banner4
26.05.2020, 18:07

YOLSUZLUK-TERÖR-DİKTATÖRLÜK TEMALI ABD PROPAGANDASININ ANALİZİ - 3

Lümpen solun trol siyaseti:

Trol kelimesi anlam olarak üç aşamadan geçerek bugünkü anlamına kavuşmuştur.

Kısaca bir tür balık ağı diyebileceğimiz trol (veya troll) kelimesi ikibinli yılların başında internet mecralarında apolitik platformlarda "birinin ağa takılması yani işletilmesi" anlamlarında kullanılmaktaydı.Tuzağa düşürülen, kandırılan kişiler "sazan" kelimesiyle ifade edilmektedir.Sazan balığının ağa takılması, avlanması olayından hareketle "boş bulunarak, dikkatsizlik ederek, dalgınlık yaparak avlanan"  şeklinde anlam kaymasına uğramıştır.Trollemek ise avlanma/kandırılma olgusuna verilen addır.

İkibinli yılların ortalarına doğru kelime politik içerik kazanarak "sosyal medya mecralarında militanca hareket ederek bir düşünceyi, partiyi, tutumu, eylemi savunan, manipülasyon ve provokasyon yapan kişiler/sahte hesaplar" şeklinde anlamı doldurulmuştur.

Son aşama ise Gezi olayları sırasında Recep Tayyip Erdoğan'ın "twitter denilen başbelası" sözüyle başlayan süreçtir.Özellikle Gezi olaylarında twitter başta olmak üzere her çeşit internet mecralarında manipülasyon ve ajitasyon etkinliği sürdüren seküler/lümpen/sol troller Erdoğan aleyhine kamuoyu oluşturmada başarılı oldular.Ak Parti seçmeni ve muhafazakar kitlenin siyasi davranış alışkanlıkları sosyal medya aracılığı ile kendini ifade etme konusunda yerleşik bir tutum oluşturmasına engel olmuştu..Sosyal medya aracılığı ile infial oluşturmak, itibarsızlaştırmak, gerçek dışı bilgi yaymak sol-lümpen-seküler kitlenin uhdesindeydi.Siyasi parti tabanı olarak adres vermek gerekirse ağırlıklı olarak CHP habitatında bulunan trollerin tekelindeydi.

Yakın tarih incelendiğinde propaganda tekelinin CHP çizgisinin tekelinde olduğu anlaşılacaktır.60 darbesinin olgunlaşması için tezgahlanan olaylarda CHP yandaşı gazetelerin "Menderes'in öğrencileri öldürdükten sonra Et ve Balık Kurumu'nda kıyma makinelerinde kıydırıp toz haline getirdiğini" iddia ederek kamuoyunda Menderes'e karşı nefret dalgası oluşturmak ve verilecek idam hükmüne kamuoyunun ikna edilmesini sağlamak misyonunu üstlendiği bilinmektedir.Hatta darbeden sonra Et Balık Kurumu'nda öğrenci cesetlerinin aranması da tarihi kayıtlarla sabittir.

Yine, kitle iletişim araçlarında, film, çizgi sanatları ve edebiyatta her dönemde etkinliğini sürdüren, konjonktüre göre bazen geri çekilen bazen belirginleşen sol kültür geleneğinin baskın olduğu bilinen bir gerçektir.Üretilen her türlü veri romantik sol anlayışını vurgularken, geri kalan toplum kesimleri sevimsiz bir imajla resmedilir.Son yıllarda kitle kültürünün bir parçası olan yakın tarih dizileri bunun örnekleriyle doludur.Televizyon dizilerinin arka planında anlatılan dönemin siyasi atmosferi yer alırken solculuk rolü sempatik, romantik ve yakışıklı oyunculara verilirken, İslamcı, Ülkücüler ve benzeri rollerde oynayanlar saldırgan ve çirkin olarak gösterilir.

Özetle trollük ve propaganda üstünlüğü yukarıda bahsedilen kesimdedir.Gezi olaylarında sosyal medya propagandasının eksikliğini anlayan ve bu konuda hazırlıksız yakalanan Ak Partili çevreler, Erdoğan'ın "twitter denilen başbelası" sözüyle hızla bu konuya yöneldi.

Ak Parti taraftarı sosyal medya hesaplarının "Menderes öğrencileri kıyma makinesinde çektiriyor" şeklindeki propaganda geleneğinin temsilcileri karşısında bir üstünlük sağlayamadığı bir gerçektir.Bunun en önemli sebepleri arasında, bu çabaların "Ak trol" başlığı altında itibarsızlaştırılmasına yönelik etkinliğin sonuç almış olmasıdır.

Sosyal medya aracılığı ile icra edilenler başta olmak üzere her türlü propaganda faaliyetinde agresif bir tutum izleyen ve ahlaki sınırları olmadığı için manipülatif içerikler üreten lümpen sol gelenek bugün halen gündemi belirleme ve rakibini itibarsızlaştırma yönünde sonuç alıcı faaliyetler yürütüyor.Lümpen sol bugünkü trol kelimesinin anlamını layıkıyla hak ettiği halde, oluşturduğu psikolojik üstünlük sayesinde muhafazakar çevreyi trollük kültürünün temsilcisi gibi göstermeyi başarmıştır.

Propagandanın aktarıcıları:

Türkiye'de siyasal güçlerin giderek parçalanıp, iktidar yarışı için bir çatı altında toplanmasının kökenlerini 12 Eylül rejimi ve Turgut Özal'ın iktidar olduğu dönemlere kadar götürmek mümkündür.Ancak bu dönemlerde kuramsal düzeyde bulunan iki partili siyasal toplum tasarısının sosyal psikoloji yönünden alt yapısının hazırlanması ise Ak Parti'nin iktidar olduğu 2002 yılında başlar.

Gelinen aşamada ideolojik/politik olarak farklılaşan ve giderek parçalanan siyasal yapıların iki ana akım olarak şekillenmeye başladığı ve bundan sonra da kemikleşerek varlığını sürdüreceği söylenebilir.

Bugün güncel siyasette iki ana yapı varlığını sürdürmektedir.Birisi, Recep Tayyip Erdoğan'ın domine ettiği Cumhur ittifakıdır.Diğeri ise Millet ittifakı çatısı altında toplanan CHP, HDP, İYİ Parti, SP ve ittifaka katılmak üzere olan yeni kurulmuş iki parti.Ayrıca bu ittifakın başarılı olmasını taktik olarak isteyen PKK, FETÖ ve diğer marjinal sol gruplar.

Propagandanın temel, güncel ve görünürdeki hedefi Erdoğan'dır.Dolayısıyla propagandanın aktarıcıları da Erdoğan karşıtı politik parti ve organizasyonlardır.

Fakat Erdoğan karşıtı aktörlerin tamamının aynı yoğunluk ve düzeyde propaganda etkinliğini yürüttüğü söylenemez.Ağırlıklı olarak CHP, FETÖ ve PKK'nın kışkırtıcı ve manipülatif içerik üretme/aktarma konusunda başı çektiği dikkat çekmektedir. 26.05.2020

                                                                               (devam edecek)

Yorumlar (0)
12
az bulutlu