banner4
27.11.2019, 12:01

YEREL YÖNETİMLERİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER-2

Osmanlı toprak düzeni, miri araziden özel mülkiyete geçişle ( sened-i ittifak) birlikte eyalet sistemi de ister istemez değişime uğramıştır. Vilayet nizamnamesi ilk önce 1861’de Cebeli Lübnan’da uygulanmaya konmuş, ardından 1864’de Tuna bölgesinde uygulama imkanına kavuşmuştur. İmparatorluğun dağılma süreci ile birlikteilk bu bölgeler elimizden çıkmıştır. Başka bir deyişle, merkezileşme ve vilayet sistemi, bütünleşmeyi değil, parçalanmayı getirmiştir.

İdari yapımız, özellikle batılılaşma hareketleri ile birlikte 1839  Tanzimat Fermanı, 1924, 1961, 1982 anayasaları “ eyalet sistemi” yapılanmasında uzak durmuş, onun yerine “üniter devlet modeli” yapısını benimsenmiştir. Bütün bu düzenlemelerin içeriğine bakıldığında; merkezi idarenin “asli ve genel”; yerel yönetimlerin ise; “tali ve özel” olduğu görülmüştür.

Osmanlı Devleti, 1520 yıllarında 6 eyalete sahip iken 1610 yılında 32 eyalete ulaşmıştır. Osmanlı eyalet sistemine bakıldığında, bugünkü il sistemine göre daha sağlıklı ve nesnel koşullara sahip olduğunu görüyoruz. Eyalet sınırlarının, coğrafi, siyasi, iktisadi, beşeri, askeri ve stratejik özelliklere göre kurulduğu görülmekteydi. Oysa vilayet nizamnamesinde bunları göremiyoruz. Daha çok siyasi ve güvenlik kaygısıyla illerin kurulduğunu görmekteyiz.

                Ayrıca ilginç olan bir konu ise merkezileşme uğraşlarının yoğunlaştığı bir dönemde, kamusal hizmetlerin ve hazine gelirlerinin de azaldığını ve imparatorluğun bir türlü toparlanamadığını görüyoruz. Eyalet sisteminin bırakılıp il sistemine geçildiğinde, yereldeki sorunların büyüdüğünü ve kaynakların bölgeler arasında dengeli bir şekilde paylaşılmadığını görüyoruz. Cumhuriyetle birlikte, 1927’de il sayısı 63 iken, 1960’da 67, 2000 yıllarında il sayısının 81 e ulaştığını görmekteyiz. Günümüzde ise 81 il ve 919 ilçe söz konusudur.

                Kanımca yapılması gereken, “güvenlik ve düzen” ideallerinin yerine “refah ve gelişme” ilkelerini esas alan il sisteminin revize edilmesi, bölgesel yapılanmaları da içeren yerel yönetim sistemine geçilmesidir.

İl ve yerel yönetim yapılanmasında birçok temel kriter söz konusudur. Demografik yapı, ulaşım ağları,  doğal kaynaklar, sosyal-kültürel yapı, coğrafi yapı, jeopolitik ve jeostratejik doneler de baz alınarak yeni bir yerel yönetim yapılanmasına gidilmelidir.

 Burada yapılması gerekenlerse;

  1. İl sayısı 40 ile 50 arası, ilçe sayısı 500, belediye sayısı ise 750 ile sınırlandırılmalıdır. İl ve ilçe sayılarının dikkat çekici bir şekilde artışı; ne coğrafi, ne iktisadi, ne beşeri ve ne de hizmet esaslarına ve benzeri kriterlere dayanmadığı kolaylıkla ifade edilebilir. Oysa küreselleşme, yerelleşme ve özelleşme ile birlikte il sayısının azaltılması gerekirken mülki idarenin kendine yeni görevler ihdas edildiği görülmektedir. İl sayılarındaki bu artış bürokrasinin ülkeyi yönetme ve kendine yer bulma arayışının bir sonucu olarak görülmelidir.

2- Kaymakamlık müessesi ve belediye sınırları içerisinde olan mahalle muhtarlıkları kaldırılmalıdır.

  1. Küçük köyler ve mezra niteliğinde olan yerleşim yerleri ise sürekli yerleşim yerleri olmaktan çıkarılmalıdır. Kırsal yerleşim yerleri, kırsal kalkınma ile ilişkilendirilip hizmetler ona göre yapılmalıdır. TOKİ uygulanması köylerden başlayarak nüfusun kırsal alanlara dönüşünü sağlayacak  ve  tarımsal faaliyetleri kapsayacak şekilde ihya edilmelidir. İç ve dış piyasalara  hitap edilecek köy modelleri geliştirilmelidir.  Böylece hem kırsal kalkınma hem de hizmetlerin üretkenliği ve etkinliği yurt sathında sağlanmış olacaktır.
  2. Yerel yönetim ve organlarının daha sağlıklı ve etkin bir şekilde hizmet üretmelerinin sağlanması, hizmet etkinliğini ölçen standartların belirlenmesi ve kontrolün sağlıklı işlemesi için Yerel Yönetim Bakanlığı’nın kurulması elzemdir.

  1. Yerel düzeyde il meclisleri yeniden oluşturulmalıdır. İl meclisine seçilecek adaylarda temel yeterlilik kıstasları getirilmelidir. Örneğin, yaş, eğitim, iyi hal durumu ve seçme ve seçilme kriterleri yeniden yapılandırılmalıdır.

  1. Yerel yönetim birimlerinin yasama meclislerinde kendi kaynaklarını oluşturmasına imkan tanınmalıdır.

  1. Merkezi yönetimin bölgesel ve yerel düzeyde alacağı büyük kararlarda ( yol, baraj, turist, bölge, sit alanları ve benzeri gibi izin ve ruhsatlardan)  yerel meclislerin olumlu görüşleri alınmalıdır.

  1. Belediye Başkanı seçilecek olan kişi, en çok oy alan parti tarafından gösterilecek ve Belediye Meclis üyeleri arasında seçilmeli ve görevden alınma; il meclisinin yeterli çoğunluğu tarafından ve yargısal bir koşula bağlanmalıdır.

  1. Yerel meclislerin idari, mali ve siyasi yetkilerini, görev ve sorumlulukları, idari işleyiş yapılarını mahalli kılacak ve yetkilendirecek şekilde yapılmalıdır.

  1. Merkezi düzeyde temel kıstaslar ve denetim ağı mutlaka oluşturulmalıdır. Mevcut durumda Anayasanın merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayet yetkisi nedeniyle yerel yönetim organınca alınan çoğu kararlar, mülki idare amirleri ya da Bakanlığın onayına tabidir. Vesayet ilişkisinden kaynaklanan bu tarz durumlar yeniden değerlendirilmelidir.

  1. Bugün belediye meclislerinde alınan kararlar, mülki idare amirlerine gönderilmedikleri takdirde yürürlüğe girememektedirler. Bu  tür kısıtlamalar kaldırılmalıdır.

  1. Mevcut Büyükşehir düzeninde, il özel idareleri lağvedildiğinde il genel meclislerinin de doğal olarak kaldırılması olumludur. Ancak büyükşehir statüsü dışında kalan illerde il özel idaresi  ve il genel meclislerinin varlığı hala devam etmektedir. Büyükşehir olan illerde ise Büyükşehir Belediye Meclisi ve ilçe belediye meclisleri olmak üzere, büyükşehirlerde iki düzeyli bir meclis yapısı bulunmaktadır.  Bu ikili yapıların görev ve yetkilerinin tekrar elden geçirilmesi ve yeniden yasal bir yapıya kavuşturulması temel bir ihtiyaçtır.

  1. Ayrıca Büyükşehir Belediye Meclis yapısı da sorunludur. Büyükşehir meclisinde alınan kararlar ilçe bazında bazı meşruiyet problemlerine sebep olmaktadır.  Büyükşehir belediyesi özellikle yetki, görev ve hizmetlerde mükerrerlik, belirsizlik, maliyet ve israfa neden olmaktadır. Bu hususların izalesi de yukarıda önerilen il meclislerin yeniden ihdası ile ancak giderilmesi mümkün olacaktır.

  1. Büyükşehir Belediye Meclisi, ilçe Belediye Meclisleri görev ve yetkileri mutlaka yeniden düzenlenmeli ve ilçe belediye sayısı mutlaka ciddi şekilde azatılmalıdır. Kaymakamlıklar  tümü ile kaldırılmalıdır. İlçelerin belediye kurma kriterleri ulaşım, merkeze yakınlık- uzaklık, nüfus, lojistik hizmetlerin ulaşımı gibi doneler esas alınmalıdır.

  1. Yereldeki yozlaşmanın önüne geçmek için, Siyasi Partiler Kanunu’nda parti teşkilatlarının kurulması, işleyişi ile ilgili yasal düzenlemeler mutlaka yapılmalı. Seçime 6 ay kala parti teşkilatları oluşturulmalı ve seçim bittikten sonra 3 ay içinde teşkilatlar otomatik olarak lağvedilmeli. Seçim bittikten sonra il teşkilatı idari, temsil ve denetim  ağıyla ilgili birimler ilin nüfusu ile orantılı bir şekilde faaliyetlere izin verilmeli ve diğer bütün birimler lağvedilmelidir. Bu yapılar var olduğu müddetçe ne yasama nede yürütme istenilen rasyonel kararlar doğrultusunda hizmet üretme imkanına sahip olmayacaktır. Kamuda kayırmacılık ve patronaj ilişkilerin önüne geçmek isteniliyorsa bu bir zorunluluktur. 

  1. Belediyelerin borçlanmaları, bütçe gelirlerin 1/3’ni geçirmeyecek şekilde yasal yapıya kavuşturulmalıdır. Seçime 1 yıl kala borçlanma imkanı verilmemelidir.  Aksi takdirde millet tarafından yeni seçilecek Başkanların icraat yapmaları ve seçmenin iradesine ipotek koyma gibi bir durum söz konusu olmaktadır. Bu da hakkaniyet ilkesine bağdaşmamaktadır.

  1. Belediyeye bağlı birimlerin yeniden yapılandırılması hem kent paydaşlarının ihtiyaçları hem de  güncelinovatif ve bilişim teknolojilerin bir gereği olarak, bazı birimler tekrar reorganizasyona   tabi tutulmalıdır. Örneğin bir şehirde nasıl su, kanalizasyon hizmetleri bir genel müdürlük( İski, Askivb gibi) altında oluşturup sistemleştirilmiş ise,  zabıta birimleri de “kent kolluğu” fonksiyonu içerecek şekilde yeniden yapılandırılmaya gidilmelidir. Başka bir tabir ile, bir ilde, her ilçeye bağlı bir zabıta  birimi değil,  tek bir yapı altında Büyükşehir Belediyesine bağlı,  idari ve mali özerkliğe  sahip  il düzeyinde faaliyet yürütülecek şekilde  yeniden yapılandırılmaya gidilmelidir.

  1. Elektrik, su, doğalgaz, iletişim vb.gibi  alt yapı hizmetlerini kapsayan,güçlü, yasal, idari bir üst kurulunun  kurulması elzemdir. (Alt Yapı Yatırımları Koordinasyon Başkanlığı  gibi)  Bir şehirde alt yapı yatırımları, her bir idari birimin keyfi iradesine bırakılamayacak kadar çağımızda önem kazanmıştır.  Bu hem hizmetlerin etkinliği açısından hem de kaynakların israfı açısından önemlidir.

Sonuç olarak;Türkiye’nin idari sistemi, sadece mahalli düzeyde değil, merkezi düzeyde de sorunludur. Seçim Yasası, Siyasi Partiler Kanunu, yerel yönetimlerle ilgili kanunlar ve benzeri tüm idari yapılar tekrar gözden geçilerek ve çağın şartlarına göre yeniden yapılandırılmaya gidilmelidir.

Devletin görevi, kişilere, gruplara hak ve imtiyazlar, ayrıcalıklar bahşetmek değildir.Bütün vatandaşlarını kapsayacak şekilde adaletli  ve işleyen bir sistemin kurulması ve inşa edilmesidir.

Bu kapsamda; sosyal olgular karşısında taraf değil tarafsız, her türlü düşünce ve görüş karşısında-  özellikle verili kimlikler karşısında- ( dil, din, ırk, mezhep, bölgecilik) eşit mesafede duran; tek aktörlü değil çok aktörlü, dışlayıcı değil kapsayıcı, geçmişe dayalı değil gelecek yönelimli, sorun üretici değil çözüm odaklı, bölücü değil birleştirici, hakim değil hakem, ayrımcı değil kucaklayıcı, cezalandırıcı değil ödüllendirici, ideolojik değil stratejik, merkezi değil mahalli, zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı, tüketici değil üretici, kurumları değil milleti esas alan, tali ihtiyaçları değil asli ihtiyaçları merkeze alan, içselleştiren bir yapıyı hem merkezi hem de yerel düzeyde sağlamadığımız müddetçe istenilen etkinliğe ve verimliliğe ulaşamayacağımız ortadadır.

Onun için bürokrasinin kendini yeniden kodlamasına, üretilmesine imkan tanınmamalıdır. Kamusal hizmetlerin üretimi, tüketimi ve paylaşım mekanizmalarını içeren düzenlemeler, rasyonel kararlar doğrultusunda ele alınmalı ve bütün yurt sathında onurlu, saygın, adil ve üretken bir yerel yönetim yasası, anayasal yapıya kavuşturulmalıdır.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu