SELAM HÜRMETİNE

  Aklın ve kalbin beyan ile fırsatlanması, nimettir.

Fırsata feraset ile muamele etmek; işin hakkını vermek dairesinde, şükrün lehçelerindendir.

Nasip edene şükrediyor, teveccüh edene eyvallah diyoruz.

 Feraset, felaketin katilidir.

Cesaret, ferasetin ateşlenme düzeneğidir.

Kaç fersah keramet ile kelam ederiz muammadır.

  Lakin kalemimiz cesurdur.

 Derdimiz memleket, kederimiz memleket, hüznümüz memlekettir.

  Memleket, toprak veya toprağımız değildir. İnsanın kendisidir. Kendimiz için istediğimizi başkaları için de istememizin lüzumu ve vicdanı felsefesinde; insanlık, kadim arzusundaki kalemimizin, keskinliğini yitirmeyen açacağıdır.

  Yöntemimiz, akıl ile kalp arasındaki illiyetin şehvetidir.

 Rehberimiz ve niyetimiz ve hedefimiz, hakikattir.

 Hayat ve hayatın sesi olan kelimeler, bir vasat ile muteberdir. Zira hakikat; haykırmayı değil, vasat bir akışı bekleyecektir bizden.

  Söylenip duyurulmamışların yanına yığılmış olan, çokça söylenmemişler ve söylenememişler vardır. Bunlar; bahşedilenler ve yükümlülük edilenler çizgisinde, ağır vebaldir. Vebal hallere dayanamamak, gizli lütuflardandır. Hakikati söylemek, tövbenin lehçelerindendir.

 Birbirini kollayacak olan kelimelerin; şükrün ferasetine koşan cesaret ile yürümesini, varmak niyetinde yorulmak ile mükellef olduğumuz hakikat servetine yönelmesini; şerli devrik cümlelere sebep olabileceğimiz vakitte dahi hayr ile neticelenmesini diliyoruz.

  Aklımız ve kalbimiz kadim ola…    Hürmetle…