banner4
01.08.2023, 09:48

ÇETECİ HALİT (AKIN) MOLLA

Kandıra-Kaynarca Bölgesi Milli Müfreze Komutanı Halit Molla (Akın) Adapazarlı'dır. 1887 yılında Kocaeli Kandıra/Kaynarca İlçesi Kızılcaali Divanı Sıraköy'de doğmuştur.

Medrese’de okuduğundan Molla lakabıyla anılırdı.

Balkan harbinden başlayıp Yunanlıların İzmir’den denize dökülmesiyle sona eren o zor yıllarda eli silah tutan her Türk gibi on yılı aşkın süreyle askerlik yapmıştır. Suriye cephesinde İngilizlere esir düşmüştür. 

Bir çatışmada ayağından yaralanmış, hayatının geri kalanını topallayarak tamamlamak ve İngiliz kurşununu ölene dek bedeninde taşımak zorunda kalmıştır.

Yunanlıların İzmir ve İstanbul’dan başlayıp Adapazarı-Akmeşe-Kandıra-Kaynarca’yı işgali ve köyleri yakmaları üzerine ağabeyi Aşır Ali, kardeşi Zekeriya ve çevresindeki gözü kara çeteci 50 kadar yiğit delikanlı ile birlikte, milli müfrezenin çekirdeğini oluşturmuştur. 

Kurduğu milli çetesiyle, önce bölgedeki Hıristiyan Rum ve Ermeni azınlık çetelerini sindirir. Ardından Kandıra’daki işgalci Yunan güçlerini rahatsız etmeye başlar. Çetesiyle katıldığı Ferizli altındaki Seyifler çatışması’nda (29 Mart 1921) bizzat Yunanlı komutanı öldürürken, ağabeyi Aşır Ali’yi şehit vermiştir.

O, düşman işgali altında geçen seksen yedi gününün ardından, Taşkısığı yönünden gelerek, müfrezesiyle beraber 21 Haziran 1921 gece saatlerinde Adapazarı’na girmiş ve bizzat kendisi 00.30 da  Orhan camiinde  ezan okuyarak kurtuluşu müjdelemiştir. 

Her sokağın başına bir nöbetçi dikerek şehri tamamen kontrol altına alır.

Akabinde düşmanı takip eden Molla, araba Fabrikası (sonraları TZDK) ve Beşköprü tarafında çatışarak düşmanı çekilmeye zorlar.

Diğer yandan, Molla’dan kısa süre sonra şehre giren Kazım Kaptan Kuvvetleri ise, Hükümet Konağı’na Türk Bayrağını dikerler.

Halit Molla Müfrezesi ise, düşmanı takip ederek İzmit ve Bahçecik civarına kadar sürerler.

Milli Mücadeleden sonra kendisine bağlanan İstiklal maaşını devlete bağışlayan ve kendisine teklif edilen Adapazarı Hasırcılar semtinde ve Kuzu sokak civarındaki onlarca dönüm araziyi ve Uzunçarşı’da Rum ve Ermenilerden kalma dört dükkanı, “benim yerim yurdum var, muhtaçlara vermeniz daha münasiptir” diyerek bugün için en az 45-50 milyon TL değerinde olan araziyi kabul etmeyen Halit Molla, ömrünün geri kalan kısmını köyünde ücret almadan talebe okutarak, değirmencilik ve çiftçilik yaparak geçirmiştir.

Çoğu kez Kurtuluş Şenlikleri’ne de katılmaz, adının ön plana çıkmasından hoşlanmaz ve “biz bu memleketi, şan şöhret ve gösteriş olsun diye kurtarmadık” diye söylenirmiş.

Ancak ısrarları kuramayacak 1951 yılı Kurtuluş Şenliklerine katılmış, Hükümet binası önünde binlerce Adapazarlının katıldığı törende “kendisine bayrak çekme onuru” verildiğinde; “bu bayrağı çekme hakkı ve onuru Kazım’ındır, çünkü kurtuluş sabahı bu göndere Türk bayrağını ilk o çekmişti” demiştir. Kazım Kaptan’ın ise “hayır, şehre ilk o girdi, ezanı ilk o okudu, o düşmanı takip ettiği için ben arkadan gelip bayrağı çekebildim, hak Halit Molla’nındır” diye cevaplamıştır. İzleyenlerin gözlerini yaşartan karşılıklı bu harika jestlerden sonra, belediye başkanı ve kaymakamın “o halde ikiniz çekin” önerisi üzerine, çılgınca alkışlar ve göz yaşları arasında bayrağı her iki kahraman birlikte göndere çekmişlerdir.

Ölümünden kısa süre önce, kendisini ziyarete gelen zamanın Sakarya Valisi General Sedat Kirtetepe’ye, “cenazemde resmi tören istemiyorum, mezarım da diğer mezarlardan farkı olmasın” demiş ve eklemişti: “Yoksa Allah korusun türbeye döner!”

İşte şimdi özgürce salına salına yürüdüğünüz Çark caddesi, uzun çarşı, Atatürk bulvarı, Erenler caddesi, Serdivan, Hasırcılar, Samanpazarı, Karaağaç bulvarı, Kirtetepe caddesi o gün düşman postalları altında ezim ezim eziliyordu. Taa ki çeteci Halit Mollalar tozun toprağın ve dahi balçığın içinden sıyrılıp gelip, kelle koltukta şehri kurtarıncaya kadar.

Allah razı olsun. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah..

Yorumlar (0)
12
az bulutlu