banner4
29.08.2022, 10:38

YÜREĞİMDEKİ YANGINLAR-3

Sadi Şirazi’nin “Doğru bildiğini söylemeye devam et. Çünkü sen, rüşvet kabul edecek kadar alçak, dalkavukluk yapacak kadar onursuz biri değilsin.” sözünden aldığım cesaretle, kelimeleri sıralamaya devam ediyorum:

İnsanları kullanmak ne kolaymış: Unvan, makam, maaş veriyorsun, olmadı şehvetle onu bağlıyorsun; insanlar görünmeyen zincirlerle köle oluyorlar(!)

***

Kaygılar ve korkular, insanı ötekine muhtaç bırakan duygular... Ve ben kaybetmekle korkutulan bir insan olmadığımda, kaygılarım ve korkularım var olmayacaklar.

***

Özümüzü saran, yabani otlar gibi mal, makam, rütbe, unvan, şöhret, güç ve benzeri tüm dünya payeleri... Ne zaman bunlardan arınırsan, o zaman hakikat görünür oluyor: Hakikat, beden için topraktan gelip, toprağa gitmek; ruh için O’ndan gelip, O’na gitmek...

***

Bazı eylemler ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi... Oysaki zulüm konusu eylemler belirlidir. İnanışlar, açık olan zulümlerin üstünü örtemez. “Zulüm bizdense, ben bizden değilim.”

***

Bir noktada hepimiz bozuk düzenin birer kurbanıyız. Kimimiz düzene uyarak, kimimiz de uymayarak... Bozuk düzene uyan ahretini, uymayan ise dünyasını karartıyor.

***

Ne tuhaf şeyler bunlar: ‘Savaş’ sloganıyla, kötü güdüleme sonucu ‘düşman’ diye kodlanan, herkes gibi duyguları olan insanlara, her türlü eziyeti, vahşeti, acımazlığı gözünü kırpmadan yapabiliyorsun!

***

Çatıştırmak için karşıtlık, insan kullanımını kolaylaştırıyor; karşıtlık olmasa bile çatıştırmak için karşıtlık üretilebiliyor.

***

Aynı algılama ve davranış niteliklerine sahip olduğumuzda, verilen kavganın ne olduğunu bir türlü çözemedim. Çoğu zaman ‘köşe kapmaca’ oyunu oynadığımız hissine kapıldım.

***

Galiba yamyamları eksik tarif etmişler: Yamyamlar menfaat uğruna cebini doldurmak, nefsinin doyurmak için insan onurunu hiçe sayanlar ve insanların hakkını yiyenlerdir.

***

Tutulan her tarafın birçok adaletsizliği var. ‘Kötünün içinde iyisini’ tercih etmek de bir sorumluluktur.

***

Bizim mahvımız inancı ikbal için kullanmakla olacaktır. ‘Allah ile aldatmak’ bu ülkede büyük bir sorundur.

***

Düşünme yerine ‘inanma’ söz konusu olunca, inanmış insanlara akıl yürütme yollarını öğretemiyorsun.

***

Bizim zengin olmaya değil, hak ve hakikat temelli helal kazanmaya ihtiyacımız vardı. Bunu başaramayınca, ne olursa olsun kazanmayı tercih ettik. Madde ve mâna çatışmasında maddeyi seçtik.

***

Haksızlık ve zulüm döngüsüne en büyük mazeret: “Ama onlar bize bu kötülüğü yapardı!” Oysa sen ancak onların yaptığı kötülüğü yapmadığında iyi olabilirsin!

***

Materyalist çağda, temel hakların ve adalet duygusunun önemsiz kalması, insanların menfaat beklentilerinin çok olması ve ‘geçim’ dininden bulunmaları nedeniyle...

***

Bazen insan kazanmayı seçer, kaybetme uğruna. Bazen de kaybetmeyi seçer, kazanma uğruna. Dünya gözüyle bakana hazır durum, kalp gözüyle bakana ahir durum esastır.

***

Kural bilmiyor değiller, işlerine gelmediği için kurallara uymuyorlar. Bunlara göre hukuk ne? Hukuk, menfaatlerine göre(!)

***

Gayemiz menfaatimize göre hukuk oluşturmak değildi. Hukuku, menfaatimizin üstünde tutmaktı.

***

Yönetimler liyakatli ve ehil kadrolar elinde başarılı olur. Geçmişten daha iyi bir yarını, dünün hatalarına düşmeyen dürüst ve ahlâklı kadrolar bize verebilir. Beklentimiz geriye düşmek değildi, hak ve adalet esaslarında ileriye gitmekti.

***

İnsan bazen doğru davranmayabilir ama bu yanlışlık, dürüstlükle düzeltilebilir. Yoksa yanlışları başka yanlışlar takip eder. Dürüstlük, doğru olmamanın bir çeşit telafisidir.

***

İnsanların melek olduğunu iddia etmiyorum, her insanın doğasından gelen zayıflıkları olduğunu söylüyorum. Ama insanın olduğundan daha fazla şeytanlaştırılmasına razı olamıyorum ve bunu zulüm olarak görüyorum.

***

‘Ya hep ya da hiç’ basitliğinden, her durumun ara olgularını da fark edecek felsefe derinliğine kavuşmamız dileğiyle...

***

İnsan onuru yüce tutulup amaç olmadıkça, her zaman birilerinin menfaatine araç olmaktadır.

***

Samimi olma yolunda bir durak da gösterişsiz, makamsız, unvansız insanlar içinde insanlardan bir insan olmadır.

***

Belki de hiçhistan bağında biten dikenli bir otum... Ya da gecenin karanlığında, sabahın aydınlığını müjdeleyen bir horoz...

***

Yüreğindeki sızı neden, ne gördün diyorlar? A.Karakoç’un dediği gibi:”Yalanı, gerçekte saklanmış gördüm. Gündüzlerde gece, yazda kış gördüm...”

***

Ne zamandan beri bu böyleymiş bilmiyorum ama aramızda bir çatışma var: Sen menfaatin uğruna hakkı yere çalıyorsun, ben ise hak uğruna menfaatleri yere…

***

Bilinmez olmayı isteyip gül bitirmek için toprak olmayı isteyen sen değil miydin? Ne diye hayıflanıp duruyorsun öyleyse? “Yoklukta bulacağın varlığı, varlıkta bulacağın yokluğa” tercih etmeye devam et!

Yorumlar (0)
12
az bulutlu