banner4
09.02.2021, 10:58

Allah’ın Tek’lik Boyutunu Kavramak-02

Tevhid (Tek’lik bilinci) ve “Şirk” (Allah’a ortak koşmak) kavramlarını tam anlamıyla ancak Kur’an’dan öğrenebiliriz. Bu nedenle, Kur’an’ı okumak ve iyi anlamak, “İlah” kavramının neleri kapsadığını ve Allah’ın Tek’lik bilincindeki “İlahlık” özelliklerinin neler olduğunu anlamak ve bu özellikleri O’ndan başkasına yüklememek, gerçek bir inanç sahibi yani mümin bir kul olmanın kesin bir koşulu ve olmazsa olmazıdır.

La ilahe illallah’ın (İlah yoktur, yalnızca Allah vardır) sözlerinin gerçek anlamına ve gerçek bir inanç anlayışına ancak Kur’an’ı okumak ve anlamakla olası olduğunu biliyoruz. Kur’an’ı gereğince ve yeterince anlamadan, ne “İlah yoktur, yalnızca Allah vardır”ın, ne “Tek’lik bilincin”in, ne de “Allah’a ortak koşma”nın, Allah yanında geçerli gerçek bir inanç kavramı olduğunu anlamak olası olamaz.

Günümüzde bilmeden düşülen “Allah’ın Tek’lik Boyutu” bilincinde olmamaya birçok örnekler verilebilir. Ne yazık ki tarih boyunca ve günümüzde bilmeden ve farkına varılmadan, Allah’a ortak koşularak “şirk” anlayışının bilinçlerde oldukça yerleşik olduğu yadsınamaz bir gerçektir.

Gerçekten tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de halkın  bir çoğu farkında olmaksızın gerçek, zihinsel ya da düşünsel varlıklarda, aslında Allah’ın onlara vermediği güçler yüklenerek, “Allah’ın Tek’lik Boyutu” bilincinin farkında olmadıkları görülmektedir.

Örneğin, şeyh, evliya, yatır, kabir ve türbe gibi benzer biçimde onlara insanüstü ve olağanüstü güçler yüklemek, “Allah’ın Tek’lik Boyutu” bilincine karşı “şirk” anlayışlarını oluşturan en açık ve yaygın örneklerdir. Bu konulara ilişkin olarak Kur’an’daki Nahl Suresi 16/20, 21 ve 22. Ayetlerinde bizlere bildirilenlere bakmak sanırım yeterlidir; “Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyler, yaratılmış olduklarına göre hiçbir şey yaratamazlar. Onlar, diri olmayan cansız varlıklardır. Ne zaman dirileceklerinin de bilincine varamazlar. Sizin ilahınız tek bir ilahtır. Ölümötesi yaşam boyutuna inanmayanların kalpleri bunu inkar etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar.

Yine, salt gerçeği bilmek ve insanlara yol gösterip kurallar koymak yalnızca “Tek’lik Boyutu”ndaki Allah’a özgü bir özelliktir. “Allah’ın Tek’lik Boyutu” bilinci dışındaki hocaları, bilgeleri, düşünce ve ideolojileri, liderleri, ulu önderleri, din ve devlet adamlarını, cemaat ve dinsel görüş toplulukları; onları salt gerçeği bilen, insanlara doğru yolu gösteren ve insanlar üzerine kurallar koymaya yetkili saymakla, günümüzde ister bilinerek, ister bilinmeden olsun en çok yanılgıya düşülen, “Allah’ın Tek’lik Boyutu” bilincine karşıtlık oluşturan, “şirk” anlayışının bilinen gerçekleridir.

