banner4
21.03.2020, 13:52

CORONA VİRÜS BAHANESİYLE DİNİMİZE VE DEVLETİMİZE YAPILAN ELEŞTİRİ VE HAKARETLER

Aslında bu makalemi bu konuda yazmayacaktım. 

Corona virüsle ilgili olarak, özellikle ABD, Çin, İngiltere, İtalya, Fransa ve Almanya gibi ülkelerden gerek devlet yöneticilerince ve gerekse bilim adamlarınca yapılan açıklamaları toparlayıp, virüs operasyonunun önünü ardını ve sonrasını detaylı olarak yazmayı ve önümüzdeki salı veya çarşambaya kadar da yetiştirmeyi planlamıştım.

Ancak son 2-3 haftadır sosyal medyada, corona virüs bahane edilerek din adamlarına ve din adamları üzerinden de mübarek dinimize yapılan hakaretler ile, yine devlet adamlarımıza yönelik aynı şekildeki eleştiriler,  artık iğrenç ve sabredilemez hâle gelmeye başlayınca, bu makaleyi kaleme almaya karar verdim.

Hepimiz gibi bende zaman zaman sosyal medyada geziniyorum. Aman Allah’ım, akıl, mantık, izan ve vicdan dışı bir sürü paylaşım, eleştiri ve hatta hakaretler havada uçuşuyor.

Öncelikle belirteyim ki, beni bilenler bilir. Hiç kimseye dini, siyasi ve etnik kökeninden dolayı ön yargılı bakmadım, davranmadım ve yapmam da. 

Dini konular yaratan ile yaratılan arasındaki bir konudur. İnanır, inanmaz, az inanır, çok inanır, farklı inanır vs., beni ilgilendirmez. Ancak hiç kimse de benim inancıma, benim dinime ve inanç biçimime asla hakaret edemez.

Siyasi bakışım ve anlayışım da böyledir. Legal zeminde, hukuk zemininde, ülkemizin bölünmez bütünlüğü ve birlik-beraberlik zemininde olması şartıyla herkese saygı duyarım. Çünkü aynen tek takımlı lig olmayacağı gibi, tek partili demokrasi de olmayacaktır. 

Etnik kökene bakışım da aynıdır. Herkes Allah’ın kuludur ve eşittir. Yaratılanı severiz yaratandan ötürü. Kaldı ki, hiçbirimize annemizden doğacağımız sırada sorulmadı: Türkmü, Kürtmü, İngilizmi, Rusmu, Arapmı, Fransızmı, Almanmı? vs doğmak istersin diye. Bu tamamen yaratan Yüce Allah’ın takdiridir ve biz sadece muhatabımıza adam gibi adam mı, değilmi diye bakmalıyız. Gerisi hikaye.

Şimdi hâl böyle olunca gelelim sâdede: sosyal medyada, sanki corona virüsün sebebi dinimiz ve din adamlarımızmış gibi, dinimize, din adamlarımıza, diyanet işleri başkanlığımıza hakaret edilmesinin mantığı nedir? Normal bir ruh hali ile bunu kim nasıl açıklayabilir?

Din adamlarının görevi ve varlık sebebi zaten adı üstünde dinimizi ve dinimizin kurallarını vb anlatmak, izah etmektir. Kaldı ki, ülkemizde hiç kimse din adamı olmaya zorlanmadığı gibi, yine hiç kimse din adamına gitmek, camiye gitmek, danışmak vs zorunda da değildir.

İnanırsınız, inanmazsınız, az inanırsınız, çok inanırsınız, farklı inanırsınız tamam da, corona virüsü olaylarını bahane ederek dinimize ve din ve devlet adamlarına  iftira, hakaret vesair saldırı niye? Bu akıl fukaralığı ve mantık noksanlığı niye?

Bu şekilde dinimize ve din ve devlet adamlarına hakaretler ve aşağılayıcı cümlelerle saldıran zavallılara bir kaç sorum olacak:

1- Sizin veya çevrenizin elini tutan mı vardı ki, siz neden bilim adamı olup da bugün aşı bulma çalışmalarına katılmadınız? Sizi din adamları ya da diyanet işleri başkanlığı mı engelledi? Lütfen önce iğneyi kendinize sonra çuvaldızı başkasına batırın.

Ve insanların en hassas konusu olan dinine ve kurumlarına, devlet adamlarına, bilip bilmeden düşünüp düşünmeden hakaret etmeyin. Ve lafın nere gidip geldiğini düşünmeden sallamayın. Yeter artık.

2- Benim 2 evladım Tıp doktoru. Birisi kardiyolog, diğeri öğrenci henüz. Onların sadece şimdiki virüs salgınında değil, her dönemde ne sıkıntılarla boğuştuğunu yakından biliyor ve hatta yaşıyorum. 

Daha düne kadar doktora şiddet varken gıkı çıkmayanlar, bugün bir taraftan doktorları kahraman ilan ederken, bir taraftan da buna sığınarak ve örnek göstererek, bilinç altı asıl amaçları olan dinimize ve din adamlarına saldırdıklarını hayretle, üzüntüyle ve ibretle izliyorum. Ve soruyorum: siz gerçekten ne kadar samimisiniz, bunu önce kendinize bir sorunuz?

3- Siz nasıl bir toplum istiyorsunuz? Dinsizlik size çok normal geliyorsa bile, sizin kafanızdaki cahilliğinizden ve dinin gereksizliği gibi anlayışınızdan hareket ederek başta diyanet işleri başkanlığımız olmak üzere imam hatipleri, ilahiyatları ve camileri kapatırsak, minimum % 90’ı Müslüman olan bu güzelim Türkiye’mizde dini bilgiler ve ihtiyaçları kim, kimler nasıl karşılayacak? 

Sizin bu toplumda yaşamaya hakkınız var da onların yokmu? 

Size gösterilen saygıyı, anlayışı siz neden göstermiyorsunuz? Bu nasıl bir demokrasi anlayışı?

Kaldı ki kimsenin dinine de, okuluna da, anlayış ve inancına da karışan yok. O halde çok çok az bir marjinal grup da olsa, siz kimsiniz ki sürekli dinimize ve inançlarımıza hakaretvari, ayıp, insanlık dışı, saygısızca ve alçakça sözler sarf edebiliyorsunuz? Yazıklar olsun.

4- Din adamlarının varlık ve istihdam sebebi belli iken ve devletimizin yerinde bir kararı ile, geçici bir süre camilerimiz kapatıldı diye, “şu kadar maaş alan din adamları evlerinde otururken, şu kadar maaş alan sağlık çalışanları zor şartlarda görev başında, utanın vs vs” diyerek paylaşımlar yapmak, naralar atmaktaki amacınız nedir? Hangi algıyı yaratmak yada yaratılan hangi algıya hizmet etmek istiyorsunuz?

Din adamlarını savunmak bana düşmez, ayrıca ben din adamı da değilim ancak, bu yaptığınızın toplumun en az % 90’ını rahatsız ettiğinin farkındamısınız?

5- Zaman zaman ve nadiren de olsa, din adamları içinden çıkabilen para, din, ahlak ve namus istismarcılarına karşı asla tavizkar ve affedici davranmadan, bunlara derhal en ağır cezalar verilmeli ve bu sonuçlar kamuoyuna da ilan edilmelidir.

Din adamı veya dini kurum mensubu olduğunu iddia edenlerin akçal konular ile ahlâk, namus vb konularda asla yanlış yapmak, istismar etmek hakları yoktur. Yapanlara karşı hoşgörülü de davranılamaz.

6- Corona virüsün yaygın olduğu ABD, İtalya, Fransa, İngiltere vb gibi ülkelerde siz hiç kiliseye veya papazlara hakaret edeni duydunuz mu? O ülkelerde hiç, neden bu kadar kilise var, neden bu kadar papaz var, ne yapıyor bu papazlar diye hakaret edeni gördünüz mü?

Onların kendi dinlerine ve din adamlarına gösterdiği saygıyı, siz neden kendi dininize ve din adamlarına göstermiyorsunuz?

Peki bizdeki ahmaklar neden hakaret sınırlarını bile aşan densizliklere devam ediyorlar? Yazdıklarınızın nereye gidip geldiğini düşünmeden lütfen yazmayın çizmeyin artık. İnançsızsanız bile yapmayın. Saygı görmek istiyorsanız, önce saygı gösterin.

7- Bir diğer konu da, devlet adamlarımıza yönelik eleştiri ve hakaretler:

Sanki virüsü Ak Parti-MHP koalisyonu getirmiş gibi, akıl, mantık, izan, vicdan ve bilimden uzak saçma sapan bir sürü eleştiri havada uçuşuyor. 

Yaa Allah aşkına sizin aklınız başınızda mı?

O zaman sizin mantığınızla, virüsü Çin’e Xi jinping, ABD’ye Trump, Rusya’ya Putin, Almanya’ya Merkel, Fransa’ya Macron, italya’ya Giuseppe Conte vs getirdi öyle mi?

Yaa artık anlayın ki, bu, küresel güçlerin tezgahı ve kirli oyunu. Amaç tüm dünyayı, ticareti, halkları yeniden dizayn etmek. Bunu da bu şekilde kırıp dökerek ve korku ve panik yaratarak bir an önce gerçekleştirmek istiyorlar. Artık anlayın. Ki aynı gemideyiz ve Allah korusun batarsak hep beraber batarız.

Ama buna rağmen ve halen daha batarsak batalım diyenler varsa bilsinler ki, Allah’ın izniyle ve yardımıyla ve bu asil ve necip milletin, milletine devletine inançlarına sadık çalışkan ilim ve bilim adamlarımızın çalışmaları ve çabalarıyla (ve elbetteki devlet adamlarımızın sevk ve idaresinde) bunu da atlatacağız. Ama siz yine anlamayacaksınız ve yine utanmayacaksınız.

Sn Cumhurbaşkanımızdan Sn Sağlık Bakanımıza ve en alt kademedeki personeline kadar herkes canla başla çalışırken, onlara ve onları sevk ve idare edenlere teşekkür edip her türlü desteği vermek gerekirken, eleştirebilmeyi ve hele bir de iftira atarak, hakaretler ederek ileri geri konuşmayı kendine yakıştıran zavallıları ve dinimize hakaret eden ahmakları da Allah’a havale ediyorum. 

Evet doğru söz: Oğuz’da Er, Alemde Şer Tükenmezmiş.

Ben bu vesileyle, 2 doktor evlad babası olarak başta Sn Cumhurbaşkanımız ve Sn Sağlık Bakanımız olmak üzere tüm sağlık camiasına, canla başla çalışan tüm kamu-özel çalışan personelimize- insanımıza- vatandaşlarımıza, devletine milletine sahip çıkan ve elinden gelen tüm desteği veren herkese içtenlikle teşekkür ediyorum. Allah yardımcıları olsun ve güç kuvvet versin inşallah.

Selam, sevgi ve saygıyla!..

Yorumlar (7)
İbrahim DÖNMEZ 4 yıl önce
Allah sizlerden razı olsun saygı değer arkadaşım.
Ülkemizdeki bakıpda görmeyen insanların iftiralarından Allah inananları ve bu zor günümüzde canla başla mücadele eden herkesi korusun.
Şerif ismail Tokaç 4 yıl önce
Aralık 2010
Bir zamanlar Bursa’da bir zat, Arap Şükrü mahallesinde bir çesme yaptırıp başına da şöyle bir kitabe eklemiş: “Her kula helal, müslümana haram” “Bu nasıl fitnedir” diye Osmanlı karışmış. Bunun üzerine kadıya şikayete gitmişler. Adam, Kadı efendiye durumu açıklamak için ‘müsade buyurun sebebi ve delili vardır.’ dediyse de... Kadı öfkelenerek: “Ne delili, ne sebebi, sen fitne çıkardın müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın katlin vaciptir!” der. Ama bir yandan da merak edip, ‘nedir gerekçen?’ diye sorar, adam ‘bir tek Sultan’a derim’ diye cevap verince, söz Sultan’a gider, adam saraya yaka paça götürülür...

Padişah sinirlenir ama diğer yandan da meraklanıp sorar:

- De bakalım ne diyeceksen, bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de: ‘her kula helal, bir tek müslümana haram’ yazarsın...

- Arzedeyim Sultanım ispatlayınca siz de bana hak vereceksiniz. Önce her hangi bir havradan (sinagog’dan) rastgele bir hahamı izahsız yaka paça tutuklayın, bakalım bir hafta içinde neler olacak?..

