banner4
13.04.2020, 09:04

DİPLOMA HER ŞEY MİDİR, KABİLİYET HİÇBİR ŞEY MİDİR?

Meslek fetişizmini oldum olası anlamamışımdır.

II. Dünya savaşından sonra edilen meşhur bir söz vardır. Ahlak ile ilgili... Mesele diploma değil, ahlak (Son günlerde her alanda sıkça söylediğim bir kriter, ancak o başka bir bahsin konusu)

Âmiyane tabir ile arabayı ehliyet kullanmaz, insan kullanır denilir. Bu belge ötesi kabiliyete yapılan en yalın atıftır. Ben gereken belgeyi aldım, bu konuda tekamül noktasına eriştim demek zaten çürümenin ve yok olmanın başladığı noktadır; zira insan hayatı zaten sürekli gelişme ve öğrenme üzerine kuruludur. Ben belge aldım ve oldum diyen bir meslek erbabı geriye gitmeye başlamıştır. Bu meselenin bir boyutu... Gelelim diğer boyutlarına...

Böyle diploma/meslek fetişizmi yapanları gördükçe her seferinde aklıma merhum Neşet ERTAŞ gelir. Malumunuz üstâd ne nota bilir ne konservatuar görmüştür. Ancak tabir caiz ise sazı konuşturur. Saza ve söze döktüğü eserlerin nefesi, kıyamete erişecek güçtedir. Sırf o maya olmadığı için, konservatuar bitirdiği halde esamisi okunmayan kişilerin sayısını bilmemiz bile mümkün değildir. Bu meslek fetişistlerinin tavrı ve GÖSTERDİĞİ KİBİR, sırf diploması var diye bir konservatuar mezununun Neşet Ertaş üstâda üsten bakmasına benzer. Nasıl ki “Ben nota neyin bilmem” diyen Merhum Neşet Ertaş üstadın sanatkârlığının zekâtı bu diplomalı kibirlilerin hepsine yeter ise, işini layıkı ile yapan ve gerçekten üretici olan çalışanlarımızın emeğinin zekâtı da bu alan fetişiZmi yapan kişilerin kibirlerine yeter de artar bile...

Gelelim meselenin başka bir boyutuna... Bu bahis vesilesi ile ismini zikretmekten mutlu olduğum çok kıymetli sanatkâr İsmail ALTUNSARAY, konservatuar eğitimi almış, bununla da yetinmeyerek Türk Halk Müziği ve bozlak alanında akademik kariyerine (yüksek lisans, vs) de devam etmiştir. Eskilerin tabiri ile “mektepli” bir ses ve saz üstâdıdır. Şu meslek fetişiZmi yapan diplomalı kibirlilerin aksine Merhum Neşet Ertaş’a en büyük saygı ve hürmeti gösteren kişilerin başında gelir. Tevazu, kadir-kıymet bilmek, üretileni takdir etmek böyle bir şeydir. Gelin görün ki kibir insanın gözünü kör eder, perde çeker ve gözlerin hiçbir şey görmesine izin vermez.

Bu vesile ile merhum üstadı (Neşet Usta) ve yaşayan üstadı (İ. Altunsaray) yâd etmek maksadı ile Neşet Ertaş’ın YOLCU eserini, İsmail Altunsaray yorumlaması ile dinlemenizi  tavsiye ediyorum. Tabii ki İsmail ALTUNSARAY’ın bütün Neşet ERTAŞ Üstâd’ın eserlerini yorumlamasını da....

Eseri seçmenin tabii ki özel bir sebebi var. Dünyanın yalan olduğunu anlatan bu eseri bu cihetle de dinlemek gerekir ve özetine de kulak vermek gerekir... ÖLÜM VAR ÖLÜM...

Bâki selâm

 

Yorumlar (1)
Memun Sekin 4 yıl önce
“Belge alıp oldum” demek geriye gittiğinin çok güzel ifadesi.
Evet...
Yetmiyor.
12
az bulutlu