banner4
02.10.2023, 00:22

AFYON’LU AHMET ÇAVUŞ 

Afyonkarahisar’da 1890’ların sonlarında dünya gelen Ahmet Çavuş, Elmalıdağ Mevkiinde Yunan Başkomutanı General Trikopis’i ve maiyetini nasıl esir aldıklarının hikâyesini kendisi şöyle anlatıyor:

Yunan Orduları Başkumandanı General Nikolaos Trikopis henüz yakalanmamıştı. Gecenin ilerleyen saatleriydi. Başkumandan Mustafa Kemal komutanlarını toplayıp, Trikopis’in yakalanmasını emretmiş.

Tabur Komutanı Fuat Bey hemen Afyonlu Ahmet Çavuş’u çağırır ve emri verir:

“Bak Ahmet Çavuş” dedi, “Bu keşif diğerleri gibi değil. Biliyorsun düşmanı bozduk. Her tepenin ardından, kaçan düşman çıkabilir. Çıkan, düşman komutanı ve efradı, yani karargâhı da olabilir. Sakın ha Çavuşum falan deme. Alay komutanı olduğunu söyle ve etrafınızı çevirdim, teslim olmazsanız imha edeceğiz diye söyle”

Tarih 2 Eylül 1922’dir.

“Emri alınca Keşif için üç kişi dağa tırmanmağa başladık. Yanımda saatli, tetikli, fitilli olmak üzere 11 bomba vardı. Arkamızdan da kırk kişi yollayacaklardı. 

Alaca karanlıkta tepenin bir boyun noktasına vardığımız zaman, 5 - 10 zabitin oturduklarını gördüm. Derhal bombalardan birisini alıp davranmayın, teslim olun, diye haykırdım. Hepsi, ellerini kaldırdılar. Arkadaşlarım da yanıma gelmişlerdi. Ben önümüzde duran bir zabitin atını yularından yakalayarak çektim. Onu da atından indirip onların yanına oturttum. Sordular:

-Ne kadar kuvvetiniz var?

-Üç ordu, dedim. Tamamen muhasara altındasınız. Ya teslim olacaksınız, ya sizi grup ateşine vereceğiz. Teslim oldular.

-Hangi kıtaya kumanda ediyorsun? dediler.

-Alay kumandanıyım, dedim. Rütbemi sordular? -Başçavuş. dediğim zaman hepsi hayret içerisinde kalmışlardı. Hayretlerini gidermek için devam ettim:

-Bizde onbaşıdan fırka kumandanı bile var, dedim. Onlara, torbalarımızdan peksimet çıkararak verdik. Onlar da bize, bol bol sigara ikram ettiler. Ceplerimizi doldurduk. Biz onları böylece esir aldıktan epey sonra Kaymakam Hüseyin Hüsnü Bey’le tabur kumandanımız Fuat Bey geldiler. Hüseyin Hüsnü Bey, esir zabitlerin içerisinden birisini, eliyle işaret ederek bana sordu:

-Bu zabitin kim olduğunu biliyor musun? -Ne bileyim, dedim. Elin düşmanı. Babamın oğlu değil ya!. 

Fuat Bey’in gözleri faltaşı gibi açılmıştı:

-Trikopis, Trikopis bu, diye haykırdı. 

Yunan Başkumandanı Trikopis’i Uşak’a kadar getirdik. Orada bana bir İstiklâl Madalyası yazdılar. Trikopis’in esvaplarını da bana hediye ettiler. Geçen seneye kadar bu esvapları giyerdim. Şimdi bunlar azıcık eskidi. Sokağa pek gelmiyor. Evde saklıyorum.

Ahmet Çavuş, soyadı kanunu çıktıktan sonra Ünlü soyadını almıştır. 

Son zamanlarına kadar Afyonkarahisar hapishanesinde başgardiyan olarak çalışmakta olan Ahmet (Ünlü) Çavuş, 1956 yılında memleketi Afyonkarahisar’da vefat etmiştir. 

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah..

Yorumlar (1)
Mehmet Ulusoy 7 ay önce
Allah Rahmet eylesin. Mekanı Cennet olsun İnşAllah.
12
az bulutlu