Adamın dediği yapılır, başta museviler olmak üzere tüm azınlıklar bir olur: “Ne oluyor, bu ne zulüm, bir din adamına bu yapılır mı? Biz kefiliz, ne gerekiyorsa söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim...” Çevre ülkelerden bile hahamı kurtarmak için elçiler ve gönüllüler gelir. Bir hafta dolunca çeşme sahibinin isteği üzerine haham bırakılır, azınlıklar mutlu bir şekilde sultana teşekkür eder, hediyeler vererek oradan ayrılırlar.

Bu defa aynı şekilde bir de kiliseden nedeni açıklanmadan bir din adamı (papaz) getirtilip tutuklanır. Papaz için de ayni şekilde başta azınlıklar olmak üzere tutuklu papazın salıverilmesi için dünyayı ayağa kaldırırlar ve bir hafta sonra papaz da bırakılır...

Padişah olayları izlemekte ve neticeyi sabırsızlıkla beklemektedir.

Adamın son ricası şu olmuştur:

- Sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm sizindir ve boynum kıldan incedir.

- Simdi nedir isteğin?

- Efendim başkentimiz Bursa’nın en sevilen, en sözü dinlenilen, itimad edilen alimini mimberinden, alıp tutuklayınız ve bir de bu müslüman halkın tepkisini gözlerinizle görünüz.

Adamın bu isteği de yerine getirilince ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmış, koca müslüman alimi halkın gözü önünde yaka paça tutuklandığı halde bir Allah’ın kulu, tek bir olumlu kelam etmemiş, ‘ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz hiç olmazsa dersi bitene kadar bari bekleseydiniz,’ dememiş. Peşinden de hiç giden olmamış, arayan soran bulunmamış...

Bir hafta geçtiği halde, ‘nerde imamımız’ diye bir Allah’ın kulu çıkmamış... Yerine de aptal ve cahil bir imam atanmış. Halk halinden memnun. Kimse hocayı arayıp sormadığı gibi bir de dedikodu başlatmışlar ki, sormayın gitsin. Bu koca alim için demediklerini bırakmamışlar:

- Biz de onu adam, hoca bellemistik.

- Kimbilir ne haltlar etti de tutuklandı...

- Vah vah acırım arkasında kıldığım namazlara... Bunlara benzer daha neler neler?!.

Olup biteni padişah ve kadı birlikte izlemişler. Ve adama hak vermişler.

Bunun izerine konuşma sırası adama gelmiş ve şunları söylemiş:

- Ey büyük sultanım, şimdi siz söyleyiniz lütfen, böylesi müslümanlara su helal edilir mi?

Sultan acı acı tebessüm ederek şöyle demiş:

- Sadece su değil hava bile, hava bile helal değildir… demiş..

“Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az..”
İsmail karakaya 4 yıl önce
çok güzel bir yazı olmuş benimde içimden geçenleri kaleme almışsınız kalınsaglıcakla
Ahmet Arsun 4 yıl önce
Mükemmel. Nokta.
Recep KOÇER 4 yıl önce
Sayın Müsteşarım yazdıklarınıza katılıyorum. Rabbim; Bu virüs salgınını ülkemizden ve Dünya'dan, bir an evvel sonlandırsın. Hastalarımıza Şaafi, sıfatıyla şifalar ihsan etsin. Vefat eden vatandaşlarımıza, Rabbim: Rahmet, ve merhameti ile muamelede bulunsun. İnşaaAllah daha fazla zaiat vermeden bu musibetin Millet olarak üstesinden geliriz. Buradan bir kez daha; Özverili çalışmalarından dolayı Sağlık Bakanlığı ve personelini yürekten kutluyorum. Rabbim yar ve yardımcıları olsun. Eleştiri yapanlara bir çift sözüm var: Bir günlüğüne yoğun bakımda virüslü hastalarla kalsınlar o zaman hatayı, Konyayı öğrenirler. Selam ve saygılarımla. Sağlıcakla kalın.
Hüseyin Taner 4 yıl önce
İmza
Hüseyin Taner 4 yıl önce
İmza
12
az bulutlu