ŞANLI BAYRAĞIMIZ VE BAZI BAYRAKLAR

Bayrak, Ülkelerin bağımsızlıklarını temsil eder. Aynı zamanda bayrak, içerdiği renkler, semboller vb ile bir kısım anlamları da ifade eder.

Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak kabul ettiğimiz bayrağımız, ilk defa 1793’te Osmanlı İmparatorluğu döneminde devletin resmî sembolü olarak kabul edildi. Detaylara baktığımızda, şimdiki bayrağımızla yaklaşık olarak aynı idi. Türk Bayrağı bugünkü şekline en yakın şekliyle ilk kez 3. Selim zamanında kullanıldığı anlaşılmaktadır. Yıldız 8 köşeli iken, 1844’de Sultan Abdülmecid Han zamanında 5 köşeli olması kararlaştırılmıştır. 5 köşeli olarak kabul edilmesinde güdülen amacın, islamın 5 şartını simgelemek olduğu da ifade edilmektedir.

Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan 3 Hilal şekilli bayrak, bayrak olmasının yanısıra, daha çok sancak niteliği de taşıdığı ve, İslamiyeti ve adaleti bütün dünyada hakim kılmak gayesini sembolize ettiği belirtilmektedir.

Bayrağımızda Hilal ve Yıldız kullanılması fikrinin nereden kaynaklandığı konusunda en yaygın inanış: 1389’daki 1. Kosova savaşından hemen sonraki gecede, düşmanlarını yenilgiye uğratan ve kendisi de çok şehitler veren Osmanlı, savaş meydanında oluşan kan gölü üzerine yansıyan Hilal ve Yıldızın görüntüsünden ilham alınarak devletin sembolü olarak belirlediği şeklindedir. Nitekim, hilalin hem Müslüman Türkler ve hem de Haçlılar tarafından islamın sembolü olarak algılanmasının hatta kabullenilmesinin de bu yıllara dayandığı ileri sürülen görüşlerdendir.

Mevcut bayrağımızın içeriği ve ölçüleri ilk kez 29 Mayıs 1936’da 2994 sayılı Kanunla TBMM tarafından kabul edilmiştir.

2994 sayılı 29 Mayıs 1936 tarihli Türk Bayrağı Kanunu 2893 sayılı 22.09.1983 tarihli “Türk Bayrağı Kanunu” ile yürürlükten kaldırılmış ve 2893 sayılı Kanun çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bayrağı boyutları, ebatları, içeriği 25 Ocak 1985 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmiş ve resmileştirilmiştir.

Bayrağımızdaki hilalin, İslamiyetten önce yani eski Türklerde Gök Tanrı inancını ve İslamiyetin kabulünden sonra da islam inancımızı temsil ettiği; yıldızın zafer, güç ve özgürlük vurgusu olduğu; renginin kırmızı olması esasen Oğuz/Türkmen boylarından bu yana kırmızıdan ziyade “al” ve “al bayrak” olarak ifade ve kabul edildiği, bunun da hem eski Türklerin giydiği “al renkli börk”ler ve hem de “vatan uğruna akıtılan kanlarımız”ı temsil ettiği ifade edilmektedir.

Bayrağında bizden başka Ay ve Yıldız bulunan ülkeler: KKTC, Azerbaycan, Pakistan, Cezayir, Komor Adaları, Maldivler (yıldız yok), Malezya, Moritanya, Özbekistan, Singapur, Tunus, Türkmenistan, Libya.

İlaveten Doğu Türkistan ve Türkmeneli bayraklarında da ay yıldız vardır.

(Bu arada ifade etmeden geçemeyeceğim: Nedendir bilmiyorum ama, ülkesinin bayrağında ay yıldız bulunan ülkelere daha bir sempatik bakıyorum.)

1.Dünya Savaşından sonra, Osmanlı İmparatorluğunun dağıtılmasıyla, kendi güdümlerinde olmak kaydıyla İngilizlerce bağımsızlık verilen bir çok ülkenin bayrakları da, İngilizler tarafından tasarlanmış ve o ülkelere kabul ettirilmiştir. 

Bugün BAE, Ürdün, Sudan, Mısır, Filistin, Kuveyt, Irak, Mısır, Yemen ve Suriye bayrakları, bu şekilde İngilizlerin tasarlayıp kabul ettirdiği bayraklardandır. Bu bayraklar, bağımsızlık kazanılmadan önce, Arap isyanları sırasında da kısmen kullanılmıştır.

