banner4
23.01.2020, 09:33

BAKMAYA DOYULMAYAN DEVELER YADA SARSMAYA YETMEYEN DEPREMLER

Dün Manisa’da deprem oldu. Şiddeti fazlaydı çevre illerde hatta İstanbulda da hissedildi.

Bu sabahta sabaha karşı Ankara da deprem olmuş.

Uyuyordum hissetmedim. Bir dostun geçmiş olsun mesajı ile yeni öğrendim.

Espri ile karışık “Bişey olmaz benim depremlerim daha sarsıcı her gün içimde depremler oluyor.” diye cevap verdim.

Ama gerçekten öyle değil mi?

Deprem sadece yerin sarsılması mı acaba?

Her an yalanlarla geçen bir hayatımız var.

Bir gün geçmiyor ki şiddete uğrayan bir kadınımız olmasın.

Bir bakıyorsun çocuğunu öldüren bir ana veya baba intihar etmemiş olsun.

Komşusunu ve hatta arkadaşlarını uyurken ateşe verip yakan insanlar mı ararsın.

Genç kızlara tecavüz eden hayvanlar mı yok toplumuzda?

İşkencenin bin bir türlüsü toplum ve devlet hayatında.

Suistimaller, açgözlülük, adam kayırmacılık, kamu malını iç etmek, yetimin hakkını gözetmemek.

Bunlardan daha ala deprem mi olur?

Üstüne üstlük bunlar , gerçeği ters yüz eden bir toplumu helak edecek büyük sarsıntılar değil mi?

Hürmetin, sevginin, yardımlaşmanın, birbirini gözetmenin gittikçe azaldığı bir toplum; hangi şiddeti satın alıyor biliyor muyuz?

Adalet yerlerde sürünüyor. Mahkemelerin adaleti tesis ettirmelerinden mi bahsedebiliriz?

Hakimleri savcıları kendileri hakında bile karar vermekten aciz, nasıl millet adına karar verebilecekler?

Soruyorum bazen karar verici meslektaşlara

Aynı bilgi ve donanımla cübbeni çıkarsan öyle sıradan bir insan gibi karar versen mevcut kararın farklı olur mu? diye.

Aldığım cevapları burda yazmasam daha iyi.

Üniversitelerimiz bilim yapabilmekte midir?

Doğru dürüst eseri olmayan adamlar alim diye boy gösteriyor meydanda ekranlarda.

Hakikati haykıran kaç aydınımız kalmıştır?

Herkes kendine yakın olan düşüncenin oyuncağı halinde bir taife.

İhanet hangi alanda kapımızı çalmamaktadır?

Daha yeni kendi askerimiz vatanı işgal milleti esir etme girişiminde bulunmadı mı?

Bilinçli suçlular ve kodamanlar dışarda zayıflar ve kullanılanlar içerde?

Siyasi partilerimizin durumu ortada.

Bin bir türlü fitne ve ayak oyunları, koltuklarından vazgeçemeyen  konumlarını terk etmek istemeyen muhterisler.

Emrindekilerden emin olamayan, her an ihanet edeceklerini düşünen devlet yöneticileri.

Milletin en yüce makamlara getirdiği ve ama bir türlü bundan mutmain olamamış sürekli bir makam beklentisi içinde devleti ve milleti zora sokan arsız titrek bereketsiz herifler. Bazılarını kader en yüksekten düşürür de bunu bile tefekkür edemeyecek şahsiyet yoksunları.

Ülkenin en zengin bürokratı bir kadın mıdır? diye soru sormuştum sosyal medya hesabımdan ve bir yazımdan bahsetmiştim. Devlet bunları bilmiyor mu?

Menfaatini her türlü ilah edinenler.

Ülkemizde her gün binlerce deprem oluyor, hissetmiyor muyuz?

Korkarım ki eğer hissetmiyorsak esas deprem hislerimizin ve adalet duygumuzun ortadan kalkması demektir.

Bilmeliyiz ki;

Güneşin büzüldüğü, dağların pamuklar gibi saçıldığı, yerin çatladığı, çocukların ak sakallı ihtiyarlara dönüştüğü, bellerin kırıldığı, anaların emzirmekten vazgeçtiği, biriktirdiklerimizin fayda etmediği gün yaklaşmaktadır.

Bakmaya doyulmayan develer ne demektir bileceksiniz

Saymaya doyamayan haksız para sahipleri.

Tabii bu yaklaşmakta olandan kayıtsız olanlar bize yetişmez diyenler,

Bir daha bilmelisiniz ki;

Size yetişecek olan daha yakın bir şeyden haber vereyim ki;

Güçsüzler, yoksun ve zayıf olanlar, taraftarı olmayanlar, bir tarafa itilmişler, hatırları sorulmayanlar, değer görmeyenler; kendilerine uzatılan hakikat elini, verilen omuzu fark edip her zulmün hesabını soracaklardır.

Bir assubay ve polisinden başka kahraman mı çıkarabildik ben mi göremiyorum yoksa?

Ne mutlu! Sahip olmadıkları yüzünden kendini güçlü ve mutlu görenlere.

Yorumlar (11)
Erkan kişmir 4 yıl önce
Erkan kişmir 4 yıl önce
bülent tuncer 4 yıl önce
abi beni şahsi düşüncem hani akil insan diye nitelendirdikleri insan müsvettelerine bir baksana bu güzel ve bir okadarda cesaretli olan ülkemiz ne hale geldi uyuşturucu baronları cirit atıyor sapıklık baş almış gidiyor insanlarımız cesaretlerini yitirmeye başlamıs bir çıkmaza sürükleniyor ülkemiz Allah korusun iç savaşa doğru sürüklenmeye yüz tutmuş gidiyor Allah sonumuzu hayrede inşAllah saygılarımla
İrfan 4 yıl önce
Sosyolog Ulrich Beck'in risk kuramında bahsettiği 'bumerang etkisi'nde olduğu gibi, yapılan her kötülük dönüp dolaşıp onu atana geri dönecektir ve yazinizda anlatildigi gibi hergün yaşadığmız toplumsal depremlerin fayları bizlerin kalbinden geçmektedir. Bu yüzden kaynağını kendimizde aramaliyiz. Saygılarımla
Kemal gelebek 4 yıl önce
Kalemine sağlık
Uğur KURTULAN 4 yıl önce
Allahu azizün İntikamdır.
Melahat Ürkmez 4 yıl önce
Çok doğru...
Nihat Arıcı 4 yıl önce
Yüreğinize ve kaleminize sağlık
Bütün Yorumları Görmek İçin Tıklayın
12
az bulutlu