banner4
31.10.2019, 10:59

TEHCİR

Ülkemiz oldukça sıcak günler geçiriyor .Ama ‘’su uyur emperyalizm uyumaz.’’ Bu yüzden ‘’demoklesin kılıcı’’ gibi senelerdir başımızın üzerinde sallandırılan‘’soykırım iftirasının ‘’ yaklaşan sözde yıldönümüne dikkatleri çekmek istedim

Ermeniler Malazgirt’ten bu yana Anadolu coğrafyasında birarada yaşadığımız halklardan birisidir. Yüzyıllarca Türklerle o kadar büyük bir uyum içerisinde yaşamışlardır ki kendilerine ‘’milleti sadıka ‘’ denilmiştir. İstanbulumuz’ da tanzimat dönemi inşa edilmiş bir çok camii ,saray, Ermeni mimarların eseridir. Son derece zarif Ortaköy camii ve Dolmabahçe saray mimarı Balyan ailesinin eseridir. 
Osmanlıya yüzlerce devlet adamı bakan ve sanatçı yetiştirmiş ve kültür ,sanat hayatımıza,yemek kültürüne ‘’favasıyla ,topiğiyle ‘’ büyük katkı koymuşlardır. Halen de fotografçı Ara GÜLER den Bogaziçinin ünlü muhasebe iktisat hocası Arman MANUKYAN’ a ,nur yüzlü ihtiyar rolleriyle Nubar Terziyandan ,yazar Kirkor Ceyhan dan Cem karacanın annesi Toto karaca’ ya ,Adile Naşite kadar bizden biridirler.

Ancak emperyalizm huzurdan hoşlanmaz, farklılıkları uluslararası ölçekte kaşımayı, kanatmayı ve yara yapmayı ,yaranın da kapanmasın diye üzerine kezzap atmayı ihmal etmez.
Olay da bu basit benzetmenin cana kana dönmüş halidir zaten.

1915 Tehcir Kanunu, İttihat ve Terakki Hükümeti’nin  Türkiye' ye bila istisna en büyük hizmetlerinden biridir ancak yer yer çok kötü uygulanmıştır.

Arka planında , Kanunun kabulünden daha 3 yıl önce 600 senedir hüküm sürdüğümüz Avrupa Türkiyesin’ deki topraklarımızın elimizden çıkışı ve oralarda yaşayan Türk ve Müslüman ahalinin kitlesel katliama ve soykırıma tabi tutularak Anadolu'ya hicreti ve acı hatırası vardır. Unutmayalım ki  Üsküp Manisa'dan önce fethedilmiştir .  Rumelinin kaybı için bir Osmanlı Paşa'sı '' DEVLETİ ALİYENİN CİGERLERİ SÖKÜLDÜ '' demiştir.

1850 lerden sonra Osmanlının özellikle doğu ve güney bölgesi petrol bölgelerine olan yakınlığı sebebiyle emperyalist devletlerin dikkatini çekmekteydi. Hepsi kendileri için öncelikli nüfuz sahası  oluşturmak istemekteydi. Ermenilerle aynı mezhepten olmaları ve yaşadıkları toprakların  hemsınır olması Rusya’ nın iştihını kabartıyordu. Bunu engellemek için özellikle 2.Abdülhamid protestan mezhebine mensup Amerikan misyon okullarının bölgeye açılmasına izin verdi.1800 lü yılların sonunda Doğu Anadolu da Harput, Merzifon, Sivas, Van gibi şehirlerde ,gidenlerin karşısına son derece mamur büyük beyaz renkte yapılar çıkıyordu. Hükümet konağı veya kışla mı diye sorduklarında hayır ‘’Amerikan koleji veya hastanesi ‘’ yanıtını alıyorlardı.Şu an Hollywood stüdyolarında üretimde olan ve trailer’ını izlediğim ‘’Ottoman Lietunant (Osmanlı Teğmeni ) filmi de Van’ da geçiyor ,bu günleri anlatıyor ve sanırım altan alta soykırım yalanı propagandasını yapıyor.

