banner4
12.11.2021, 09:40

SOSYOLOJİ ÜZERİNE...

“Bir kitap okuyan her şeyi bildiğini zanneder. İkinci kitabı okuyan kuşkuya düşer. Üçüncü kitabı okuyan, hiçbir şey bilmediğini anlar...” Frederick Pollock

Ne öğrendim? Bilmediğim ne kadar çok bilgi olduğunu öğrendim.

Sosyoloji ile yaşantı dünyama, sosyal gerçekliğe, içinde bulunduğum sosyal ve kültürel değerlere, ülkemin sorunlarına toplumsal bir bakışla bakmayı öğrendim.

Ne öğrendim? Hayatımda, anlamacı ve yorumlamacı durumumla “Weberci" düşüncede olduğumu öğrendim.

Öğrendim ki rasyonel akıl ve vicdan ile her sorun çözülebilir. Tüm sosyal sorunlara yönelik sosyolojide somut reçeteler üretildiğini ama bunların toplum tarafından yeterince bilinmediğini ve uygulanmadığını öğrendim.

Sosyolojik ve felsefi bilginin ancak muhakemeli, analitik ve eleştirel düşünme becerisi ile bir anlam kazanabileceğini öğrendim.

Sosyoloji ile insanların doğasını, ideallerini, beklentilerini, kaygılarını ve acılarını daha iyi anlayacağını ve insanları anlama çabası noktasında empatinin ne kadar da önemli olduğunu öğrendim. “Öteki’’ denilen toplumlar ve gruplar hakkında bilgimizi artırdıkça; hoşgörü ve barışın artacağını, bu şekilde insanların birbirini çok daha iyi anlayacağını öğrendim.

Toplumdaki insan ilişkilerinde iletişim engeli olan kötü güdüleme, olumsuz davranışların teşviki ile sosyal statü ve roller üzerinden ‘ötekiler’ hakkında oluşturulan ön yargıların, peşin hükümlerin ve boş inançların, her insanın hataları ve kusurları olduğunu öğrendim.

Devlet teorilerini kuramlarının işleyiş tarzlarını ve siyaset felsefesini anlamak suretiyle, ne kadar çok doğru bilgiye sahip olunursa, o oranda toplum üyelerinin ortak akılla daha iyi yarınları kurabileceğini öğrendim.

Sosyolojinin çözüm vaadi içinde, toplumsal tabakalaşma, eşitsizlik, gelir adaletsizliği, yoksulluk, işsizlik, eğitim ve kültür sorunlarının üstesinden gelebilecek sosyal öneriler hakkında, tarihsel süreçlere odaklanarak, hangi durumda hangi toplumsal hastalıkların neden yaşandığını, hangi şartlar altında tekrar ettiğini ve bu toplumsal hastalıklardan nasıl çıkılacağını öğrendim.

Bir sosyoloji mezunu olarak, sosyal olay ve olgular hakkında sistematik düşünerek, daha iyi bir gelecek uğruna kalıcı çözümler içeren doğru ve güvenilir açıklamalar yapabilmenin, en iyi vatanseverlik olduğunu öğrendim.

Bu konuda Türkiye’deki sosyolojinin öncüleri olan Prens Sabahattin, Ziya Gökalp, Hilmi Ziya Ülken gibi sosyologlar üzerinden “Türkiye Nasıl Kurtarılabilir?” sorusuna verilen cevapları öğrendim.

Toplumun ve toplumu oluşturan bireylerin adalet, hak, hukuk, görev ve sorumluluk kavramlarını bilmeleri halinde, yetkin ve bütüncül bir toplum haline gelerek, toplumun daha huzurlu ve daha mutlu bir yaşam sürebileceğini öğrendim.

Öğrenmeyi öğrenerek, kendimi okumayı, okudukça kendimi eleştirerek zihnimi aydınlatmayı ve de pratik hayatta öğrendiklerimi uygulamanın çok önemli olduğunu öğrendim.

Dahası, bilgimin çok az olduğunu anlamış olmam karşısında, öğrendiklerimi pekiştirmek için felsefe de okumam gerektiğini öğrendim.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu