banner4
19.02.2021, 00:12

SENİ SEYREDİYORUM...

Dünya telaşı içinde durup, seni seyrediyorum. Seni tanımıyorum. Sen kimsin?

Sen hangi babanın oğlu, hangi ihtişamlı soylu, hangi ‘büyük sayılanların’ çocuğusun?

Seni tanımıyorum, ne şekilde, nasıl yaşadın, bilmiyorum. Bildiğim ve tek gördüğüm, senin bugün “omuzlarda” olduğun...

Ben sana bakıyorum: Şanlı bir geçmişin yok, kudretli bir sözün yok, kıymetli bir taşın dahi yok…Ama sen yükselen ellerde, ben ise seni taşıyorum…

Sen ne yaptın, benim yapamadığım?..

Sen, bu “ülkenin selameti uğruna” can verdin, baş verdin, en zor olan “hayatını” verdin!

Senin, ‘istikbal beklentin’ olmadı, sen ‘maddi kazanç’ için çırpınmadın.

Sen dünyamızın ‘süslü hayatına’ talipli olmadın.

Olmadın, olamazdın, olmayacaktın! Sana vaat edilen bir Cennet vardı! Sarayların oradaydı. Dünyanın ‘kısacıklığına’ inanmıştın çünkü.

Ahiret hayatına karşılık, sen dünya hayatını satmıştın. Öyle yaptın, saadetli bir sonsuz hayatı kazandın.

Hayatın zaten bunun içindi. Gençliğinin baharında toprağa düşmen bu yüzdendi...

Ama sen şeklen toprağa girerken, ahirette yerini göstermekteydin: Omuzlarla yükselen, altından ırmaklar akan Cennetteydin!

Şu fotoğraf seni anlatmak istemiş: İşte herkes seni göklere kaldırmakta…

Yüceltilmesi gereken, manevi unvanın senin yukarılarda.

Geçici dünya unvanları gerilerde kalmış. Ulaşılması zor makamında, melekler sana yoldaş olmuş…

Seni bilen “O”.

Samimiyetini de bizlere bildirmekte: Sen unsansız, rütbesiz, şansız, makamsız, mevkisiz, mülksüz yüce yolcu!

Dünyaya gelirken, kader defterinde alın yazın yazılmış, “Şehit” diye!

En büyük paye sana verilmiş, “ülkesi için canını feda eden” diye…

Şimdi sana hayal âleminden bakıyorum: Övgüye mazhar “sessiz” cenazene…

Senin için “göklerden gelen daveti” görüyorum.

Seni taşımak, yüceliğine bir karine.

Senle birlikte Allah yolunda, ülke için ölmek isteyenler var, beklemede...

Öyleyse sen yürü, şimdi Hakkın yanına!

Biz dünya insanlarının, ‘kavgasını’ acıyla seyreyle: ‘Görünme, övünme, yerme’ kavgamızı ne olur hayreyle…

Sen yücelik yolunu gösterdin ama ‘faniye olan sevdamızla’ bıraktın bizi birbirimize...

Şehitlerimizin ruhları şad olsun.

(Rahmeti, bereketi ve mağfireti çok üç aylarınız da kutlu olsun.)

Not: Şemdinli’de şehit olan Astsubay Kenan Ceylan’a ve tüm şehitlerimize hitaben, törenden sonra 26/08/2015 tarihinde yazılmış, sosyal medyada  yayımlanmıştı.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu