banner4
06.09.2020, 12:54

ÜZERİMİZE KURULAN TUZAKLAR

Çalkantılı bir dönemden geçiyoruz. Gündemin en ön sırasına çıkan ve son zamanlarda sıkça konuşulan konu: bir Türk-Yunan Savaşı olup olmayacağı. Ancak bu konu bence işin en kolayı ve buzdağının görünen yüzü. Arkadaki planlar, daha doğrusu yaptırılacak bir Türk-Yunan savaşı üzerinden kurulan tuzaklar daha önemli ve dikkat edilmesi gereken konu da, daha çok bu olmalı bence.

Bir Türk-Yunan savaşı gerçekte, en çok birkaç gün belki sürer ve Allah’ın izniyle kesin zaferimizle sonuçlanır. Ki bunun böyle olacağını bütün dünya biliyor.

Ancak hesap çok başka. Bu durum aslanın üzerine çakal sürüsünün gönderilip, arkada it sürüsünün ceylanlara tuzak kurması gibi birşey.

Nasıl mı?

1-Herşeyden önce, bir Türk-Yunan savaşı, salt bu haliyle olmayacak. Bu savaşta Fransa, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE de karşımızda olacaktır. Perde önünde görünen budur. Bu ülkelere perde gerisinden destek verecekleri saysak bu makalemize sığmaz bile. Yani biz tek, onlar hepsi.

Kendi içlerinde çatırdayan bu ülkeler, Türkiye ile savaşarak sair kazançların yanısıra bir de prestij peşindeler. Nasıl mı?

Mesela;

-Fransa açısından baktığımızda, küreselcilerin kuklası olan Emmanuel Macron 2022’de yapılacak seçimleri garantiye almak istiyor. 

Aynı zamanda Yunanistan’a 10-12 milyar euroluk uçak, gemi ve silah satmanın derdinde; bunun görüşmeleri devam ediyor. 

Bunların yanında Doğu Akdeniz’e kıyısı olmadığı halde, buradaki zenginliklerden cebren ve uluslararası hukuka aykırı olarak pay almak istemekte. 

Diğer taraftan bizim Libya’da başarılı olduğumuz takdirde, uzun yıllardan beridir Libya’da petrol çıkaran Fransız Total firmasının Libya’dan tası tarağı toplamak zorunda kalacağını da iyi biliyor. 

Bunların üzerine bir de önceki makalelerimizde ayrıntılı ortaya koyduğumuz Afrika’dan sömürdüğü trilyon dolara yakın gelirlerden de (orta vade sonunda) mahrum kalmakla karşı karşıya. 

İşte tüm bunlar Emmanuel Macron’u ve Fransa derin devletini çıldırtmaya yetiyor ve savaş tamtamları çalıyorlar.

-Mısırda ise Sisi, hem içeride ve dışarıda imaj ve meşruluğunun tescili peşinde ve hem de kendini oraya oturtan ve oturmaya devam etmesini sağlayanlara diyetini ödemenin derdinde. Özellikle iç kamuoyunda çoğunluk tarafından istenmediğinin farkında ve bunu gidermenin tek yolu da korku ve otorite tesis etmek. O da bunu sağlamlaştırmak istiyor.

-Suudi Arabistan ve BAE’yi yönetenlerin kimlerin uşaklığını yaptıkları zaten malum.

Bunları birlikte ve ayrı ayrı düşününce, hepsinin ortak çıkarının Türkiye ile savaşmak olduğu daha iyi anlaşılıyor. Üstelik Yunanistan dışındaki diğer ülkelerin (Mısır, Suudi Arabistan, BAE) bu savaşın galibi yada mağlubu olmalarının pek bir önemi de yok. Nihayetinde bu ülkeler 5-10 savaş uçağı ve birkaç da gemi kaybederler, bunların bedelini de efendileri suudilerden ve BAE’den ayrıca tahsil edip verir zaten, hatta bir de üstüne üstlük biraz daha uçak, gemi ve silah da satarlar bu suudi, mısır, BAE, Güney kıbrıs Rum ve yunanın aptal yöneticilerine. Muhtemelen iç kamuoylarında çıkacak huzursuzlukları da yönetimleri (ki zaten dikta ile yönetiliyorlar) CIA ve MOSSAD’ın da desteğiyle bastırırlar, olur biter.  Hesapları bence bu. Bu savaş olursa onlar öyle ya da böyle kazanmış olacaklar ve bu savaşın esasen bir tek mağlubu olacak: Yunanistan.

