banner4
13.02.2020, 18:51

*Bugün Sevgililer Günüymüş!

  

Yeryüzü canlıların en akıllısı, medenileştikçe vahşileşen, yalnızken de bir dokunsan ağlayacak ve sevgiye en çok ihtiyacı olan, acınası mahlukat, insan...

Öyle ama arsız mı arsız insanoğlunun şu haline bir bakın. Doğada ne varsa ona dairdir, öncelik onun payıdır. O, hep açgözlü ve oburdur. O, her yedide biri açlık sınırı altında yaşayanından, ultra zenginine kadar ya fiziki ihtiyaçlarını karşılamayacak kadar veya tüm varsıllığına rağmen sevgi yoksunu, sevgiye muhtaç ve aç...

Takvimi, kendi egosunu tatmin için buldu.

Gücünü azaltan genel hatalarını hatırlamak için özel günlere işaretledi zamanı. Ama tarih boyunca bir türlü bölüşmesini bilmedi, bilemedi.

Kimi gücünü, kimi inancını, kimi ruhunu pazarlarken bile… Vuranlara, vuruşanlara bir bakın. Kimin kimi neyle, nasıl da sevgisizce vurduğuna bir bakın. Anlayabileniniz var mı?

Ama Bugün Sevgililer Günüymüş!

“Hiç değilse, (gençlerin hatırı için de olsa), gençler kadar sevgiye saf ve iyimser bakabilsek… Sevgiye,  sevgiyle gidebilsek. Dün,Tanrıça İştar, tanrıça Juna veya Aziz Valentine'nin bakir ve saf yüreklere sevgi armağanını, bügün hala yaşayan törelere ve modern tapınaklarda tuğralara adak olarak sunulmasını ne yapsak da engelleyebilsek?” diyorsanız; Sevdalarınızda yürekli olun...  Sevdiğinize de sevildiğinize de layık olun!

Size desem ki;

 …“yüreği kabaranın,

yüreğinde alazlanan başka bir yürek olanın,

yürek yaşı olmazmış,

günahı sorulmazmış.

Siz, siz olun; sevdalarda olanla aşık atmayın.

 Sevdasız olanlarla da arkadaşlık yapmayın.

Aşk, tinsel bir insan özelliğidir ve maddeci değildir.”

Aşka ilgisiz kalmayın, ama aşkı seks ve çıkar unsuru olarak da görmeyin.

Aşka seks ve çıkar olarak bakan her kim varsa resmen eşektir.

Neden mi?

Hayvanların içinde sessizlik unvanı bilindiği gibi eşektedir. Eşek yaşamı boyunca iki şey için anırır.

Bir acıkınca. Bir de sekse ihtiyaç duyunca.

Siz siz olun, seksi ve çıkarı aşkla, sevgiyle karıştırmayın.

Yani eşekleşmeyin...

Yüreğiyle sevgiyi ret eden insan, insanlığını da ret ettiğini bilmeli...

 Bu nedenle kapitalin bu konuda da çıldırttığı, bunalttığı iki ayaklı eşek ruhlu insanlardan korunun.

Kötülerin kirli, akçeli dünyasında ki hayat, birkaç adım ötede bir başka sürse de, tekil, zavallı bir hayattır. Bu hayat; bir şarkı gibi bazen bize rağmen, bizimle yan yana, yanı başımızda devam etse de bizi derdest etmemeli.

Hayat şarkısının her zaman istediğiniz makamda söylenmediğini fark ettiğinizde; ister Şırnak’ın Qesrik Boğazında bir çoban olun, ister Tuşba(Van)da Ah Tamara (Akdamar) diye bağıran genç, ister İstanbul boğazında bir holdingin patronu olun. İlkel geleneklerin alışkanlıkları kadar, modern kapitalizmin ruhsuzluğu, sevgi aşınıza soğuk su katıyor mu? 'Katıyor' diyorsanız, siz sevgi denizinde ve sevginin tadını alanlardansınız. Ruhunuz henüz kirlenmemiş. Tersi durumda da, siz sevgiyi değil, içinizdeki canavara koşuyor, oyalanmak istiyor, kendinizden kaçıyorsunuz. Alışkanlıklarınızı, zaaflarınızı, bağımlılıklarınızı sevgi sanıyorsunuz.

Oysa beyninizin periferisine çarpan günahsız bir kelebektir aşk. Kapınızı çalan hiç büyümeyen çocuktur. Bırakın yüreğinizden içeri girsin.

Bir şiirim de; “...Sen aşk / Yokluktan anlamayan çocuk /... diye tanımlamaya kalkmışım aşkı. Saf, hiç büyümeyen saf çocuk.  Aşk hiç tanıma, yaşa, başa ve yasaya gelir mi ki?

