banner4
20.01.2020, 19:21

AŞUREYİ ANLAMAK, DEMOKRASİYİ ANLAMAKTIR...

Günümüzdeki dünyevi yaşamın çoklu ve kurumsallaşmış haklar silsilesinin adına, tadına ve hatta şifresine demokrasi diyebilir miyiz? Sizi bilmem ama yaşamın içinde gerekli olan demokrasinin çoklu tad ve tanımı  bana hep Aşure tatlısını hatırlatmaktadır. Bu tatlıyı yaparken veya yerken malzemelerinde  aradığımız, elde ettiğimiz uyumu, demokratik hayatımızda acaba nasıl görebiliriz, diye hep düşünmüşümdür? Sorumu tekrarlasam ve desem ki; Demokrasiyi tatlılar içinde en çok Aşure’ye benzetiyor olmam, çok mu tuhaf? 

Şüphesiz, Aşure bir yanıyla bize acıyı, Kerbelayı hatırlatan ve bir sancı gibi içimizde yaşatandır. O Kerbela ki, inancımızın anılarında bırakılan kalleşçe bir yara ve sonsuz hüzündür. Yine de, Aşure’nin damağımızda bıraktığı değişik ama uyumlu, direngen ve umutlu bir tadı var. Diğer tatlılara oranla her kaşıkta dilimize damağımıza verdiği bu heterojen tat ile his ettiğimiz kuru yemişlerin varlıkları, çoğulcu ve albenili florası da bir başka güzel... Bu uyumlu eklektik birlik ve zenginlik demokraside de var. Demokraside de ihtiyacımız olana ulaşmak kadar, hakların alınması, kazanılması ve birlikte veya tek tek yaşanması elbette apayrı bir haz oluşturmaktadır. Onun için, Aşure’nin içindekilerin tadı, uyumu, armonisi bana hep ülkemde özlemini çektiğim tam demokrasiyi hatırlatır.

Bazen bu çoğulculuğu, bu çeşitliliği, demokrasinin kurum ve kuruluşlarıyla aşurenin içindeki yemişler ve hububatlar kadar uyumlu hale getirebilsek diyorum. İnsan ve doğa kaynaklarının tadı, olanakları ve renkleri kadar beynimizin damak tadına uyumlu ortak ve kardeşçe, eşit bir yaşam oluşturabilseydik toplum olarak...

Şüphesiz demokrasinin çoğulcu ve adaletli dünyevi bahçesi gören ve anlayan herkese yetecek kadar olgundur. Demokrasi sabırlı duruşuyla insanlara ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, yerel ve evrensel hukuk ile bir dünya sergiler. Şüphesiz Demokrasilerin de yaşam alanlarında önleyici kanunlar var.  Bu kanunlar, tüm canlıların hukuksal haklarını ön planda tutmak içindir. Demokrasilerde tek başına olmanız veya çok olmanız haklılığınızı sağlamayacağı gibi, ayrıca haklarınızı da örtbas etmez. 

Heterojen ulus devletlerde demokrasinin kurumlaşması süreç ve kültürle alakalıdır. Zira Demokrasi çok kültürlülüğün adaletle uyumlu birikimidir, sabrıdır, sentezidir.

Ol nedenledir ki, naçizane; “Demokrasiyi, insanın insanla ve insanın tüm canlılarla ve doğa ile  aşuremsi çoğunluğa ve tadına benzetmekteyim. Bu sosyoekonomik, politik ve demografik Aşure’nin tutkalını  bulmak, Demokrasinin Yolunu bulup inşa etmekle eş anlamlıdır. 

Aşurenizi kaşıklarken, ağzınızda eriyen, incirin, üzümün, fındığın, cevizin, bademin, nohutun, fasulyenin, narın tadı size ne kadar haz veriyorsa, bu ülkede Kürd’ün, Türk’ün, Ermeni’nin, Arab’ın, Süryani’nin, Çerkez’in, Müslimin, Gayri Müslimin, tüm inanç ve aidiyetlerini bireysel ve toplumsal haklarıyla Demokrasi içinde kabul etmek ve kol kola yaşamalarını sağlamak zamanıdır.” diye düşünüyorum. 

Sözlerime, “Siyaset üzerine Aforizmalar-1 kitabımdaki bir alıntı ile son vereyim.; “Zaman, insanları sorunlarıyla  değil, haklarıyla tanımak zamanıdır.” 

Yorumlar (0)
12
az bulutlu