banner4
30.05.2023, 13:42

Ülkemizde, kimler, neler talep eder?

Hukuk, adalet, nitelikli, işe yarayan egitim, evrensel anlamda gelişim,

bilime değer verme, yeni işler, yeni fikirler için arge çalışmaları, üniversitelerin özerkliği ve dünya üniversiteleri ile yarışmaları,yüksek teknolojili endüstri üretimi, tarım ve hayvancılığın dünya standartlarına taşınması... talepleri kimlerden gelebilir?

Elbette ki orta direk denilen, kültür seviyesi sürekli yukarı doğru gelişen, kentli olabilme şartlarını taşıyan, medeni, ötekinin haklarına saygılı görgülü, gelecek nesillere karşı kendini sorumlu hisseden duyarlı bir kitleden gelebilir. 

Böyle bir kitlenin inşaası bir türlü yeterince becerilemedi.

Turkiye'nin en önemli insan bloku; köylerden, kasabalardan, iş ve yaşam olanakları kısıtlı illerden büyük kentlere göç ettirilmiş, kentte de istihdam edilebilecek bilgi ve beceriye sahip olamamış, sayıları ülke nüfusunun %40 ını bulan  kitle, bizim orta sınıfımız. Bu  dev nüfusun beklentileri elbette ki öncelikle yaşamını sürdürebilecek, "ne iş olursa yaparım " çaresizliğidir.

Günlük beslenme,

barınma, giyinme ihtiyaçlarını kısıtlı karşılayabilen bu kitlenin; eğitim, hukuk standartları, sanat, estetik, ülke yönetimi diye sorun ve kaygıları çok kısıtlı seviyelerdedir.

Genellikle muhafazakar, zaman zaman milliyetçi, kolay yönlendirebilen  eğitim seviyesi düşük, ülke sorunları konusunda sadece; giıda,pazar, kira üçlemesinin dişinda konuşmayan, çevreye duyarsız olan bu kitle ülke seçimlerinin belirleyicisi konumundadır.

Bu kitlenin de altında yer alan alt orta kesim,  nüfusun % 20 sini oluşturur. Bu kesimde bahsedilen kavramların konuşulması bile abestir.

Alt kesim denilen %10 lük kesimin durumu içler acısı. Yardımlar, belediyeler, muhtarlıklar ve hayırseverlerin yardımlarıyla yaşamını sürdüren bir kesim.

Ortaya çıkan bu görünüme bakınca seçimlerin bu ülkede bazı partilere göre ne kadar kolay kazanilebildigini net olarak görebiliyoruz.

 Gelişmiş ülkelerde sıradanlaşan;  adalet, insan haklarına saygılı yönetim,kaliteli eğitim,üretim teşvikleri, adama göre iş değil, işe göre yetenekli insan istihdam etme, devlet yönetiminde rasyonel kararlar ve tasarruf odaklı yonetim ... gibi talepler bizde yeterince önemli hale gelemedi hâlâ.

Bunun sebebi, ülkemizde, açlık sınırı ve yoksulluk sınırı altında yaşayanların sayılarının facia boyutlarında yer almasıdır. Asıl üzücü olan, siyasi ve bürokratik elitlerin, diyanet ve ilahiyat camiasının  bu durumdan rahatsız olmamalarıdır.

Oysa seçim kampanyalarında, çalıştaylarda,konferanslarda ne kadar da cömertce bu konularda konuşulmuş, yazılmış, konuşulmuştu.

Kimi ülkelerin başarabildiği kültür devrimine ne kadar çok ihtiyacımız var aslında. Toplumun tüm katmanlarıyla zenginliğini ve mutluluğunu hedefleyebilecek politikalara ne kadar ihtiyacımız var.

Bunlar için iyi bir demokrasiye, özgür medyaya, bağımsız adalet uygulamalarına,  özerk üniversitelere, arge odaklı teşvik edilen tarımsal ve endüstriyel üretimlere, rasyonel siyaset uygulamalarına ihtiyacımız var.

Son söz: dile getirilen öneri ve siyaset biçimlerinin islam dininin bizatihi, önerileri ve  uygulamaları olduğunu gönül rahatlığıyla beyan ederim.

Yorumlar (1)
Evin 10 ay önce
Sayın Vedat Bey makalelerinizde bize de yer verir misiniz? Ülke de gençler olarak Polislik sınavlarına mülakatlarına çalışıyoruz ama maalesef ki kurallara takılıyoruz biz POMEM gençleri olarak bir kereliğine dahi olsa 30. dönem pomem alımlarında 10 katı kuralının kalkmasını istiyoruz ve bunun için çok yerde mücadele veriyoruz çünkü emeklerinizin karşılığını istiyoruz. Biz POMEM gençleri olarak sizden Sayın Yılmaz Çolak'tan tek ricamız bu sesimizi duyurmaya ihtiyacımız var. Teşekkür ederim şimdiden
12
az bulutlu