banner4
16.02.2022, 09:10

“TEK KİŞİSEL GELİŞİM KİTABI KURAN-I KERİM”

-Dürüye kız gülmeyi bırak, odaklan ciddi bir iş yapıyoruz burada.

-Tamam tamam ne yapayım böyle bakınca bön bön gülesim geldi. 

-Bakacaksın tabi. Bakıp odaklanacaksın ki gelsin sana istediklerin. Söyle hepsini evrene çekeceksin onların hepsini. 

-Emel kız eminsin değil mi ne istersek gelecek?

-Tabi kız yalan mı söylüyorum burada sana tecrübe konuşuyor.

-Yok ne bileyim biraz garip geldi de.

-Neresi garip kız Hasibe’nin gelini de böyle yapmış da almış o iki katlı evi. Ne güzel hemi de bahçeli.

-Evet gördüm gerçekten çok güzel.

E o nerden biliyor ki bunları?

-Sosyal medyada görmüş lüks bir evin içinde ki kültürlü kadın öyle diyormuş.

-Kadının kültürlü olduğunu nerden anlamış?

-Lüks evi varmış diyorum sana duymuyor musun? Nasıl aldı o evi sence?

-Bilmem. Belki kaydırmalı reklam linkleriyledir. Malum insanların çoğu şu an mesleklerinden çok bu linklerden para kazanıyor. 

-Canım kadıncağız reklam almasın mı? O link vermese bile insanlar soruyor zaten giydiğini, yediğini, içtiğini...

Aman bizene şimdi reklamından linkinden. 

Hasibe’nin gelini bana da bir güzel anlattı ezber ettim. Her gün bunları yapıyom bir kaç aya kalmaz karşısında ki evi de ben alırım bak gör. 

Şimdi odaklan istediğini hisset ona göre davran.

-Olur hissediyorum. 

-Neydi bunun adı sorarlarsa söylerim bizim kızlara da. 

-Şey çektirme yok kaydırma. Bak benim de kafamı karıştırdın. Tamam geldi aklıma çekim yasası. 

Belalar, musibetler başımıza hep onları düşündüğümüz için geliyormuş.

-Hakkaten mi?

-Elbet. Olumsuz düşünmezsek gelmezmiş. Ne olacağımıza biz karar veriyormuşuz. 

Olumlu düşün. Evrenden iste verir o sana. 

-E o zaman Kader yok mu?

Hayır ve şer Allah’tan gelmiyor mu?

Olumlu düşününce her şeyin iyisi güzeli gelecek ve dünya Cennet mi olacak? 

Oysa bize küçüklüğümüzden beri öğretilen dünya bir imtihan yeri değil miydi?

Bu imtihanlar insanları olgunlaştırmıyor muydu?

Hem evren nasıl verecek kız bana YÖKDİL puanını, kırmızı renkli koltuk takımını? 

Veriyorsa isteyelim de bizim elektrik, doğalgaz faturasını da ödesin. Malum fabrika işletiyormuşuz gibi elektrik, doğalgaz faturası geldi bu ay! 

Böyle oluyorsa bundan sonra ben buradan kalkmam. Kahvemi alır bütün gün olumlu düşünürüm.

Ondan sonra oh gelsin evrenden odaklandıklarım. 

-Dürüye konuşmaya devam mı edeceksin yoksa susup dediklerimi mi yapacaksın! 

-Aman sordum ne hemen kızıyorsun.

-Kızarım tabi burada seni bilgilendiriyorum. Sen hemen bana cahil cahil metafizik düşüncelerden bahsediyon. 

Kadın yapmış diyorum yapmış bir sürü şeyi olmuş.

Daha çok zenginlik, daha çok saygınlık, daha çok arkadaş, daha çok kariyer... 

-Hım...

Neden Allah’a (cc.) dua edip istememiş acaba? 

-Bilmem inanmıyordur belki.

Geçen dinlerin insanlar üzerinde yüzlerce yıldır sömürü aracı olarak kullanıldığını, Yaratıcının bunlara ihtiyacı olmadığını söylemiş. Hem bizene canım bunlardan.Kadıncağız bizim yerimize düşünmüş kafa yormuş bizi kurtarmış bu zahmetten hadi şimdi biz onun dediği gibi istediklerimize odaklanalım. 

-Nasıl nasıl, kimin neye ihtiyacı yokmuş?

-Yaratıcının Dine.

-E zaten din Yaratıcı için değil ki bizim için. 

-Kız sen nasıl bir çenesin öyle oturduğumuzdan beri susmadın. Ben ne diyom sana susup odaklanacağız. Sen soruyon da soruyon.

-Sormadan öğrenemem ki. 

-Öğrendin işte anlattım hepsini. Hadi devam edelim.

Titreşimli telefon gibi titremeyi de bırak!

-Sen dedin ya benden yayılan titreşimler önemli ona göre bana değerli değerli davranacaklar. 

Sahi benim değeri mi belirleyen onlarsa onların değerini belirleyen kim? 

-Seninle bir şey yapanda kabahat. Ahanda gidiyorum. Zati kendime yardım etme kitabı okuyordum senin için geldiydim. 

-Kendine yardım mı? 

Kuran-ı Kerim mi okuyorsun maşaAllah ne güzel. Allah (cc.) kabul etsin canım. 

-Kız ben sana öyle mi dedim?

-Ne dedin?

-Kendime yardım kitabı okuyordum dedim.

-Tamam işte en iyi kendine yardım kitabı Kuran-ı Kerim değil mi? 

-Kişisel gelişiyorum ben sen ne diyorsun Kuran falan.  Dürüye sen hakkaten nasıl üniversite okudun ben hiç anlamıyom. 

-Ama dur orada canım. Bir kere o Kuran falan değil, Kuran-ı Kerim. Kişisel gelişim ise derdin tek gelişim kitabı da yine Kuran-ı Kerim. Kişisel gelişimden anladığımız bizim Allah’ın Razı olduğu kullardan olmanın dışında bir şey değil ki. Allah (cc.) bizden razı olduktan gelişimimiz tamamlanmıştır zaten. Üniversiteyi okumama gelince evet okudum ve birincilikle bitirdim ve on yıldır da mesleğimi yapıyorum. Şimdi Kuran-ı Kerim okuyup böyle düşünmemle bunun ilgisini ne anlamadım?

-Anlamayacak ne var bu çağda halen nelerden medet umuyorsun!

-Çok haklısın onun yerine um, dum, şum deyip evrene selam çakıp istemek daha mantıklı.

-Dalga mı geçiyon kız sen benle?

-Yoo “Dalga denizde olur bir de radyo frekanslarında.” Sadece üzülüyorum. 

-Ne için üzülüyormuşsun?

-Modern çağın afyonsuz uyuşmuş beyinlerine, kişisel gelişim adı altına üretilmeye çalışılan insan tipine, sorgusuz sualsiz kabullere. 

-Üzülmeyi bırak da ayak uydurmaya bak o zaman.

Hem kalbimi kırıyorsun bak senin için gelmiştim buraya. İsteyeceğiz diye.

-Ayak uydurmak mı almayım ben canım kalsın.

Kırılan kalp halen kalbin olduğuna karine, güzel bu. 

Biliyorum benim için geldiğini evet sağ ol. Ben de senin için ama istemek den anladığımız farklıymış.

Ben sakince odaklanıp Allah’a (cc.) dua edip isteyeceğiz sandım. Yanlış anlamışım kusura bakma. 

-Ne diyorsun karine marine anlamadım ama olur canım insan da kusur tamam o zaman evrene göndermeyeceksek dileklerimizi ben gidiyorum gelişmeye. 

Görüşenzi.

-Neyenzi?

-Aman Dürüye hadi ben gittim.

-Peki, Emel Allah’a (cc.) emanet ol.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu