banner4
24.03.2022, 21:56

3. DÜNYA SAVAŞININ AYAK SESLERİ Mİ?

Rusya’nın başlattığı Rusya-Ukrayna Savaşında 3 hafta geride kaldı.

Bu dönemde hem tarafların, hem de dünyanın varsayamadığı birçok gelişmeler oldu.

Başta ABD ve NATO olmak üzere, eski isimleriyle haçlılar, şimdilerdeki kibar ifadesiyle Batılılar Ukrayna’yı çok çabuk sattı mesela. Ukrayna Devlet Başkanının batıya ve Batılılara çok fazla güvendiği anlaşıldı. Ve son zamanlarda da, o da herşeyin farkına varmış olmalıki, NATO’ya girmeyeceğiz demeye başladı.

Ukrayna’dan milyonlarca insan göç etti, etmeye de devam ediyor. Kimse bunu, bu kadarını da beklemiyordu. 

Irak’tan, Suriye’den, Myanmar’dan, Doğu Türkistan’dan, Yemen’den, Filistin’den kaçanlara sadece biz kucak açtık, dünya seyretti. 5-6 milyon insana milyarlarca dolar harcayarak sahip çıktık, çıkmaya da devam ediyoruz. Birkaç ülkenin göstermelik birkaç yüz kadar mülteci insanı alması dışında, hiçbir ülke onlardan yeterince mülteci de kabul etmedi. Oysa Ukrayna’lılara Avrupa kucak açtı. Şimdi sorsanız Avrupa çok medenidir ve dincilik de hiç yapmaz! Hatta çok insancıl ve demokrattır! Yersen.

Kimse Ukrayna’dan böyle bir direnç beklemiyordu. Gördüklerimiz bir gizli oyunun perdeye yansıyanları değilse, bu da beklenmeyen bir durumdu.

Rusya (muhtemelen seneryonun gereği) her geçen gün vites büyüttü. Sadece Donbas Bölgesini alacak derken Başkent Kiev yakınlarında bekliyor. Ve anlaşılıyorki, sadece Donbas Bölgesine değil, ilaveten tüm Karadeniz sahillerine de sahip olmak istiyor.

Rusya daha doğrusu Putin bu emeline ulaşırsa, bununla yetinmeyecek, yakın bir gelecekte sınırlarını genişletmek için bir başka komşusuna daha saldıracaktır. Çünkü Putin, savaşın birgün öncesindeki konuşmasında Rus İmparatorluğu hayalini zaten açıkladı. 

Ve benim öngörüm sıradaki saldıracağı ülke Azerbaycan olacaktır. Putin’in bundan amacı ise, Azerbaycan’ın doğal zenginliği ve coğrafi konumunun cazibesi yanında,  Türkiye’nin Türki Cumhuriyetlerle karasal irtibatını kesmek ve Türk Devletleri Birliğini çökertmektir. Bunu unutmamak gerekir. 

Zaman zaman sıkışan Rusya, zorda kalırsa nükleer silah kullanacağını müteaddit kereler deklere etti. Blöf ya da değil, ama etti, hatta aktif hale getirdiğini de açıkladı. Şimdi herkes gerçekten yapar mı, yapmaz mı sorusuna cevap arıyor.

NATO ve Bıden geri adım attı ve açıkça Rusya ile savaşmak istemediklerini dünyaya ilan ettiler. Bu durum, NATO’nun gücünü de varlığını da daha ciddi sorgulatmaya başlattı. Belki de Macron’un dediği gibi NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmişti de Rusya’dan başka kimse inanmamıştı.

Putin pahalı montuyla, işgal yıldönümünde Kırım’da gövde gösterisi yaptı ve tüm dünya izledi.

Türkiye’nin akıllıca yürüttüğü denge politikası, tırsık, korkak ve sinsi ABD’yi ve NATO’yu çok rahatsız etti. Bize Rusya’ya karşı yaptırımları kabul ettirip ambargoyu uygulatamadılar, son zamanlarda S-400’leri Ukrayna’yı gönderin dediler ama bunu da yaptıramadılar. Bizi Rusya’yla savaştırmak istiyorlar ama bu olmayınca kuduruyorlar.

Çin de, yalandan arada sırada barış çağrısı yapıyor. Muhtemelen avucunu oğuşturarak, küreselcilerin “haydi sahaya çık” demelerini bekliyor. Start verileceği gün için de çok sağlam hazırlık yapıyor Çin.

Şu ana kadar olanlardan anlaşılan o ki, adına küreselciler denilen ve ulusalcılığı bitirip, dijital bir dünya oluşturarak tüm dünyayı tek merkezden yönetmek isteyen sömürgeciler  sürüsü, bölgemizde önce Rusya’yı, sonra Türkiye’yi, müteakiben de İran’ı zayıflatıp, Çin’in önünü açmak istiyorlar bence.

Açık oturumlarda, haber-yorum proğramlarında mutlaka görmüşsünüzdür: Çin her zamankinden daha fazla gıda ve enerji kaynağı (petrol, doğalgaz vs) stoklamaya başlamış ve bu oranlarda büyük stoklar yapmanın tek izahı, muhtemel büyük ve uzun sürebilecek bir savaşa hazırlanmak olduğu konuşuluyor.

Rusya’yı da İran’ı da zerre kadar sevmem ve güvenmem, ancak anlaşılan o ki, bölgemizde bu ülkeler çok değil ama bir miktar güçlü olmak ve güçlü kalmak zorundalar.

Eğer çok güçleri olsa bizi zevkle yok etmek isteyecek olan Rusya’nın ve İran’ın da bunun farkında olduğu muhakkaktır.

Bu savaşın an itibariyle bir neticesi de, ABD Avrupa üzerindeki etkisini yeniden sağlamlaştırdı ve hatta arttırdı. Zaten bu savaşın kazananları ABD ve Çin olacak, görünen bu.

Rusya-Ukrayna Savaşı uzarsa veya plan gereği uzatılırsa, muhtemelen bölgeye sıçrayacak, bu aşamaya gelindiğinde Çin Tayvan’a ve hatta ilaveten Tacikistan’a, Hindistan Pakistan’a, Japonya kendi bölgesinde sorunlu olduğu Rusların hükümranlığındaki adalara, ABD burnunun dibindeki Venezuela gibi birkaç ülkeye girecektir. Bize karşı da Yunanistan’ı hazırlıyorlar, zaten ABD epeyce yığınak yaptı ve bu yığınağın Rusya’ya karşı olmadığı anlaşıldı. Neticede, bütün bunlar 3. Dünya Savaşına giriş demektir. Bu girişin gelişme ve sonucunu zaman gösterecek elbette.

Neticede dünyada bir gaz sıkışması oluştuğu ortada. Şimdilik bilinmeyen ise, bu gaz sıkışması lokal/bölgesel patlamalarla mı giderilecek, yoksa yeni bir dünya savaşı mı olacak?

Bizim özellikle su, gıda, enerji ve savunma sanayiinde biraz daha büyük ve hızlı adımlar atmamız gerektiği anlaşılıyor. Bunu yaparken de çok akıllı ve bilimsel projelerle devam etmek gerekecektir elbette. 

Rahmetli Atatürk’ten sonra kaybettiğimiz yılları telafi edebilmek için mümkünse hiç uyumadan çalışmak gerekiyor. Uzun yıllar korkutularak, uyutularak, pkk, fetö gibi örgütlerle mücadele etmek zorunda bırakılarak binlerce vatan evladımızı, yüz milyarlarca dolar paramızı ve son 75-80 yılımızı kaybettirdiler bize. Bunları şimdi daha iyi anlıyoruz.

İnşallah daha da güçlenir ve dünyanın, özellikle de mazlum milletlerin beklediği adaleti ve merhameti tekrar biz sağlarız. Birlik-beraberlik olduğu, çalışma-çabalamanın devam ettiği, üretimin hızla arttığı, içerde ve dışarıda dürüst, adil ve akıllı politikalar uygulandığı sürece Neden olmasın? 

Biz her şekilde hazır olalım da, gerisini görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler..

Yorumlar (2)
Aypaş Saat Ali̇ Yörür 2 yıl önce
SÜPERSİN HOCAM
Musa ARI 2 yıl önce
Ellerinize sağlık Sayın Müsteşarım. Saygılar sunarım
12
az bulutlu