banner4
02.05.2020, 01:03

BİLİNMEYENE ÖZLEM

Bir akşam vakti...

Kaybolan bulutların ardında, güneşin batışını izlerken..

Kalemim ve ben, satırlara doğru yol alıyorum.

Hani şöyle!

Ne mutlu, ne mutsuz... 

İçimde öyle boş bir hal.

Bilinmeyene özlem gibi.

Geçmişe döndüğümüzde sevdiklerimizi kaybedişimiz, bilinmeyene bizleri daha çok yaklaştırıyor.

Hayatımızın içinde olanlar, öyle bir duruma geliyor ki!

Hiç tanımamışcasına, sevdiklerimizi alıp bir yerlere koyabiliyor.

Ya da alıp sonsuzluğa götürüyor.

Her iki duyguyu yaşayan insanın, ruhundan parçalar eksilirken... 

Kazandığıysa bilinmeyen özleme yaklaşmak oluyor.

Kendimce bu durum, insan ruhunun içindeki gizemli yolculuk.

Ruhunuzdaki yolculuğun içsel keşfini aramak gibi.

Bu durum gözlemlerim sonucu bana şu gerçeği öğretti.

Bu duyguyu hissedebilmek, herkese özel bir durum değil.

İnsanın ruhundan gelen bir fıtrat.

Evet...

Kiminin ise mantığıyla ele aldığında, duyguları ve hissedilenleri bıçak gibi kesmesi ilginç değil mi? 

Giden gitmiştir.

Ölen ölmüştür.

Ve hayatta biten neyse bitmiştir.

İşte tam bu olguda, tıkanıp kalan insanlardanım.

Kısaca net tavrı koyanlara baka kalan.

Her kaybediş içimizde farklı bir acı oluşturuyor.

Ruha işleyen bir ayrılış gibi.

Hayata düz bir bakışla bakabilen insan bilinmeyen sonsuzluğu, kendi iç dünyasını sorgulamadan 

bilinmeyene nasıl özlem duyabilir.

Evett.. kulağım çınlıyor.

Suzan Hanım, çok derinsiniz.

Size somut örnekler...

Çok yakın bir zamanda halamı kaybettim. Son günlerini yanında geçiren biri olarak...

Her anını ve çevresindekileri gözlemlemek, benim için farklı bir duygu gelişimiydi.

Karşınızda, ölümü bekleyen bir kadın. Bu hissiyse bakışlarından, 

konuşamamasından, eliyle korkusunu ifade etmesinden anlarken...

Hayatın sonuna en büyük örnek olarak an ve an şahit olmamdı. 

Kendime gelemedim. 

Bu, beni hayata bakışımda ruhuma döndürürken...

İnsanların fıtratında ki sözler, sessiz kalınması gerekirken aksine

içe dönmekten ziyade sözlerin dile vurması..

İnsanoğlunda ki samimi samimiyetsizliği hissettirdi. 

İnanın aklım yerinde. 

Sadece ruhumla konuşuyorum. 

Ya da birini, birilerini sevmek hususunda konuşalım. 

Dün çok seven bir insanın bugün, 

dün sarfettiği sözleri hiç hatırlamazcasına bugüne devam etmesi garip değil mi? 

Bu durumlar... 

İnsanın ruhen yolculuğunda, hayatını tıkayan davranışlar. 

Evet, sesler.. 

Kabul edin Suzan Hanım. 

Hayat böyle. 

Bir an insanoğluna çok kızıyorum. 

Oysa ki bende insanoğlundan biriyim. 

Peki, ben. 

Elbet benimde yanılgılarım var. 

Ama çabalıyorum. 

Yaptıklarımı, söylediğim sözleri sorguluyorum. 

Hayat karşısında, aciz bir varlık olduğumu kabul ediyorum. 

Kabul edemediğimse öylesine davranan ruhların bilinmeyen sonsuzluğa özlemi. 

Peki bilinmeyen özlem nedir? 

Bilinmeyene özlem ise bilmediğimiz sonsuzluktur.

Bu sonsuzluk... 

Yaradana karşı duruş şeklimiz değil mi? 

Ya da Yaradan kullarını izlerken gördükleri karşısında şaşkın 

değil mi? 

Her yönden düşüncelerimi savuruyor gibiyim. 

İnanın, düşündükçe düşüncelerin içinden çıkamayan biriyim. 

Belkide mücadelem, hatırlayamadığım özüme dönme çabası.

Artık sözlerimi bitirme zamanı geldi. 

Çünkü bende sonu gelmeyen sonsuzluk gibi düşündüklerimi kalbinize bırakıyorum.

Sevgiyle kalın. 

En önemlisi siz kalın.

Yorumlar (40)
Esra Şahin 4 yıl önce
Kalemine sağlık ablacim .Başın sağ olsun .Halanın kabri nur mekanı cennet olsun inşAllah
Zeki çil 4 yıl önce
Eline koluna sağlık suzan hanım birçok yerinde kendi hislerimmiş gibi hissettim
Şeyda 4 yıl önce
Suzancım çok doğru yazmışsın arkadaşım şu hayatta çok aciz bir varlığız ve ölümlüyüz ama hiç ölmicekmişiz gibi şu yalan dünya için çaba çok saçma ve şu söz çok hoşuma gider mezarda yatanların hepsinin yarım kalmış işleri ve planları var ne acı rabbim kendine layık bir şekilde huzuruna gitmeyi nssip etsin hepimize çok güzel yazmışsın benim duygu dolu arkadaşım kalemine sağlık
Porğalı 4 yıl önce
İnsanın içe dönüşün kendini keşfe çıkmasını en güzel bir hikayesini yaşamışsınız ve yazmışsın elinize kaleminize sağlık!
İçsel huzuru bulmamız dileğiyle hayırla kalınız EyvAllah
Mahmut Şimşek 4 yıl önce
Bilinmeyene özlemin romantizmi senin olsun. Bilinmeyen Aşk kaldıysa...Bir de bize yaşanmışlığın vefasını anlatıyorsun ya... tıpkı; “ömür dediğin kaç bilinmeyen bahar” dememin tadında bir ruh hali ile... İnsanı insan olduğu için, insanı fiziğinden çok ruhunu seven insanların şahsında... sana bin selam Suzi. Gidenleri ruhen yaşamak vefadır Suzi. Sen insan kalmayı deniyorsun. Hep böyle insan kal değişme Suzi.
Mehmet ŞAHİN 4 yıl önce
Candan, samimi, içten bir makale. Tebrik ederim. Ayrıca başınız sağolsun, Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşAllah..
Fehim 4 yıl önce
Hayırlı geceler suzan hanım çok güzel ve etkileyici bilinmiyen bir boşluğun için de sağa sola kıvranıyoruz fani mekanda.
Halanıza Allah'tan rahmet dilerim mekanı cennet'ti âlla olsun inşaAllah selâm ve dua'ile
Fehim 4 yıl önce
Hayırlı geceler suzan hanım çok güzel ve etkileyici bilinmiyen bir boşluğun için de sağa sola kıvranıyoruz fani mekanda.
Halanıza Allah'tan rahmet dilerim mekanı cennet'ti âlla olsun inşaAllah selâm ve dua'ile
Bütün Yorumları Görmek İçin Tıklayın
12
az bulutlu