Bu “şirk” anlayışını Kur’an bizlere;

Maide Suresi 5/43, 44, 45, 46, 47, 47, 48, 48 ve 50. Ayetlerinde; “Yanlarında, içinde Allah’ın kuralları bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin karardan yüz çeviriyorlar. İşte onlar inanmış değillerdir. Kuşkusuz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde doğru yolu gösterme ve bir aydınlık vardır. Allah’a teslim olmuş nebiler, onunla yahudileri yönetilerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile bilgeler de öylece yönetilerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın doğru olduğuna da tanık idiler. Bu durumda, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve ayetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiğiyle yönetmeyenler inanmayanların ta kendileridir. Onda üzerlerine şunu da yazdık; Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa bağlıdır. Kim de bu hakkını bağışlar, gereksinim sahiplerine yardım olarak sayarsa o, kendisi için bağışlanmaya neden olan bedel olur. Allah’ın indirdiğiyle yönetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir. O elçilerin izleri üzere Meryem oğlu İsa’yı, önündeki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde doğru yol üzere olmak ve aydınlık bulunan, önündeki Tevrat’ı doğrulayan, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil’i verdik. İncil’i bilen bilgeler Allah’ın onda indirdiğiyle yönetsin. Allah’ın indirdiğiyle yönetmeyenler, doğru yoldan sapanların ta kendileridir. Ey Muhammed, sana da Kur’an’ı doğru yol üzere olmak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah’ın indirdiğiyle aralarında yönet ve sana gelen doğru yoldan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için doğruluk kurallarını ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, kesinlikle sizi tek bir topluluk yapardı. Ancak verdiği şeylerde sizi sınamak için topluluklara ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir. Aralarında, Allah’ın indirdiği ile yönet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki kuşkusuz Allah, bazı suçları nedeniyle onlara karşılık olarak bir olumsuzluk vermek istiyor. İnsanlardan birçoğu kesinlikle yoldan çıkmışlardır. Onlar hala bilgisizlik döneminin kurallarını mı istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin kuralları Allah’ınkinden daha güzeldir?”,

Tevbe Suresi 9/31. Ayetinde ise; “Yahudiler Allah’ı bırakıp, hahamlarını; Hristiyanlar ise, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i Rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, tek olan Allah’a kullukla emrolunmuşlardır. İlahlar yoktur, yalnızca Allah vardır. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır.” şeklinde bildiriyor.

Şeyh ya da evliya gibi birtakım din adamlarının kullarla Allah arasında aracı olacaklarına, insanların düşünce ve duygularını bileceklerine, ölümötesi yaşam boyutunda yardımcı anlamında “şefaatçi” olacaklarına, onların eteğin tutunmadan kurtuluşun olmayacağına inanmakla günümüzdeki bilinmeden düşülen, Allah’ın onlara vermediği güçler yüklenerek “Allah’ın Tek’lik Boyutu” bilincine karşıt oluşları belirginleşmiş tipik bir “şirk” anlayışının gerçeklerindendir.

Yaşamımıza bu kadar girmiş olduğu halde çoğunu bilmediğimiz ve çoğu zaman inanç ve İslam adına, hatta iyi kulluk adına yanılgıya düşülen tüm “şirk” anlayışlarından kurtulmak için kesinlikle Kur’an’ı anlamaktan geçmektedir. Gerçekten inanmayı ve İslam’ı Kur’an’dan ve Kur’an’a uygun Resulullah’ın gerçek sözleri üzerinden o günün koşullarında gelişen olaylar karşısındaki davranış biçimlerini ve uygulamalarını anlamsal olarak algılamak ve  günümüz koşullarında gelişen olay ve olguları nedensellik ile anlamsallık açısından günümüze taşımalıyız. Ancak bu şekilde, “Allah’ın Tek’lik Boyutu” bilincine erişebilir ve “şirk” anlayışlarından kurtulabiliriz.

Gerçekten “şirk” anlayışından kurtulmanın yolunu Kur’an bizlere Bakara Suresi 2/2, 3, 4 ve 5. Ayetlerinde; “Bu, kendisinde kuşku olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Onlar gaybe (görünmeyen ve bilinmeyen boyutsallığa)  inanırlar, namazı (Allah’ın Tek’lik boyutunun bilincine erişmek bakımından) dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık (Allah’ın bağışladığı her şey) olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar. Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete (ölümün tadılışıyla birlikte boyutsal bir geçişten sonraki ölümötesi yaşam boyutuna) de kesin olarak inanırlar. İşte onlar Rab’lerinden gelen doğru bir yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır.” şeklinde bildirmektedir.

...

 

Yorumlar (0)
12
az bulutlu