Peki bu durumda Yunanistan neden kaşınıyor. Bunun bana göre birkaç ana sebebi var: Kirtakos Miçotakis borç batağında teslim aldığı ülkesinin borçlarını zaten ödeyemeyeceği için savaş bahanesiyle ötelemenin ve ilaveten Avrupanın ve kendi iç kamuoyunun kahramanı olmanın hayalinde. Bugün Yunanistanın sadece Almanya’ya olan borcunun 100 milyar avro civarında olduğu söylenmektedir. Ki geçen yıl Yunanistan’ın borcunun GSYİH (gayri safi yurt içi hasıla)’ya oranının % 200’ler civarında olduğu açıklanmıştı. Bu bir başka ifadeyle tüm ürettiklerinin tam 2 misli borcu olduğu yani iflasın eşiğinde bulunduğu anlamına gelmektedir. 

Bunun yanında Yunanistan muhtemeldirki, Fransa, Ermenistan, Rusya, Çin, Mısır, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelerden, el altından sair yardım vaadleri de almıştır ve bunları da varsayabilmek lazım. Çünkü Türkiye’yi yenemeyeceklerini bilseler de, biraz hırpalanması bile bu devletlerin işlerine gelecektir ve buradaki en uygun figüran da Yunanistan’dır. 

2-Bu aşamada sanki tarafsızmış gibi, hatta kısmen bize destek veriyormuş gibi görünen Rusya, bir taraftan habire Ermenistan’a askeri sevkiyata devam ediyor. Neden? Nedeni çok açık: Ermenistan’ı Azerbaycan’ın üzerine salacak ve sonra da hem Ermenistan’a ve Azerbaycan’a çökecek; bu çok belli. Çünkü Putin bir taraftan eski SSCB hayalleri kurarken bir taraftan da Azerbaycan’ın yer altı zenginliklerine konmak istiyor. 

3-Rusya bu dönemde sadece Azerbaycan’ı işgal planı mı yapıyor, bu kadar mı? Tabiki hayır: Kırım ve Belerus’u da ilhak etmek hesabında var. İlk kargaşada gereğini yapmak isteyeceği kesin.

4- Rusya’nın bir başka hesabı, Suriye ve Libya. Buralarda bizim boşa çıkardığımız planlarını gerçekleştirmek için yeni planlarını çoktan yapmıştır Putin.

5-Emin olun bu savaşın çıkmasını en çok isteyen ülke Yunanistan veya Fransa yada Suudi Arabistan, BAE falan değil, Rusyadır.

6-Önceki makalelerimde yazdığım için Çin’in ve Hindistan’ın planlarını; dünyanın her tarafında bu tür karışıklıklardan en az zarar ve en çok kârla çıkan sinsi İngiltere’nin amaçlarını; bir yahudi din devleti olan ve vaadedilmiş topraklara kavuşmak hayalini bir an önce gerçekleştirmek isteyen profesyonel İsrail’i hiç konuşmuyorum bile.

7-Burada ABD’nin ne yapacağı da önemli. Ancak ABD’de 2 ay sonra yapılacak seçimler nedeniyle dikkatlerin bu seçimlere yönelmesi dolayısıyla, çok fazla müdahil olacağını sanmıyorum. Bu da, şu an sahne önünde olan ülkelerin işine gelen bir konjonktür.

8-Bu savaşı istemeyen ancak AB kurumsal davranışı nedeniyle Yunanistan’ın yanında olunması çağrısında bulunan Almanya da bu savaşın kaybedenleri arasında olacak. Çünkü bir taraftan Yunanistan’dan alacağı 100 milyar avro civarındaki alacağını düzenli olarak alamayacak, diğer taraftan da AB’nin lokomotifliğini ve tabiki de söz sahipliğini Fransa’ya kaptırmış olacak.

Neticede umarım bu savaş olmaz ama eğer olursa, biz her zaman olduğu gibi yine tek başımıza savaşacağız. Korkarımki bize yardıma gelecek olan Azerbaycan, Pakistan ve Katar gibi ülkeler de, kendilerini bir anda bir cenderenin içinde bulacaklardır. Bu benim öngörüm gibi olsa da, aslında görünen köydür. Umarım yanılırım.

Peki bu durumda ne olur?

Herşeyden önce devletimizin her türlü ihtimalleri ve alternatifleri değerlendirip, her türlü hazırlıkları yaptığı ve tedbirleri aldığı zaten kesindir.

Bu çerçevede, kesinlikle inanıyorum ki biz daha da güçlenerek ve genişleyerek çıkarız bu savaştan. Çünkü kim ne hesap yaparsa yapsın, ne tuzaklar kurarsa kursun, en mükemmel hesabı da, en kusursuz tuzağı da ancak Cenab-ı Allah yapar ve kurar. Ve bizim milletimiz de ordumuz da dünyanın en asil, en cesur, en merhametli, en mükemmel milleti ve ordusudur. Çünkü bizim ordumuz Muhammed’in ordusudur. Allah’a ve şehitliğe olan inancı da, vatan-millet-devlet-bayrak aşkı da tamdır.

Ve yine inanıyorum ki, Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim’de buyurduğu “..Allah nurunu tamamlayacaktır..” buyruğunu bizimle gerçekleştirecektir. Çünkü tüm dünyayı tek tek gözden geçirdiğimizde, bizden daha samimi ve bağımsız müslüman ülke de, vatanına aşık ve şehitliğe inanmış ve bu inançla savaşabilecek imanlı ordu da yoktur.

Bize düşen, Allah’ın izniyle ve yardımıyla devletimize ve milletimize, devletimizin rahmani ve kurmay aklına, bu asil milletin bağrından çıkmış kahraman ordumuza sonuna kadar güvenmek ve kayıtsız-şartsız destek olmaktır.

Savaşı istemeyiz ama haklarımızı sonuna kadar savunuruz ve alırız ve bunun için bir savaş olacaksa da sonuna kadar hazırız Allah’ın izniyle.

Son söz olarak diyoruz ki: Allah var, Gam yok.

MEYDAN

Şu yeryüzü er meydanı

Gönül sevmez her meydanı

Yüreksize yorgan döşek

Koç yiğite ver meydanı.

Başbuğlar tuğ kaldıranda,

Atlar dizgin dolduranda,

Malazgirt’te Çaldıran’da 

Sakarya’da gör meydanı.

Ey içi boş, dışı süslü!

Eli kirli, yüzü paslı!

Yetişsin Asım’ın nesli

Etsin sana dar meydanı.

.........

Bak neler var dünlerinde

Acı tatlı günlerinde...

Dumlupınar önlerinde

Mehmetçik’ten sor meydanı.

Sancaklar kalmasın aysız,

Boz oklar Üç oklar yaysız,

Soyunu bilmeyen soysuz

Düşmanına kor meydanı.

............

Git danış büyük ceddine,

Sor doğuda Çin seddine,

Girmek kimlerin haddine,

Sen açmazsan bir meydanı.

.........

Uyanınca Türk’ün özü,

Gerçekleşir Tanrı sözü..

Olur birgün şu yeryüzü,

İnsanlığın hür meydanı.

(Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu)

Yorumlar (5)
Ömer Tekoğulları 4 yıl önce
Muhterem müsteşarım ağzına sağlık kalemin kılıç olur inşAllah dün yanın galipleride Çanakkalede nasıl mağlup oldularsa yine mağlup olacaklar
Ahmet Yırtar 4 yıl önce
Muhteşem yazı muhteşem şiir yüreğine kalemine duyguna sağlık sevgili Müsteşarım❤️❤️❤️
Yaşar Çiftci 4 yıl önce
Çok güzel bir yazı yazmışsınız kaleminize sağlık Sayın Müsteşarım, Allah uzun sağlıklı ömürler nasip etsin, Tanrı Türk'ü korusun
Ahmet 4 yıl önce
Herbir yazınız istisnai değer ve kıymette. Güzel anlaşılır ve net analizler yapıyorsunuz. Hepsi önemli ve yol gösterici. Gerçekten teşekkür ediyoruz.
Recep Koçer. 4 yıl önce
Rabbim; Kahraman Ordumuzu:Karada, havada ve denizlerde, muvaffakve muzaffer eylesin. Kafirlerin hile, tuzak ve desiselerini kendi, başlarına, ellerine, ayaklarına dolandırdırsın.
12
az bulutlu