Sevgili Dostlar.

Evet, Bugün Sevgi(liler) günüymüş!

Gazetelerden, televizyonlardan, alış veriş merkezlerinin reklamlarından kulağımızın örs ve çekicine, gözlerimizin pencerelerine 'kiralık ev' ilanları gibi günlerdir bugünü vura vura,  göstere göstere, beynimizin imbik sistemine şartlı öğrenme ile girerek hatırlatıp durdular. Nasıl da 'her şey satılık’, Nasıl da her şeyi, pazarlama ve suiistimal etme özgürlüğü var, değil mi? 

Hadi, gelin bugün sevgilinize alacağınız bir gülün parasını Afrika’daki açlara veya sistemin mahkumlarına yada Cizre-Sılopi-Sur-Silvan-Varto Halepçe, Erbil, ve Suriye’den “kılıç arttığı” kimliksiz, sarı kartlı çocuklara gönderelim desem de, sesimi kaçınız duyacak?  Ama hiç değilse bu yazıyı okuyanlar gelecek için de olsa bu önerimi bir yere yazıverin, olur mu?

Hadi, gelin insan bitmeyince sevgi bitmez deyin. İyi ki de varmış deyin. İnsan hâlâ doğup büyüyorsa, sevgi de sevgililer de doğup büyüyecek.

Çünkü sevgi insandır, sevgili de insanın gizli, açık ruhunun hazinesidir.

Seven olmadan, sevgilinin de olmayacağını en çok sevilenler bilmeli.

Kolunuza değil, yüreğinize taktığınızdır sevgiliniz. 

Sevmek büyülenmektir. Eksiksiz bir varlıktır, hep vardır.

Çünkü  Aşkın ideolojisi yoktur.

Hapishanesi, gardiyanı yoktur. 

Sevgi çocuktur, ebeveyndir, gurbet, sıladır. sanattır, bilimdir, kültürdür.

Topraktır, çiçektir. kadındır, erkektir.

Sevgi, kimi zaman ülkedir. Allah’tır, anlaşılmazdır, sınır tanımazdır.

Ulusu, dini olmayan bir hazdır.

Saygıdır. Sabırdır. Korkudur. Cesarettir. Tattır.

Seven verici, sevgili alıcıdır.

Seven cömerttir, sevilen cimridir.

Sevgi doğaçlama ve karşısındakinin her türlü bireysel yasasını peşin kabul etmiş, ya da kabule hazırdır.

Sevgi Küstüm Çiçeğidir. Sakın ona yanlış dokunarak, onu incitmeyin.

Bayanlar, Baylar!

Siz bu değerleri ne kadar yaşadınız veya bu değerleri ne kadar yaşamaya hazırsınız? Yanıtınızı bana değil içinizde ki sevgiliye saklayın, karşılaşınca da söylemekten kaçınmayın.  

Sahi, sevgililer günü kaç yaşında bileniniz var mı?

Yanıtınız, Kürdün İştar’ından, Romalı Juno'dan veya Aziz Papazdan başlıyorsa, yanılıyorsunuz.

Sevgililer günü bize Kalubela’dan beri, Adem ile Havva'dan kalmadır. Çünkü ilk sevgililer onlardı. Demek ki, aşk, biz tüm insanlara ilk anne ve babamızdan kalan en eski ve evrensel bir mirastır...

Sevgililer şımarmayın ve unutmayın; sevenleriniz olmazsa sizler de olmazsınız.

Size bir sır vereyim; Seveninin kıymetini bilen sevgilinin ömrü, uzun olur.

Artık aramızda olmayan biri için, on yıllar önce yazdığım ve Gönlümün İki Yüzü adlı kitabım’a aldığım Kadınım şiiri boynu bükük, öylece duruyordu. Sizinle paylaşmak bugüneymiş. Beğenirseniz, siz de paylaşırsınız

Sevgililer Gününüz sevginize göre olsun.   

Kadınım

 

Hala hoşuma gidiyor kadınım.

Ayrıldığımızı,

Bazı bazı unuturum işte.

Bugün Sevgililer günü,

Dün sana gül göndermiştim.

Kadınların para ve çiçek sevdiğini,

Aşksız bir kadından öğrenmiştim...  

 

Mahmut Şimşek

Yazarın Notu:

Bu köşe yazısı 14 Şubat 2004 tarihinde Güneydoğu Ekspres Gazetesinde yayınlanmıştır.

Yorumlar (2)
Selahattin koca 3 yıl önce
Yüreğine ve kalemine sağlık sevgili dost
SULHADDİN KAYA 3 yıl önce
HARİKASIN BE ÜSTAD
12
az bulutlu