banner4
01.02.2020, 15:31

YENİ EV HAYATI DA AİLEYİ DAĞITIYOR    

Aile günümüzde parçalanamaz hücreler gibi değil aksine her geçen gün daha da paramparça olmaya devam eden talihsiz bir sosyal süreç yaşamaktadır. Bu konuya değinmiştik. Sadece aile hayatı değil, ev hayatı da parça parça bir süreç içinde.
Site hayatı denilen yeni yerleşim mekânları bu kopukluğa tuz biber eken enteresan bir örnek oluşturmuştur. Dışarıdan içeri girerken kimlik kartı göstermek gibi bir güvenlik fantezisi barındırmaktadır bu siteler... Ama içeride alt kattaki üst kattakini, yan yana olmasına rağmen yanındakini tanımayan bilmeyen insanlardan oluşmaktadır. Bu yapılanmada komşu konumundaki karşılıklı daire bireylerinin birbirine ihtiyacı olduğu zaman birbirinden yardım alma şansı kalmamıştır. Böyle olduğu için de komşuluklar evinde ölen yaşlı veya kimsesiz kimselerin cesetleri kokusundan ancak anlaşılacak bir modem komşuluk yapılanmasına ulaşmıştır.
Kibrit kutusu gibi üst üste yığılmış her biri koskoca bloklarda her aile sanki dağ başında gibi tek başınadır. Bu beton kafeslerin acınası gönüllü mahkûmu olarak üst üste yığdırıldıktan yaşam odacıklarında modern şehrin figüranları olarak ertesi günü beklemektedirler. Her gün aynı sahne aynı senaryo yaşanmaktadır bu modern şehir yapılanmasında...
Bu sistem enteresan bir şekilde herkesi çalışan konumuna getirip sonra da herkesin kazancını, herkesi tüketici yaparak elinden almaya ve kendine bağımlı yapmaya yönelik bir sistemdir.
Bu filmi hızlı şekilde geri sarıp izlemeye aldığımızı ve aileyi yine eski çekirdek yapısına geri döndürdüğümüzü var sayarsak görülecektir ki, insanlar o dönemde yaratılışı gereği – yani Dünya denen gezegende kışını kış, yazını yaz, gecesini gece gündüzünü gündüz olarak yaşadığı için bu günkünden daha mutlu ve huzurlu idi.
Anne çocuğuna annelik yaparken, annenin annesinden veya babanın annesinden de kültürel birikimi gerektiğinde ayaklı kütüphane gibi bir ansiklopedik bilgi olarak ücretsizce alabilen bir imkâna sahipti.
Örneğin yeni anne olduğu için bebeciğiyle ilgili bazı ufak tefek sorunlarla karşılaştığında hemen paniklemeyip büyüğünün emin ve tecrübeli ellerinde bu telâş geçiştirilirdi.
Ailede anne, adına "ev hanımlığı" denilen ve bugün bütün dünyada artık bir önemli meslek olarak yaşatılmaya çalışılan bir görev bir meslek içersindeydi.
Baba ise sabah çoluk çocuğunun rızkını kazanmaya gidip akşama eve ihtiyaç görüp gelen "aile reisi" rolünü üstlenirdi.
Şimdilerde hayal olan bu önceki aile yapılanmasında hayat nasıl kurgulanacaktı?
Çocuklar dadı elinde büyümeyecekti. Böylece kreşe para, hazır yiyeceği para, çalışıldığı ve toplum içine çıkılacağı için her güne özel kıyafet ve kişisel bakım malzemelerine para, yola para, benzine, hazır yiyecek vb gibi burada saymakla bitiremeyeceğimiz tüketim mevzularına para harcanması söz konusu olmayacak. Ayrıca bireysel enerji kaybına yol açacak birçok sistem devre dışı kalacaktır. Bir döner kavşakta birbirini tıkayıp trafik keşmekeşi yaşanması gibi bir sistem kaosu aile bireyleri yerli yerine konuşlandığında ortadan kalkacaktır. Böyle olunca da bütçede çok fazla gelire de ihtiyaç kalmayacaktır. Aile reisinin kazancı herkese yetecek konuma gelebilecektir.
Ülkemiz bu manada henüz tam Batılılaşamasa da, çekirdek aile yapısı halen ülkenin teknoloji girmemiş bölgelerinde varlığını sürdürmeye devam etse de metropollerimizde eriyip giden aile kültürünü bugün Batı yeniden sahiplenmektedir.
Çığırından çıkan ve lime lime dökülen sosyal dokusuna bizim tarihi kökenlerimizde uygulanan aile sistemine süratle dönerek çözüm üretmenin peşindedir.
Bizim insanımız için sorun, bu kültür değişiminin fotoğrafının bugünkü, insana anlatılabilmesinin imkânsızlaşmasıdır.
Bu ulaşım engelinde sorunu kimde ve nerede ararsanız arayın fark etmeyecektir. Hastalığın teşhisi bellidir.
Bugünün Türk insanına dünün kültürü artık gelmemektedir. Böyle olduğu için de bugünün insanının kitaplarda vazedilen kültürü alması böyle bir kültüre sahip olması mümkün değildir.
Tabii bir de madalyonun öteki yüzü vardır ki, bu yüzü diğeri kadar önemlidir.
O da şimdiki ailelerin de böyle bir rahatsızlık içersinde olmayışıdır. Bu hal, dumandan zehirlenmiş baygın insanın rahatsızlık duymasını beklemek kadar abesle iştigaldir.
Dolayısıyla bugünün insanı ne kendisine özgü bir kültür pınarının arayışı derdindedir, ne de çocuklar ailesinden herhangi bir terbiye talebinde bulunmaktadır.
Nasıl olsa herkese bol bol yetecek kadar global kültür zaten sürekli olarak beş duyumuza altıncı hissi de katarak 3 D formatında; aylık abonmanlıklarımıza hem de parasını bizlere ödeterek aktarılmaktadır.
Toplumların yiyecek ve içeceği artık nasıl pet şişelerde, global stoklardan karşılanıyorsa kültürel ihtiyacı da uysa da uymasa da konfeksiyon tarzı sipariş ile evlerimizin odacıklarında beyinlerimizi formatlamaya devam etmektedir.

Yorumlar (1)
Memun Sekin 4 yıl önce
Global kültürün esaretine mahkum olmuş bir toplumun meçhule giden akibeti...
12
az bulutlu