CORONA VİRÜS OPERASYONU VE PERDE ARKASI
Dünya son 1 aydır corona virüsle yatıp, corona virüsle kalkıyor. Ve bu sürecin daha birkaç ay da süreci anlaşılıyor.
Ülkeler her gün vaka sayıları, vefat edenler, kurtulanlar kaç kişi oldu, ülkeleri hangi aşamada vs açıklamalarıyla gündemde.
Bu konuda, virüs nereden çıktı, nasıl çıktı, kim çıkardı, bu iş nereye gider vb gibi konularda hergün çok şeyler yazılıp çiziliyor.
Ben olayı başlangıcı ve sebepleri itibariyle değil, sonuçları ve hedefleri itibariyle ele almak istedim.
Corona virüs olayının, insan eliyle üretilmiş kasıtlı bir operasyon olduğu konusunda dünya neredeyse hem fikir.
Peki böyle ise, hedeflenen/ planlanan/ beklenen nihai hedef/amaç nedir? asıl buna bakarak konuyu değerlendirmek gerekir.
Son 1 aydır corona virüs olayından dolayı dünyada yaşananlara bir bakalım:
1- 1 ay öncesine kadar ABD’nin süper güçlüğü bitmek üzere ve yeni süper güç olarak Çin gümbür gümbür geliyor diyordu herkes. Şimdilerde tüm dünyanın kafası yeniden karıştı. Çin’in imajı yerlerde, ABD ise yeniden yükselen değer algısında.
Bana göre, ABD bu operasyonla sadece biraz zaman kazandı, yani batışını/bitişini öteledi. Ama neticeyi değiştiremeyecek. Ve en geç 20-30 sene sonra ABD diye bir süper güç kalmayacak. Ve yine benim kanaatim ABD’de eyaletler arası bir İç kargaşa çıkacak. Etme bulma dünyası yani.
2- Bugünlerde petrol fiyatları 30 dolarlar seviyesinde. Bu durumda Rusya, İran, Körfez ülkeleri, Venezuela gibi önemli petrol ihracatçısı ülkeler için, bu ülkelerden özellikle de Rusya ve İran için tehlike çanları çalmakta.
Petrol fiyatları mevcut seviyenin biraz daha altına düşse ve o seviyelerde 1 yıl kadar tutunsa Rusya ve İran ekonomik olarak çöker. Ki bu şekilde olması için ABD kuklası Suudi Arabistan ve BAE halihazırda gereken hertürlü desteği veriyorlar. (Bu durum esasında bizim de işimize gelir.)
3- Dünya borsalarına bir bakalım. En çok değer kaybeden şirketler nerede. Bakınca göreceğimiz en büyük kaybın Çin şirketleri olduğudur. Yani bu bahaneyle büyük sermayeler el değiştirmekte.
4- Dünyanın corona virüsle tanışmasının ardından daha 1 ay geçmeden, bazı ülkeler ve özellikle ABD’li bazı ilaç firmaları, virüsün aşısını bulduklarını açıklamaya başladılar.
Yani önce laboratuvarda virüs üreten, sonra da kendi ürettiği ve formülüne de vakıf olan aynı gizli ve kirli eller, aşısını da üreterek, minimum 100 milyarlarca dolar para kazanmanın peşindeler.
5- Virüs, daha çok 60 yaş üzerindekiler de etkili oluyormuş. Yani üreten çalışan genç nesli koruyup, üretmeyen, hazır yiyen emekli maaşıyla geçinen orta yaş üzeri yaşlı nüfusu mümkün olduğunca temizleyerek, hem sosyal güvenlik sistemi üzerindeki yükleri azaltmak ve hem de gelir bölüşümünde yeni dengeler kurarak kişi başı düşen geliri artırmak.
6- ABD daha bir kaç gün önce hem (FED) faizleri düşürdü ve hem de 700-800 milyar dolar civarında karşılıksız para basacağını açıkladı. Zaten karşılıksız para basıyordu, yeniden basmak için yeni bir bahane daha buldu yani.
ABD’nin bastığı ve tedavüle sürdüğü paranın herhangi bir altın karşılığı da yok. Bu, dolara sahip yani dolar rezervi olan ülkeler için tam bir risk. Yani ABD eğer birgün ben artık dolar değil de mesela bitcoin kullanıyorum, kağıt doları da bitcoine değiştirmiyorum derse, tüm ekonomiler o anda iflas eder.
Yani piyasaya karşılıksız para sürmek yani tedavüle çıkarmak, çıkaran İçin herhalukarda avantaj, ama buna sahip olan diğer ülkeler için daimi bir risktir.
7- ABD başkanı Trump, virüsün nisan Mayıs gibi ortadan kalkacağı anlamında bir açıklama yaptı 1-2 hafta önce. Size de biraz tuhaf gelmedi mi ilk duyduğunuzda? Yani aslında bu açıklama, bir suç üstü yakalanma durumu değilmi?
8- Dünyada şu günlerde hakim olan bir panik havası mevcut. Zaten tam olarak istenilen de bu. Ne kadar fazla ülkede ve ne kadar fazla panik yaratabilirlerse, o kadar çabuk netice alırlar.
Çünkü, hedeflenen amaçlar, öncelikle büyük şirketlerin batırılıp sermayenin el değiştirmesi, Çin’in ve Rusya’nın dizginlenmesi, virüs aşısının piyasaya sunulup 100 milyarlarca doların tüm dünyadan söğüşlenmesi, yaşlı nüfusun mümkün olduğunca temizlenmesi, Rusya, İran, Venezuela gibi ülkelerin teslim alınması, Avrupa ülkelerine yine bize (yani ABD’ye) tabi olun haddinizi bilin, Rusya’ya Çin’e yanaşmayın vb mesajları olduğuna göre, bu konuda bir an önce netice almanın tek yolu panik yaratmak ve yaratılan paniği haftalarca hatta mümkünse aylarca canlı tutmaktır.
Tüm bu durumlar karşısında ülkemizin bu süreci gayet akıllı, soğukkanlı, ferasetli ve tedbirli götürdüğünü ve yönettiğini görüyoruz. Bu bize hem güven ve hem de gurur veriyor.
Bir kısım yerlerde ve çok çok az sayıda bölgelerde gıda depolamak, kolonya peşinde koşmak gibi tamamen lokal olaylar olsa da ve hatta özellikle sosyal medyada panik havası yaratmaya yönelik yalandan da öte hainlik derecesine varan uydurma haberlerle istismarlar duyulsa da, bu esasa ve genele etki edecek miktarda ve oranda değildir.
Beni ve hatta hepimizi üzen de zaten içimizdeki çok çok az sayıda ve oranda da olsa, böyle istisnai ve zor bir durumda bile bireysel çıkar peşinde olan, insanların zor durumlarını istismar ederek daha fazla para kazanmak peşinde koşan bu insanlarımızdır. Umarım hesap sorulur bu tip istismarcılardan.
Tabi bunların yanında bir de siyasi menfaatlerini ülke menfaatlerinin önüne koyan kıt zekalılar ve basiretsiz insanlar var, bunlara da sadece acıyorum. Sanki Allah korusun ülkemizin başına birşey gelse bunlar adeta mutlu olacaklar. Ama düşünemiyorlar ve anlamak istemiyorlar ki, aynı geminin içindeyiz. Neyse.
Öte yandan, bizim dinimiz temizlik imandan gelir inancıyla zaten temizliğe hijyene önem verdiğinden ve bizler de zaten bu şekilde yaşadığımızdan bizim için tehlike en minimum seviyededir.
Dikkati, tedbiri ve azami hassasiyeti göz ardı etmeden, bunun yanında asla ve asla panik yapmadan ve yaptırmadan bu süreci yaşayıp atlatacağız inşallah.
Benim her zaman ki inancım odur ki, her şerde bir hayır vardır inanç ve anlayışımla, bu badireden de bizler Türkiye Cumhuriyeti olarak kazançlı çıkacağız. Bu kazançlı çıkma, fırsatı ganimete çevirerek değil, doğal süreç olarak gerçekleşecektir. Çünkü bizler temiz ve asil bir millet olduğumuzdan Cenab’ı Allah bizi seviyor ve Tarih Bizi Çağırıyor diye düşünüyorum.
İlim, bilim, akıl, mantık, ahlâk, empati ve feraset çerçevesinde dikkat, tedbir, yardımlaşma ve gayret bizlerden, takdir ve hüküm Cenab’ı Allah’tandır.
Selam, sevgi ve saygıyla!..
