banner4
15.08.2020, 18:15

TORYUM

Bu makalemizde Türkiyemizin yeraltı zenginliklerinden biri olan Toryum elementi konusunda genel bir değerlendirme yapmak istedik. Bu çalışmalarımızdaki amaç bu hususa dikkat çekebilmek ve mümkünse kamuoyu bilinci oluşturulmasına (bir nebzecik de olsa) katkı sağlayabilmektir.

Önümüzdeki makalelerde de uranyum, bor gibi madenleri ayrı ayrı yazmaya çalışacağım.

Toryum elementi atom numarası 90 olan, radyoaktif maddesi oldukça düşük olduğu için de, nükleer santrallerin en temiz yakıtıdır. Yarattığı çevre kirliliği neredeyse sıfıra yakındır. Çernobil’de ve Japonya’da yaşandığı gibi bir nükleer patlama ve radyasyon yayma ihtimali yok denecek kadar azdır. 

Toryum yerkürede az bulunan, yarılanma ömrü 14 milyar yıl olan, radyoaktivitesi çok düşük bir elementtir.

Toryum rezervlerimizin, Sivrihisar, Beypazarı, Kızılcaören, Kuluncak, Hekimhan, Felahiye, Kayseri, Sivas ve Diyarbakır’da olduğu bilim insanlarınca söylenmektedir.

Saf toryum oksidin kg değeri 80-100 dolar civarındadır. Saf toryumun değeri ise 5.000 $/kg’dır. Ancak, doğadaki haliyle kullanım alanı kısıtlı ve erime değeri yüksek olduğundan, ham haliyle pazar değeri de düşüktür. Diğer taraftan toryum doğada saf olarak değil, başka elementlerle birlikte (karışım halinde) bulunmaktadır. Bu nedenle, saflaştırılması ayrı bir zaman, maliyet ve teknoloji gerektirmektedir. Neticede, aslolan ve önemli olan toryumu enerjiye dönüştürüp kullanabilmektir.

Toryumun yakıt denemeleri 1960’ların ortalarında, güç reaktörlerinde kullanımına ise 1976 yılında başlanmıştır. Çin, Almanya, Hindistan, Japonya, ABD, İngiltere ve Rusya’da Ar-Ge çalışmalarının son 15-20 yıldan bu yana artarak devam ettiği bilinmektedir. Özellikle Hindistan toryum yakıtlı reaktör yapımına hızla devam etmektedir.

Dünyada bilinen rezervler olarak, uranyumdan 3 kat daha fazla toryum elementi rezervi vardır ve (Prof. Dr. Ahmet Bayülken’e göre) dünyada en büyük 2. veya 3. rezerv de ülkemizdedir. Bunun yaklaşık 880.000 ton civarında olduğu, bu rezervlerin (enerji üretimine dönüştürülebilmesi durumunda) ekonomik değerinin ise 120 trilyon dolar civarında olduğu ifade edilmektedir. Ve Toryum tek başına parçalanabilir bir element olmadığından, uranyum elementiyle birlikte kullanılması gerekliliği de ifade edilmektedir. Ülkemizin sahip olduğu bu 880.000 ton toryumun (başka elementlerle karışım halinde olduğundan), net rezerv olmadığı, saflaştırılsa bunun esasen 100-150 bin ton civarında olacağı belirtilmektedir. Bazı bilim adamları ise, bu rakamların abartılı olduğu, gerçekte bu rezervlerin yarısı kadarına sahip olduğumuz söylenmektedir.

Toryumdan enerji üretmek, uranyuma göre  oldukça zahmetli ve maliyetli aynı zamanda uzun zaman gerektirmektedir.

Prof. Dr. Metin Arık’a göre, küçük küçük reaktörler kurarak toryumu burada uranyum 235’le yakmanın yolları bulunmalıdır. Bunun için de öncelikle bir araştırma enstitüsü kurulmalıdır. Ancak eğer hızlandırıcı teknolojisini oluşturabilirseniz o zaman toryum 235 kullanmanıza da gerek kalmamaktadır.

Hindistan ve Norveç’te toryum yakıtlı nükleer santraller inşa edilmekte ve sona yaklaşılmaktadır.

Isparta’da şaibeli bir şekilde düşen uçakta hayatını kaybeden heyettekilerden birisi olan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi rahmetli Prof. Dr. Engin Arık’ın kendi ağzından ifadesiyle “Türkiye zengin toryum rezervlerine sahip. Türkiye tüm enerji ihtiyacını senede 50 ton toryumla karşılayabilir. Yani 1 ton toryumu enerjiye dönüştürdüğünüzde elde ettiğiniz enerjiyle 1 milyon ton petrolden elde edeceğiniz  enerjiye eşit enerji elde edersiniz. İnşaallah bu kuracağımız ‘Türk hızlandırıcı merkezi’nde de bir proton hızlandırıcısı düşünüyoruz. Bu da ileride bir prototip toryum nükleer santrali yapmamız için ön çalışmalara imkan sağlar.” 

Engin Arık hoca Isparta’ya bu hususta düzenlenen kongreye katılmak üzere gitmekte idi ve muhtemelen bu hususta hazırladığı projeler ve hatta ilgili prototip çalışmaları da yanında idi. Yine iddialara göre, bu kazada rahmetli Prof. Engin Arık’ın notları ve bilgisayarı da kaybolmuştur. Bu kazada kendisiyle birlikte diğer 6 akademisyen arkadaşı da hayatını kaybetti.

Rahmetli Prof. Engin Arık’ın ısrarla üzerinde durduğu, bir “proton hızlandırıcı merkezi” kurulması idi ve son röportajlarında birinde, bu hususta Çin’in aldığı mesafeleri anlatmıştı. Çünkü hızlandırıcı ile tetiklenen toryum yakıtlı reaktörlerde patlamayla ve faciayla sonuçlanacak riskler söz konusu olmuyor. İçlerinde plütonyum 239 bulunmadığı için atom bombası gibi nükleer silah yapabilme kabiliyeti de taşımıyor. Yani tamamen barışçıl amaçlı. Ve Türkiye yılda 50 ton toryumla tüm enerji ihtiyacını karşılayabiliyor. 1 ton toryumu enerjiye dönüştürebildiğinizde elde edeceğiniz enerjiyi 1 milyon ton petrolden elde edebiliyorsunuz. Ancak oldukça pahalı ve zor bir teknoloji.

Prof. Engin Arık hocaya göre başlangıç aşamasında (Ar-Ge için) 50 milyon dolarlık, reaktör yapımı için ise minimum 1 milyar dolarlık bir yatırım gerekli.

İspanya, Norveç, Çin, Hindistan, Rusya ve ABD gibi ülkelerin yaptığı düşünülen “proton hızlandırıcı” konusunda, ülkemizde henüz çalışmalara bile başlanılamadığı, bu sürecin başlamasını müteakip minimum 7 yılda bitirilebileceği, bu sürecin zor ve maliyetli bir süreç olduğu da bilim insanlarınca söylenilmektedir.

Benim biraz da şüpheci kanaatim odur ki, bizim altından daha değerli madenlerimize de, herhangi bir kıyaslama bile yapılamaz değerdeki bilim insanlarımıza da bugüne kadar sahip çıkamamışız. İnşaallah bundan sonra sahip çıkarız.

Anlaşılan o ki, öncelikle bir araştırma enstitüsü kurulmalı, Ar-Ge çalışmaları başlatılmalı, fizibilite çalışmaları neticesi ve burada çalışacak olan Nükleer Fizik hocaları başta olmak üzere, bilim insanlarımızın oluşturacağı bir yol haritası çizilmelidir.

Atatürk’ün vefatından sonraki yıllarda, çeşitli nedenlerle biz 80-90 seneyi heba etmişiz. İçeride ve dışarıda korkutulmuş, avutulmuş ya da oyalanmış ve enerjimiz çalınmış; yıllar içerisinde de hem özgüvenimiz kaybettirilmiş ve hem de tembelliğe alıştırılmışız. Kimi zaman siz yapmayın biz size daha ucuza verelim denilerek gelişmemiz sinsice engellenmiş, kimi zaman da çeşitli terör örgütleriyle boğuşmak zorunda bırakılmışız. Ancak özellikle son yıllarda daha bilgili ve bilinçli bir toplum olduğumuzu yani artık uyandığımızı düşünüyorum. Özellikle genç neslimizin daha dolu ve yüksek özgüvenli geldiğini görmek bizleri ümitlendiriyor.

Bugüne kadar kaybettiğimiz yılları sadece dış güçlere, komplo teorilerine vs bağlamayı da doğru ve yeterli bulmuyorum. Çünkü, biz eğer zamanında bilime, teknolojiye yeterince yatırım yapsaydık, bugün çok farklı yerlerde olurduk. Ancak artık daha da gecikmeden ve bir an önce bir yerlerden başlamak gerekiyor. Örneğin, devletin koordinesi ve denetiminde olmak kaydıyla, bugün fizibilite çalışmalarına başlasak, maksimum 20 sene sonra toryum yakıtlı nükleer santrallerimizi kullanmaya başlarız.

Umarım, birçok konuda olduğu gibi bu konuda da bilimsel, mantıklı, planlı ve kararlı adımlarla ilerlemeye ve kaybedilen yılları telafi etmeye başlarız.

Selam, sevgi ve saygıyla!..

Yorumlar (3)
Yaşar Çiftçi Kimya Yüksek Mühendisi 4 yıl önce
Toryum tek başına nükleer yakıt olarak kullanılamıyor biliyorum, ancak uranyum 235 ve plutoyum 239 Ka birlikte kullanılarak özellikle uranyumdan tasarruf amaçlı kullanıldığını biliyorum, uranyumun sadece 235 izotopu olanı nükleer yakıt olarak kullanılıyor 236, 237, 238 leri nükleer yakıt olarak kullanılamıyor, uranyum 235 e proton ile çarpıştırıldığı zaman sezyum iyot 134, kesenon gibi elementlere parçalanıyor ortaya çıkan 4 elektron ise reaktörde enerji veren kısım, uranyum % 0,7altı de&erler fakir % 0,7-2 arası orta % 2 ve üzeri zengin oluyor hu değerde reaktörün cinsine göre % 2 ika % 20 Aras>nda değişiyor reaktörlerde saf uranyum kullanılmıyor, örneğin çernobilde % 2 saflıkta uranyum oksit kullanılıyordu, çernobildeki grafit soğutmalı olduğu ve tı olan hidrojen ve helyum oluşuyor e&er bu fark oluşmasa kâinatta madde olmazdı yani şu anki yıldızların gezegenlerin hayatın varlığı bu nötron ile protonun o ufak kütle farkı sayesinde, aslında tüm canlılar ve maddeler kuarklardan ve elektronlardan olu#an enerji yumağı, saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum
AYPAŞ SAAT FABKASI ÇATALCA ASFALTI NO 75 4 yıl önce
HOCAM NE DİYON SEN MİLYAR TRİLYON DOLAR ÜLKEMİZ UÇAR BE İNŞ KULLANABİLİRİZDE DEVLETE FAYDA OLUR DERİM HOCAM
Ahmet Yırtar 4 yıl önce
Sevgili Müsteşarım kalemine duyguna yüreğine sağlık dışarıya kaçırdığımız beyin gücünü ivedilikle ülkemize kazandırmamız lazım.Selamlar
12
az bulutlu