Bayrakları çizen İngiliz Mark Skyes’dir. Mark Sykes, yazar, diplomat, asker, siyasetçi ve gezgin olan, Katolik Hristiyan ve Ortadoğu uzmanı bilinen bu şahıs, sadece bayrakları değil, Ortadoğu haritasını da, Britanya Krallığı adına çizenlerden en önemli isim olarak kabul edilir.

İşgallerle ele geçirip, zorbalıkla ve sömürüyle yönettikleri ülkeleride içine katıp, üzerinde güneş batmayan imparatorluk namıyla kendilerini halen daha muhteşem/mükemmel/ eşsiz anlamlarında Great Britanya (GB) olarak adlandıran bugünün İngiltere’si, Araplara bu bayrakları çizerek aynı renklerden ve benzeri çizgilerden oluşan sembolleri kullanarak, ve sadece bunların yerlerini ve konumlarını değiştirerek bayraklar hazırladı ve kendisinin kontrolünde kurdurduğu o ülkelere “alın, bayrağınız bu” dedi. 

Bayrakların hiçbirisinde, yüzyıllardır islamın sembolü olarak tüm dünyada kabul edilen Hilal yoktu tabiki.

Peki neydi bu sembollerin anlamı?

Bu bayraklardaki siyah çizgili şeritlerin anlamı güya “Osmanlı yönetimi altında çektikleri acılar!, ızdıraplar! ve sömürü!” idi. Kırmızı Arap isyanlarında dökülen kanları, yeşil bölgenin bolluk ve bereketini, beyaz ise gelecekteki barış ve refahı temsil etmekte idi. 

Bir başka yorumda ise, siyah Abbasileri, beyaz Emevileri, yeşil Fatımîleri, kırmızı Haşimileri temsil etmekte idi, ancak bunun işin yutturulan kısmı olduğunu, asıl anlamların ilk yorum olduğunu herkes biliyor idi.

Kaldıki, Libya gibi bazı ülkeler bu bayrak gibi bayrak yerine, içinde Ayyıldız bulunan Bayrağı kabul etmişlerdi. Bunun en büyük sebebi, orada yaşan Osmanlı bakiyesi Türklerdi.

Nitekim, 18.01.1947’de T.C. Cumhurbaşkanı Sn İsmet İnönü’ye bir mektup/dilekçe gelir. Dilekçenin altındaki imza, Kral İdris Senusi’nin aşiretinden olan Başbakan Yardımcısı Muhammed Amir Hassan’a aittir. Talepleri ise, Türkiye’ye tam bir sadakat içerisinde olduklarından bahisle, Türkiye’ye ilhak edilmesine taraftar bir parti kurulmasına müsaade edilmesi talep edilmektedir. Çok ilginç ve neler kaçırmışız öyle değil mi?

Belki yine günün birinde, İngiliz fikrinden ve kumaşından olan bu bayraklar, bizim kumaşımızdan ve asırlardır oralarda yatmakta olan şehitlerimizin kanlarından (Ayyıldız/Hilal ve Yıldız) olacak şekilde yeniden çizilir ve sömürülmekten kurtulup özlerine dönerler.

Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasıyla, bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletimizden başka, Osmanlı topraklarında mevcut 63 ülke mevcuttur. 

İnanıyorum ki, günün birinde hepsini kapsayacak bir Birlik kurulacaktır. Ve bu Birliğe, Kafkaslar’da ve Orta Asya’da mevcut Türk Cumhuriyetleri ile, önümüzdeki dönemlerde bağımsızlığını kazanacak olan, bugünün Özerk Türk Cumhuriyetleri de ve diğer Türk Toplulukları da katılacak, Ve bu Birliğin Başkanı ve Lokomotifi Türkiye Cumhuriyeti Devleti olacaktır.

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır;

Toprak, eğer uğrunda ölen varsa Vatandır.

(Mithat Cemal Kuntay)

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın,

Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın..

(Arif Nihat Asya)

Işık ışık dalga dalga bayrağım!

Senin destanını okudum, destanını yazacağım.

(Arif Nihat Asya)

Göklerde ay yıldızım, sen gururla dalgalan,

Kanımız sana renk, canımız mukaddes vatan.

(Cafer Genç)

Bir ateş yakılır, sönmez bir daha,

Bu bayrak gönderden inmez bir daha!.

(Abdurrahim Karakoç)

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet,

Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin İstiklâl!..

((Mehmet Akif Ersoy).