamlı Allah ile birlikte var
olmuştur. Onun meydana getirdiği şeydir ve onunla birliktedir. Meydana gelenin nedeni,
ışığın güneşi takip edişi gibi onu izler. Zaman bakımından ondan sonra değildir. Yüce
Allah'ın evrene önceliği, nedenin meydana gelene önceliği gibidir. Bu öncelik sıra ve kendisi
bakımındandır, zaman bakımından değildir.
Bu konuda Eflatun'dan aktarılan görüş ise, “evren var edilmiş ve sonradan meydana
getirilmiştir” şeklindedir. Sonra felsefecilerinden bir kısmı Eflatun'un sözünü farklı
yorumlayıp evrenin sonradan meydana gelmiş olduğuna inanmayı kabul etmemişlerdir.
Calinus da ömrünün sonlarına doğru: “Calinus'un İnandığı Görüşler” adını verdiği eserinde
bu konuda duraksama yoluna gitmiştir. O, evrenin başlangıcı olmayan mı, yoksa sonradan
meydana getirilmiş mi olduğunu bilmemektedir. Belki de bunun bilinemeyeceği
görüşündedir. Ancak bu, ondaki bir eksiklikten dolayı değil konunun akıllara zor gelmesinden
dolayı olabilir. Bu görüş, onların görüşleri içerisinde istisna bir görüştür. Onların tümüne göre
evren başlangıcı olmayandır ve yine tümüne göre bir aracı olmadan başlangıcı olmayandan,
sonradan var olanın ortaya çıkması kesinlikle düşünülemez.
Onların kanıtlarının dile getirilmesi; Eğer ben onlardan kanıt konusunda aktarılanları
anlatmaya ve bu konudaki itirazları belirtmeye yeltenseydim, bu konuda sayfalar yetmezdi.
Ne var ki uzatmanın bir yararı yoktur. Biz onların kanıtlarından; her bakan kişinin
çözümleyebileceği şekilde yetersizlik içeren hayale dayanan ve hükmü altında tutma
konusundaki görüşlerini bir kenara atalım ve insan ruhlarında etkisi olan seçkin görüş
sahiplerini kuşkuya düşürecek kanıtlarını dile getirmekle yetinelim. Çünkü yetersiz görüşlü
kişilerin en küçük bir hayalle kuşkuya düşürülmesi olasıdır.
Bu tür kanıtları üç adettir:
Birinci Kanıt: Felsefecilerin, “kesin bir şekilde başlangıcı olmayandan, sonradan var olan
birinin ortaya çıkması olanaksızdır” sözleridir.
Derler ki; Eğer biz bir başlangıcı olmayanı var sayacak olursak ve bundan sözgelimi evren
ortaya çıkmamışsa, çıkmaması onun var olması için tercih edici bir neden bulunmayışından
dolayı olabilir. Çünkü evrenin var olması salt olanak bakımından olasıdır. Bundan sonra evren
eğer, sonradan var olursa tercih edici bir neden ya yenilenmiştir ya da yenilenmemiştir. Eğer
tercih edilen neden yenilenmemişse, evren daha önce olduğu gibi salt olanak şekli üzere
sürekli var olur. Eğer bu tercih edilen neden yenilenmişse, bu tercih edilen nedeni meydana
getiren kimdir ve bu tercih edilen neden, niçin şu anda meydana gelmiştir de daha önce var
olmamıştır. Böylece de tercih edilen nedenin, meydana gelmesi konusundaki soru kalıcıdır.

Örneğin, eğer başlangıcı olmayanın durumları birbirine benziyorsa, ondan ya hiçbir şey var
olmayacaktır veya devamlı var olacaktır. Bu durumda, var olmanın bırakılması halinin, var
olmaya başlama halinden ayırt edilmesi olanaksızdır.
Bunun araştırılması için denilebilir ki; Evren, sonradan var olmazdan önce neden meydana
gelmemiştir. Bunun, yok iken var eden Allah'ın yeni bir şey ortaya koymaktan çaresizliğine
yüklenilmesi olası bir şey değildir. Meydana gelmesinin olanaksız olduğuna yüklenilmesi de
olası değildir çünkü bu, Allah'ın çaresiz halinden güç haline değişimine, evrenin de
değişmeyenden olanak haline dönüşmesine aracı olur. Bunun her ikisi de olanaksızdır.
“Evrenin meydana gelmesinden önce bir amaç yoktu, sonra amaç yenilendi” denilmesi de
olanaksızdır. Evrenin meydana gelmesinden önce, evreni meydana getirecek aracın yok olup
sonra var olmasına da yüklemek olanaksızdır. Bu durumda, insan zihnine en yakın söz şudur:
Allah, evren yaratılmazdan önce evrenin varlığını istememiştir. Bu durumda şöyle demek
zorunluluğu da doğar: Şimdi evrenin varlığı ortaya çıkmıştır. Çünkü Allah, evrenin var
olmasını önce istemezken şimdi ister olmuştur. Bu durumda irade sonradan var olacaktır.
İradenin kendisinde meydana gelmesi olanaksızdır, çünkü o sonradan var olanlar için bir yer
değildir. Kendisinin dışında sonradan var olanın olması ise onu irade edici duruma getirmez.
Biz meydana gelme mahalline göz atmayı bırakalım, öyleyse evrenin sonradan var olması
kuralında da sorun var değil midir, O, nereden var olmuştur. Neden şimdi var olmuştur da,
daha önce var olmamıştır. Şu anda Allah'tan başka birisi tarafından mı var kılınmıştır.
Meydana getiren olmadan var olmak uygun ise, evrenin de yaratıcısı bulunmadan var olması
uygundur. Aksi durumda, sonradan var olan biri ile, bir başka sonradan var olan arasında ne
fark vardır. Eğer evren, Allah'ın yeni bir şey ortaya koymak suretiyle var olmuşsa, niçin şimdi
var olmuştur da, daha önce var olmamıştır. Araç yokluğundan mı, güç yetmezliğinden mi,
amaç yokluğundan mı, yaratılış yokluğundan mı, bunlar varlık şekline dönüşünce mi evren
sonradan var olmuştur. O zaman, aynen sorun yeniden geri döner. Yoksa irade olmadığından
mı evren var olmamıştır. Bu durumda irade, bir başka iradeyi gerektirir, ilk irade de başka bir
iradeyi ve bu, sonsuza kadar uzayıp gider.
Öyleyse, başlangıcı olmayanın durumunda; güç, araç, zaman, amaç veya yaratılış
bakımından bir değişiklik olmadan, sonradan var olanın, başlangıcı olmayandan ortaya
çıkmasının olanaksız olduğu mutlak bir şekilde gerçekleşmiş oluyor. Başlangıcı olmayanda
bir durum değişikliği varsaymak ise olanaksızdır. Çünkü bu sonradan meydana gelen
değişiklik konusunda söylenebilecek söz, diğeri için söylenebilecek söz gibidir ve her ikisi de
olanaksızdır. Evren var olduğuna ve onun sonradan var olması olanaksız göründüğüne göre,
kuşkusuz ki evren başlangıcı olmayan olduğu kesinleşmiştir.
Bu, felsefecilerin kanıtlarından en hayale dayalı olanıdır. Felsefecilerin diğer din bilgileri
sorunlarına ait sözleri, tümüyle bu sorundaki sözlerinden daha alt düzeydedir. Çünkü burada
öylesine değişik hayal ustalıklarını varsayıyorlar ki diğer sorunlarda bunlara dayanamıyorlar.
Bunun için de biz bu sorunu öne aldık ve en güçlü kanıtlarını önce belirttik.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu