banner4
02.04.2021, 22:33

KENEVİR

Hemen hepimizin, hayatın bir alanında kullandığımız ya da yararlandığımız ancak, hakkında pek az şeyler bildiğimiz bir bitkidir Kenevir.

Keneviri anlatmak için ciltlerle kitaplar yazmak gerekse de, bir başka ifadeyle 1 makale ile anlatabilmek mümkün olmasa da, burada genel bilgiler vermeye çalışacağız.

Kendir de denilen Kenevir, tek yıllık ömürlü, çift çenekli, 50 cm’den 3 mt’ye boyu olabilen, erkek ve dişisi bulunan, eşeyli bitki cinsinden olan, gövde kısmı dik ve içi boş olup üzerleri dikenimsi tüylerden dolayı pütürlü otsu bir bitki cinsidir.

İlaç yapımı (medikal), kozmetik sanayii, kağıt üretimi, biyoyakıt, gıda, sağlık, kumaş üretimi, otomotiv sektörü gibi birçok her sektörde tercih edilir. 

İşlendiğinde, çelikten 8-9 katına kadar daha sağlam olduğu kanıtlanmış olan kenevir, bu dayanıklılığının yanında, sağlıklı ve ucuz olması gibi nedenlerle otomotiv sektöründe (özellikle gövde dayanıklılığında) kullanım alanı ve oranı her geçen gün artmaktadır.

Lifleri dayanıklı ve uzundur. Çuval, halat, çanta, ağ, ayakkabı, pantolon, sair kıyafet vb yapımında da tercih edilir.

Yapraklarının tıpta, kozmetikte, temizlikte (sabun vb) kullanım alanları geniştir. THC ve diğer aktif bileşenlerin psikoaktif (zihin ve ruh halini değiştirici) etkileri nedeniyle tıbbi alanda kullanımı da mevcuttur. (THC: Tetrahidrokannabinol; aneljezik madde).

Tohumu oldukça yağlı olduğu için yakıt (biyoyakıt) olarak; besleyici olması nedeniyle de gıda sektöründe kullanılmaktadır. Tohumları dünyada bilinen en yüksek protein kaynaklarından birisi ve yüksek miktarda omega 3, 6 ve 9 yağ asitlerini içeriyor ve bu haliyle tam bir kolestrol savaşçısı. 9 aminoasitin tamamını içeren, E vitamini, potasyum, kalsiyum, magnezyum, çinko, demir, fosfor gibi minerali bünyesinde barındırıyor.

Kenevir yağının en şaşırtıcı kullanım alanlarından birisi de, son derece ucuz, toksik madde içeren alternatiflerine göre çok sağlıklı ve hızlı kuruduğu için mürekkep olarak kullanılmasıdır.

Kenevir köklerinden elde edilen özel “malç” toprak yüzeyine atıldığında toprağın verimliliği artıyor. Bitkiler için doğal ısı yalıtımı sağlıyor, yüzey nemi istenilen düzeyde tutulabiliyor.

Plastikten 5 kat daha sert ve % 100 geri dönüşümlü olması nedenleriyle alternatif plastik üretiminde; ağaçtan üretilen Kağıt mamulleri en çok 2-3 kez geri dönüşümü mümkün iken, kenevirden üretildiğinde defalarca dönüşüme müsait ve çok daha dayanıklı olduğundan kağıt, mukavva ve sair ambalaj üretimlerinde kullanılabiliyor.

1 dönüm kenevir tam 25 dönüm orman kadar oksijen üretiyor ve 1 ağacın 5-10 katı daha fazla oksijen yayıyor. Üstelik orman oluşması için ağaçların minimum 20-25 yıla ihtiyacı var, oysa Kenevir 4 ayda yetişiyor.

Kısacası mucize bir bitki olan Kenevir, 10’larca sektörde kullanılabiliyor ve üstelik oldukça sağlıklı ve ucuz.

Önümüzdeki 20-25 yıl içerisinde, dünyada 150-200 milyar dolar bir talep/pazar payına sahip olacağı ifade ediliyor.

Peki kenevirin riskleri nedir? Tek riski var: dişi kenevirden toz esrar ve marihuana üretilebilmesi. 

Yüksek oranda THC ihtiva eden kısımları gölgede kurutulup, ufalanıp eleniyor ve bu eleme sonucu elde edilen toz halindeki maddeye Toz Esrar, bu tozun ısıtılarak kalıplaştırılması ile elde edilen plaka şeklindeki haline de Plaka Esrar deniliyor. Esrarın dışında, dişi kenevirden bir de, esrarın biraz daha değişik uyuşturucu türü olan “marihuana” da üretilebiliyor.

Diğer yüzlerce faydalarını ve kullanım alanlarını gözardı ederek, sırf esrar ve marihuana üretilebileceğini bahane ederek, ABD uzun yıllardır ülkemize Kenevir ekimini yasaklaması için baskılar yapmıştır ve baskıları maalesef çoğu kez sonuç da vermiştir.

Bunun en bilineni, Dışişleri Bakanı Sn. Çağlayangil’in anılarında yazdığına göre, rahmetli Süleyman Demirel’e ve dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’e, ABD Ankara Büyükelçisi vasıtasıyla yapılan (ülkemizde ekiminin tamamen yasaklanması için) baskı ve Demirel’in verdiği meşhur cevaptır: “Bizim ülkemizde 20 ilde haşhaş/afyon üretimi yapılıyor. Afyon isminde şehrimiz bile var. Biz de üretilen afyonun tamamı esrar üretimi için kullanılıyor olsa dahi ABD’li kullanıcıların bir haftalık ihtiyacını bile karşılamaz. Üretimden vazgeçemeyiz. Bundan geçinen binlerce aile var.” Bu cevaptan 3 ay sonra Demirel Hükümeti düşer zaten.

ABD, bize esrar üretilebileceğini bahane ederek ekimini yasaklayın diyerek uzun yıllardan beri baskı yaparken, bunun bugün için 15-20 milyar dolarlık ve önümüzdeki 20-25 yıla kadar da 150-200 milyar dolarlık dünya talep/pazar payını kaptırmamayı amaçlamış olabilirmi? Bu nedenlerle de, Türkiye hem bir çok sektörde/sanayisinde bundan yararlanacak, hatta bir de üstelik ihracatçı olabilecekken, bugün Kenevir ithal ediyor olması tesadüf olabilir mi?

Kenevir ekimi, ülkemizde devletimizin (Tarım Bakanlığı’nın) bilgi, kontrol ve denetiminde olabilmektedir. Doğrusu da budur. Bu konuda Tarım Bakanlığı’nın 21.10.1990 tarihli Resmî Gazetede yayımladığı “Kenevir Ekimi ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik” mevcuttur. Yönetmeliğin 5’inci maddesinde sayılan illerde ve yine yönetmelikte belirlenen şartlar dahilinde ekim yapılabilmektedir.

Sn. Cumhurbaşkanımızın 1 Ocak 2019’da Kenevir ekiminin yapılması ve bu hususta gerekli sanayinin de kurulması çağrısı ve talimatlarından sonra, geçtiğimiz yıl ilk kapsamlı hasatlara başlanılmıştır. Bunlar ülkemiz adına sevindirici gelişmelerdir.

Bilgili, bilinçli, kurallara uygun ve kötü niyetlileri de ayıklayarak gidersek, ülkemiz kendi ihtiyacını kendisi karşılayarak ithalattan kurtulacağı gibi, dünyanın önde gelen ihracatçılarından birisi de olabilecektir.

İthalata gerek kalmayıp, ihracatta önemli bir ülke olabilmemizin yanısıra, Havanın temizliğine olan ciddi katkıları, ağaçların ormanların kesilmesine gerek kalmaması, çevreye her alanda olacak olağanüstü katkıları, yine bir çok alanda organik, sağlıklı, kaliteli ve ucuz ürünler kullanmaya başlamak ve ilave istihdam yaratmak gibi artıları da ayrıca kârımız olacaktır.

Yorumlar (1)
Yaşar Çiftçi/Kimya Yüksek Mühendisi 3 yıl önce
Kaleminize sağlık Saygıdeğer Müsteşarım bu günde çok güzel bir konuyu işlemişsiniz, yazınızı okuyunca ABD nin bizim gibi ülkeleri kendi iş adamlarının kirli çıkarları için nasıl baskı ile yönlendirdiği de ortaya çıkıyor, çevreye zararlı plastık üreticilerinin çıkarları doğrultusunda her türlü doğal ürn bir çoğu 1943-944 de almanlara karşı Sovyet ordusunda şehit olmuşken üç beştanesi Almanya'yı destekledi diye tüm bu halklar sürgün edilmiştir Almanya'nın yahudi soykırımını tüm dünya nefretle anarken bu halkların soykırımına dair dünyadan en ufak bir tepki geldimi bu güne kadar nasıl y>kılana kadar Sovyet komünizmi dinsin kâfir bir rejim ise bu Amerikanın dayattığı kapitalizm ise imansızdır her iki rejimde açımasız zalimdir komünizm direkt dinsiz oldu&u i'in gerçek yüzünü gösterir kapitalizm ise imkansızdır ve ger'ek yüzünü göstermez size dost gözükür ancak her türlü zalimliği zulmü dize dostmuş gibi gözüküp yapar, çok güzel bir konuyu kaleme aldığınız için kaleminize sağlık Saygıdeğer Müsteşarım
12
az bulutlu