banner4
27.04.2020, 02:37

SÜPER GÜÇ OLMA YOLUNDA BÜYÜK ÜLKE TÜRKİYE

Özellikle son 10 yılda ülkemizin gerek içeride ve gerek dışarıda yaptığı atılımlara, güvenli ve dik duruşa ve tüm bunların ötesinde bizi bizden daha iyi tanıyan yabancıların yorumlarına ve değerlendirmelerine bakınca ülkemizin iyi yolda olduğunu anlayabiliyoruz.

Önce içeride olanlara bir bakalım:

Yakın tarihimize bakınca, Rahmetli Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde 2 olay yaşandı akılda kalan. Bunlardan birisi MGK’nda anayasa kitapçığı fırlatılması, diğeri bir esnafın Eski Başbakanlık Binasında yazar kasa fırlatması ve bunların peşinden tetiklenip gelen ekonomik kriz.

Öyle bir kriz idi ki, bedeli 100 milyarlarca dolarla ölçülen kayıplar, yüzde bin bilmem kaça fırlayan faizler, içeride iflaslar, dağılan aileler vs vs.

Benzeri krizler gerek ülkemizde ve gerekse dünyada son 10-15 yıl içerisinde de yaşandı ama çok şükür en azından halka yansıyan ciddi manada olumsuz neticeler doğurmadı. Elbetteki özellikle dünya ölçeğinde ortaya çıkan krizler başta olmak üzere, bu krizlerin sade vatandaş olarak hepimize yansımaları oldu. Ancak, kabul kabul edelim ki olabilecek en hafif hasarlarla atlattık.

Türkiye’nin son 10-15 yılda yaşadıklarına bir bakın: pkk terörü, arap baharları, deaş terörü, ülkemize milyarlarca dolara mâlolan gezi olayları, 15 Temmuz hain darbe girişimi, dünyada yaşanan 2 büyük ekonomik kriz, Suriye ve Libya olayları, şimdi de yine global corona virüsle gelen sağlık ve ekonomik kriz.

(Özellikle, 15 Temmuz fetö belası defedildikten sonra, daha da büyük adımlarla ilerlemekte olduğumuz sizin de dikkatinizi çekiyor mu?)

Şimdi bütün bunlara ve içeride ve dışarıda karşılaşılan devasa ihanetlere rağmen bir de geldiğimiz aşamaya bakalım. Üstelik bizim petrolümüz yok, bedavadan gelirimiz yok, vs vs.

-Bugün sağlıkta dünya lideriyiz.

-Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de varız, üstelik de edilgen olarak değil etken olarak ve neredeyse tek başımıza bütün haçlıları karşımıza alarak varız.

-Dünyanın 10’dan fazla ülkesinde askeri üssümüz var.

-İçimizdeki hainlerin bir bölümü temizlenince, yani paçamızdan aşağı çekenler biraz azalınca savunma sanayiinde hamle üstüne hamle yapıyoruz.

-Küresel corona virüsü krizinde dünyada (ki buna ABD, İngiltere, İtalya, İspanya da dahil) 40’tan fazla ülkeye yardıma koşan biziz.

-Sadece 14 günde solunum cihazı üretip, dünyaya ihraç edebilecek aşamaya gelmek üzereyiz.

-Daha bugün (26.04.2020) sadece 1 vatandaşımız için ambulans uçak gönderip İsveç’ten tedavi için getirebiliyoruz. Üstelik İsveç gibi güya dünyanın kişi başına düşen gelirde ve de özgürlükte en gelişmiş ülkelerinden birisi olan ülkeden ve bu ülke vatandaşımızı tedavi edemediği için getirdik.

-Dünyanın değişik ülkelerinden tahliye edip ülkemize getirdiğimiz vatandaşlarımızın sayısı 60.000’in üzerinde ve ücretsiz.

-Şu ana kadar IMF’ye el açmayan 2-3 ülkeden birisiyiz.

-Türk Birliği, kurumsallaşma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

-Savunma sanayiinde, dün paramızla almak için adeta yalvardığımız ülkelere artık el açmadığımız gibi, İHA’ları SİHA’ları kendimiz üretiyoruz ve bu alanda dünyanın 3-5 ülkesinden birisi hatta en iyisiyiz. İhracata da başladık.

Peki, içeride ve dışarıda bu kadar hain varken, petrol vb gibi düzenli ve ölçekli gelirlerimiz de yokken bunu başaran bir ülke süper güç değilse bile süper güçten hiçbir farkı olmayan Çok Büyük Bir Ülke değilse nedir?

Ama içimizdeki bazılarına sorsan: öldük bittik, battık batıyoruz. Bunlara diyecek tek bir söz var: Nankörlüğünüzde boğulun. Ya da biraz daha kibar söyleyelim: Gölge etme başka İhsan istemez.

Bazı insanlar özellikle sosyal medyada, yok bu sene bayramda emeklilere verilen 1000’er lira verilmeyecekmiş, yok maaşlar ödenmeyecekmiş veya eksik ödenecekmiş diye bir sürü olumsuz yaygara koparttılar; peki bunların hiç biri olmadı. Şimdi onların devlete birer özür borcu yok mu?

Devletimiz sırf birlik beraberlik vurgusu olsun diye bir yardım kampanyası başlattı. Ben isterdim ki, kendisini samimi vatandaş olarak ifade eden herkes, vıdı vıdı etmeden, haklı-haksız bahanelere sığınmadan, en azından bir SMS ile 10 TL sembolik katkı versin. Ama (en azından istenilen düzeyde) olmadı. Peki neden? Ülkemiz batsa kalkıp oynayacak yüzbinlerce insan var sanki, üzülüyor insan. Diyebileceğim tek sözüm var: Allah akıl fikir versin.

Başta Sn Cumhurbaşkanımız olmak üzere Devletimiz yöneticilerine, harikalar yaratan mühendislerimize- doktorlarımıza, her türlü sair sıkıntılara rağmen üreten müteşebbisimize, ihracatçımıza, devletine sadakatla bağlı ve ağlayıp sızlamadan üreten çiftçimize vb hepimizin samimi birer teşekkür borcumuz yok mu?

Elbette ülke olarak daha yapacak çok işimiz var: Güvenli gıda (tarım ve hayvancılık), ilaç sanayii, su, savunma sanayii, uçak sanayii, uzay sanayii, sivil ve askeri deniz (gemi) sanayii, vs vs. Bunlara ilaveten adalet ve liyakatte de biraz daha dikkatli olmalıyız.

Her zaman söyledik, rahmetli Atatürk’ten sonra en az 60-70 sene kaybettik. Daha doğrusu kaybettirdiler. Rahmetli Ecevit’in ABD ile haşhaş ekme mücadelesini, rahmetli Erbakan’ın ağır sanayii kurma mücadelesini, rahmetli Türkeşin Türk Birliği kurma çabalarını, rahmetli Özal’ın liberal ekonomi gayretlerini hepimiz biliyoruz, çünkü o dönemleri bizlerin yaş gruplarında olan herkes gördü, yaşadı. 

En basiti 1974 Kıbrıs Barış Harekatımızda o dönemki hükümetin ve Komutanların ne zorluklarla bunu başarabildiğini çok sonraki yıllarda duyduk, öğrendik. Mesela yeterli paraşütümüzün bile olmadığını ve zor zahmet alelacele temin edebildiğimizi çok yıllar sonra öğrendik.

Şimdi gerçekçi olalım: Bu kaybedilen 60-70 seneyi, 6-7 senede tabiki telafi edemeyiz. Ama kararlı ve akıllı politikalarla en çok 20-30 yılda kapatırız Allah’ın izniyle.

Gelin bu ülkede şuculuk buculuk yapmaktan artık vazgeçip elbirliği ile bütün enerjimizi ülkemizin daha da büyümesine gelişmesine harcayalım.

Bu ülkede hangi iktidar gelirse gelsin, illaki birileri çıkıp “istemezük” diye bağırmaya mecbur mu? Neden böyleyiz biz?

Unutmayın ki aynı geminin içindeyiz. Bari akıllı olalım.

Ben ülkeme, milletime, devletime her zaman güvendim, şimdi de güveniyorum. Çünkü benim devletim binlerce yıllık bir birikime ve tecrübeye sahip bir devlet; Ve devletimizin aklı şeytani değil rahmanidir.

O halde şartlar ne olursa olsun Allah’ın izni ve yardımıyla, biz tekrar özümüze dönüp, dünyayı yine adalet ve liyakatle yöneteceğiz. Evet, tarih bizi çağırıyor. Hayal falan değil bu.

Ben buna inanıyorum, sizi bilmem!..

Selam, sevgi ve saygıyla!..

Yorumlar (3)
İbrahim DÖNMEZ 4 yıl önce
Allah sizlerden razı olsun kardeşim.
Ağzına, yüreğine ve kalemine sağlık.
Mehmet Aslanbey 4 yıl önce
Değerlendirmelerinize ve temennilerinize aynen katılıyor ve amin diyorum. Bizim en büyük eksikliğimiz kendimize olan güven ve yabancı hayranlığı konusunda. Tanzimattan beri süre gelen bir hastalık olmuş bizde. Bu dönemde bizim ülkemizde yapılan bu güzel işler mesela ABD de İngiltere’de Almanya’da falan yapılsa yere göğe sığdırmazlardı. Bu ülkenin haini de kahramanı da çok. Allah hainlere ve nankörlere fırsat vermesin. Devletime de teşekkür ederim.
Ömer Tekoğulları 4 yıl önce
Selamın aleyküm muhterem müstaşarım Allah(cc)senden razı olsun ağzına sağlık kalemin kılıç olsun
12
az bulutlu