Amerikan kolejlerinin etkisi ile özellikle Ermeniler arasında Amerika’ya büyük bir işçi göçü başladı. Gidenler 3-5 sene içinde oldukça iyi para kazanıp geriye dönüyor bazıları da kalıyordu. Tüm dünyaca ünlü Kardasian ailesi de Kars kökenli bu işçi göçünün ahfadındandır. Amerika’ ya giden Ermeniler özellikle Kaliforniya bölgesine yerleştiler. Bitlisli Karaoğlanyan ailesi de bunlardan biriydi. Oğulları William SAROYAN en ünlü Amerikan hikaye yazarlarından birisi oldu.1964 yılında ailesinin köklerini aramaya Bitlis’e geldi , 50 yıl sonra müthiş bir hemşehri konukseverliğiyle karşılandı. 
Bazı yaşlılar dedelerini hatırlıyor ve selam ediyorlardı. Amerika’ ya döndükten sonra hemşehrilerimin yoğurdunu ,bulgurunu yedim ,toprağımın üzümünü tattım ,gerçekleri gördüm diyerek bundan böyle hiçbir sözde soykırım etkinliğine katılmadı.
Annesi İzmir doğumlu ve şarkılarıyla hepimizi senelerdir mest eden Charles AZNAVOUR da soykırım ifadesinin artık midesini bulandırmaya başladığını söylemiştir.

Türkiye de 5 yıl (Fünf jahre in Turkei )‘’ kitabında Alman Komutan Liman Von Sanders gördüğü Ermenileri Türklerle o kadar benzeştirir ki ‘’ Türklerin Hristiyanlarına Ermeni derler diye yazar.

Ancak zayıf düşmüş Osmanlı Devletinde  de özelllikle Rusya 'nın güçlenmesi ve filizlediği fitneden ötürü Ermenilerin aşırı milliyetçi kesimi  çok büyük bir askeri hazırlıkla günlerini beklemekteydiler.  

Akıllarında Balkan savaşındaki Bulgarların Osmanlı Doğu Rumelisinin Türk ve İslam ahalisinden şiddetli bir kitlesel katliam ve tecavüzle arındırılması örneği vardı. Aynı taktik 80 sene sonra Bosna' da da Sırplarca kısmen uygulanmıştır.

2.Abdülhamit Han bu durumu erkenden fark etmiş ve Doğu Anadolu Halkını askeri yönden her daim tetikte bulundurmak için HAMİDİYE ALAYLARINI kurdurmuştu.
Bu alaylar Rusların ağır süvari tümenleri olan Rus Kazak Alaylarının bir benzeri idi.(Her ne kadar adları benzese de bu kazaklar  (cossacks )Orta Asya Türk Kazak halkı ile karıştırılmamalıdır, Bunlar Rus kazakları olup Rusyanın Don ,Volga ve Dinyeper nehirlerinin etrafında yaşayan ,Rus’un en vahşi bedevi ,halkıdır.) Gogol ‘ ün Taras Bulba romanı bunların hikayelerini anlatır.

1.Dünya savaşında Rus Ordusunun ilerlemesi doğrultusunda Anadolu'nun bir çok yerinde Ermeni isyanı çıktı. Ermeniler Türkçe bilmelerinin de etkisi ile müthiş bir 5.kol faaliyeti yapıyorlar ve Türk Ordusunu arkadan vuruyor, ve İslam ahaliyi ( Türk-Kürt-alevi-sünni diye ayırmadan) katlediyorlardı.
 İsyan Van, Bitlis, Erzurum, Zeytun (günümüzde Maraş ‘n Süleymanlı ilçesi ) Haçin (Adana Saimbeyli ) gibi yerlere de sıçradı. Van 'da bulunan güçlü Türk Garnizonu Sarıkamış faciasından sonra destek için kuzeye çekildi. 
Şehirde Vali Cevdet bey komutasında küçük bir Jandarma birliğinin kalmasını fırsat bilen Ermeniler ,  Rus Ordusunun desteği ile derhal saldırıya geçtiler. Şehrin  tüm İslam ahalisi sokak, sokak, çarpıştı. Ancak şehir düştü. 
Taşnak komitacılarının katliamları  o derece dehşet uyandırıcıydı ki bazı Rus Subaylar dahi durumu protesto etmekten geri kalmıyorlardı.Van 'ın Müslüman ahalisinin % 62 si yok edilmişti. Bu oran Bitlis' te %40 Erzurum' da % 30 Diyarbakır ' da % 26 yı bulunca ve Van da düşünce Hükümet hiç tereddüt etmeden tehcir kararını aldı ve derhal uygulamaya koydu. Çünkü Balkan savaşının 3 sene önceki acı hatıraları çok canlıydı.

