banner4
27.01.2021, 10:03

KURAKLIK VE İNSANOĞLU

Son 2-3 yıldır yeterli yağmur ve kar yağmamasından dolayı kuraklıktan bahsedilmesi ve kuraklığın gündemimize 4-5 yılda bir giriyor olması nedenleriyle, bu makalemi bu konulara ayırmak istedim.

Esasen bu kuraklığın en büyük müsebbibinin de, ormanları yok eden, su havzalarını kirleten, hayatın her alanında bilinçsizce su tüketen, aklını kullanmayan bizler, yani şükürsüz ve müsrif insanoğlu olduğunu da belirtmemiz lazım.

Genellikle baraj, gölet, akarsu, kuyu gibi kaynaklardan temin edilen su, arıtma yapılmasını ve içime hazır hale getirilmesini müteakip evlerde içme suyu olarak ve diğer alanlarda da kullanılmak üzere şebekeye verilmektedir.

Ancak, su tüketimi sadece içme suyundan ibaret olmayıp, tarımda, endüstride ve sanayide kullanılan su, çok daha fazla tüketimleri içermektedir.

Son yıllarda peşpeşe yapılan barajlar, bu konuda rahatlatıcı olmakla birlikte, artan nüfusumuzun yanısıra, tarım, endüstri ve sanayide de sürekli artan su ihtiyacı dikkate alındığında, bizim ülke olarak yakın geleceğe ilişkin köklü tedbirler almamız gerektiği gerçeğini anlıyoruz.

Evlerimizde ve iş yerlerimizde kullandığımız suların yanısıra, diğer alanlarda (tarım, sanayi, endüstri) kullandığımız sularda, azami tasarrufa riayet etmemiz, elbetteki alınacak en kolay ve en seri tedbir olacaktır. 

Bu tedbirler bağlamında, tarımda damlama suyu sisteminin kademeli olarak zorunlu hale getirilmesi, hem su tasarrufu sağlayacak ve hem de topraklarımızın bilinçsiz su kullanımı nedeniyle çoraklaşmasını önleyecektir.

TEMA verilerine göre, dünyada su tüketimi ortalamalarının tarımda % 71, sanayide % 18, evlerde % 11 olduğu; az gelişmiş ülkelerde tarımda kullanılan su tüketim oranının % 85’lere çıktığı; Türkiye’de ise bu oranların tarımda % 73, sanayide % 11, evlerde % 16 olduğu belirtilmektedir.

Ülkemizde sanayi ve endüstride 2012’de % 17,3 seviyesinde olan yeraltından çekilen su tüketimi oranı, artan ihtiyaçla birlikte çok yakında % 20’ler seviyesine çıkacağı öngörülmektedir.

Diğer taraftan, su tasarrufu anlamında, kullanılan suyun yani atık suyun birden fazla değişik alanlarda tekrar kullanılabilmesi için, gerek konut ve gerekse üretim tesislerinde, bundan sonraki inşaalarda mutlaka planlamaya alınması ve inşaat ruhsatları verilirken gözönünde bulundurulması gerekir.

Hepimiz çevremizde, memleketimizde, bundan 15-20 yıl öncesine göre, göllerin, göletlerin sularının belirgin derecede çekildiğini gözlemliyoruz. Benzeri bir çok haberi TV’lerde de görüyoruz. Bu hızlı çekilmeler, hızlıca kuraklığın gelmekte olduğunu bize açıkça gösteriyor.

Hayatın her alanında su ihtiyacının artarak devam etmesi, tasarruf tedbirlerinin yanısıra, bizleri daha da geç olmadan, bugünden bir kısım çalışmalar, planlamalar ve yatırımlar yapmaya yani yakın gelecek için tedbirler almaya mecbur bırakıyor.

Evet, öncelikle tüm alanlarda akıllıca ve tasarruflu davranmamız, ağaca/ormana sahip çıkmamız gerekmekle birlikte, insanlığın içme suyu ihtiyacı herşeyden öncelikli olduğuna göre, (gerekli aşamaya geldikten sonra) mevcut su kaynaklarımızın sadece içme suyu olarak kullanılmaya ayrılması; tarımda, endüstride ve sanayideki su ihtiyacının karşılanabilmesi için ise ilave başka kaynaklar oluşturulması elzem gözüküyor.

İlave kaynakların neler olabileceğine baktığımızda;

Bunlardan birisi, yağmur sularından faydalanmak; diğeri ise deniz suyundan yararlanmak. Her 2 hususta da Ar-Ge ve fizibilite çalışmalarına bir an önce başlanılması gerektiğini düşünüyorum.

Geçtiğimiz günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde kabul edilen İmar Yönetmeliği Taslağı ile, 1000 m2’nin üzerindeki parsellerde, kamu yapılarında, alışveriş merkezlerinde ve inşaat alanı 5.000 m2’yi geçen ticari yapılarda sarnıç zorunluluğu getirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayı sonrası Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girecek olan Yönetmeliğe göre, binaları zemin suyundan da koruyacak şekilde ve bahçe sulamak, araç yıkamak, tuvalet rezervuarları vb ihtiyaçlarda kullanılmak üzere bir drenaj sistemi oluşturulacak ve sular yeraltında oluşturulacak sarnıçta toplanarak, buradan kullanılacak.

Bu kararı ve planlamayı, hem 18 milyona yaklaşan nüfusu nedeniyle dünyada mevcut ülkelerin yarısından fazlasından daha büyük nüfusa sahip İstanbul’umuz için, hem de tüm ülkemiz genelinde iyi bir başlangıç olabileceği için, oldukça geç kalınmış da olsa, memnuniyet verici bir adım olarak değerlendiriyorum. Umarım hayata geçer.

Yağmur sularının bu şekilde değerlendirilmesi ve yararlanılması çalışmalarının, büyük tarım ve hayvan çiftliklerinde de gündeme alınması gerekir.

Diğer bir ilave kaynak ise, deniz suyunun arıtılması suretiyle elde edilecek su olabilir.

Dünyadaki örneklerine baktığımızda, bugün İsrail, İspanya, Arap emirlikleri ve Japonya gibi ülkeler, deniz suyundan su arıtımı ile içme suyu elde ediyorlar. Kaldı ki biz, deniz suyunu arıtarak elde edeceğimiz sudan içme suyu değil, diğer (inşaat, temizlik, tarım, hayvancılık, endüstri ve sanayi) sektörlerdeki ihtiyaçları karşılamaya ayırsak bile yeterli olacaktır diye düşünüyorum.

Elbetteki tüm bunların çevre etkileri, fayda/maliyet analizleri, yatırım maliyetleri vs fizibiliteleri yapılıp ona göre bir planlamaya gidilecektir.

Ancak biz bu şekilde, halen daha 4-5 yılda bir, kuraklık başladı, barajlardaki su oranlarımız şu noktaya düştü, kuraklık nedeniyle tarımda rekoltemiz bu yıl oldukça düşük vb gibi konuları konuşup durmamak için, Allah’ın verdiği aklı kullanmaya ve gelecek nesillere daha bilimsel ve güzel bir ortam bırakmaya mecburuz diye inanıyorum.

Öte yandan, birçok uluslararası kuruluşların raporlarında, bu yüzyılın sonlarına doğru insanlığı muhtemelen su savaşları tehlikesinin beklediğinin öngörüldüğünü de unutmayalım.

Biz, bırakınız tarımda, endüstride, sanayide vs kullanacağımız suyu, içmek için ihtiyacımız olan suyu bile yağacak kar ve yağmura göre değerlendireceksek, o zaman Allah bize niçin bu aklı verdi ve niçin Kuran-ı Kerim’de birçok yerde “akletmezmisiniz, düşünmezmisiniz” yani “kullanın diye akıl verdim” buyuruyor ki?

Neticede, Cenab-ı Allah’ın verdiği nimetlere şükrederken, verdiği aklı da kullanmazsak sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağız. Öyle değil mi?

Yorumlar (0)
12
az bulutlu