Tehcir ile Ermeniler Osmanlının güney vilayetlerine yani savaşın olmadığı (Suriye,Lübnan gibi ) yerlere sürüldüler. Savaştan sonra bu topraklar elimizden çıkınca bu Ermeni nüfus Anadolu' ya dönemedi. Tehcir kafileleri yola çıkarken bazı yerlerde güvenlik sağlanamadı ve trajik olaylar oldu. Özellikle savaş görmüş yöre halkının bazı yerlerde intikam hisleri ile kafilelere saldırması ve eşkiyalığın önlenememesi büyük acılara neden oldu.

ANCAK KESİNLİKLE SİSTEMATİK KİTLESEL KATLİAM , SOYKIRIM OLMADI.HATTA BİR ÇOK YÖREMİZDE TEHCİRE GİDEN ERMENİLER KÜÇÜK ÇOCUKLARINI MÜSLÜMAN KOMŞULARINA EMANET ETTİLER. 

Sivas Zaralı yazar Kirkor CEYHAN  (Atını nalladı felek Düştü peşimize  kitabı )bu günleri çok canlı olarak anlatmaktadır. 
Bu Ermenilerin büyük çoğunluğu şu an içimizde Türkleşmiş ve Müslümanlaşmış olarak yaşamaktadır. 
Yıllar önce Yozgat’ a bir dava için gittiğimde otobüste tanıştığım bir Yozgatlı Fransa ‘ da işçi olduğunu ve ailesinde Türkleşmiş Ermenilerin olduğunu ,Fransa da Ermeni akrabalarını bulduğundan bahsetmişti. 
Yine Orhan Kemal ‘’ Baba evi ‘’,Refik Halit Karay ‘’ın’ Memleket ,Gurbet Hikayeleri isimli eserlerinde Lübnan’ da 150 liklerden olarak sürgünde iken Türklerin en iyi anlaştığı halkın Ermeniler olduğunu ,birbirlerine hemşehri muamelesi yaptığını anlatır.
 Şimdi soruyorum ,iddia edildiği gibi bir soykırım olsa idi bu halkların birbirleri ile bu şekilde münasebette bulunması mümkün olabilirmiydi ?

Tehcir  ve Hamidiye alayları gibi milis güçleri olmasaydı Doğu ve Güney Doğu Anadolu kesinlikle aynen Batı Rumeli gibi elimizden çıkacak ve içinde küçük ve ezik müslüman bir azınlık barındıracaktı.
Her devlet savaş zamanı bu tür zorunlu sürgünleri yapmıştır hatta çok bilinmese de ABD dahi Pearl Harbour dan sonra ABD de yaşayan 1 milyonu aşkın Japon kökenli Amerikalıyı konsantrasyon kamplarına kapatmış ve savaş bitene kadar tutmuştur.
Bu vesile ile hatalarını eleştiri hakkımız saklı kalmak kaydı ile Ermeni komitacılar tarafından şehit edilen Talat Paşa ve Cemal Paşaya rahmet diliyor savaşlarda ölmüş tüm masumları saygı ile anıyorum.

1915 olayları emperyalizmin kanlı cetvelinin anadolunun üzerinden geçmesiydi şimdilerde bu cetvel Suriye’ üzerinden geçmektedir.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu