banner4
02.07.2020, 20:28

SOSYAL MEDYA KAPANIYOR MU?

Bunu düşündürten Cumhurbaşkanımızın bu tür sosyal medya mecralarının kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz açıklaması.

Günün sorusu, Google’da en çok arananı “sosyal medya kapanıyor mu?” oldu.

Ardından Facebook, Instagram, Youtube ve Twitter ile ilgili kanun değişikliği hazırlığı yapıldığına ilişkin haberler paylaşılmaya başlandı.

Sosyal medya ile ilgili yapılacağı söylenen düzenlemenin taslağında sosyal medya kuruluşlarının Türkiye’de temsilci bulundurması ve kullanıcı bilgilerini Türkiye’de saklaması gibi değişiklikler öngörüldüğü belirtiliyor.

Sosyal medya kontrolünü salt özgürlüklerin kısıtlanması olarak değerlendirmeden önce mevcut duruma farklı bir pencereden bakmakta fayda var.

Facebook, Instagram, Youtube ve Twitter platformları günbegün daha sıklıkla kullanılıyor. Pandemi süreci de bu durumu pekiştirdi.

Sosyal Medyada kendinize dilediğiniz şekilde bir profil açabiliyorsunuz. Gerçek kimliğinizi paylaşmak zorunda değilsiniz. Çoğu zaman e-posta adresi yeterli oluyor.

Sonrasında bu platformlarda dilediğiniz şekilde paylaşımda bulunabiliyorsunuz. Görsel ya da yazılı.

Bu paylaşımlarınız suç içerikli de olabilir. Paylaşımlar hakaret içerebilir. Paylaşımlar cinsel taciz içerebilir. Paylaşımlar bir başkasının kişisel verilerini izni olmadan yayabilir. Paylaşımlar uyuşturucu madde kullanımına özendirerek suç içerebilir. Bu listeyi dilediğiniz kadar uzatabilirsiniz.

Yürürlükteki mevzuata göre mağdur Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunabilir. Sonrası ise karışık. Çünkü kendi ismini kullanmayan bir kişi hiç bulunamayacağı gibi, kendi ismini kullanan bir kişi de beyanında hesabın kendisine ait olmadığını, hesabın çalındığını ya da bir başkasının hesabını kopyaladığını söyleyebiliyor.

Sosyal Medya kuruluşları ise soruşturulan kişinin “IP Numarası” gibi verileri vermiyorlar. Hatta hiç bilgi vermiyorlar. Muhatabınız yok.

İşlenen suç da cezasız kalıyor.

Şöyle düşünebilirsiniz. Anonim olma hakkım var. Dilediğime dilediğimi söyleme, bulunmama hakkım var.

İşte tam da o kırılma noktasında. Özgürlüğünüz başkasının haklarını zedelediği noktada, suç işlendiği noktada devamına kim karar veriyor.

Suç işleniyor, cezasız kalıyor. İnsanlar cinsel taciz suçunun mağduru oluyorlar, cezasız kalıyor. Çoluğun, çocuğun izinsiz görüntüleri çekilip yayılıyor, cezasız kalıyor.

Kalsın mı? Buna kim karar verecek?

En gergin distopik öykülerden birini “Arınma Gecesi” filmini anımsatıyor insana. Her yıl 12 saat boyunca insanların birbirlerine istediklerini yaptıkları bir gece. Öldürmekten, tecavüze her suç serbest. İşlenen suçlar cezadan muaf. 12 saat boyunca polis, hastane hiçbir resmi kurum çalışmadığı için yardım talep etmek de mümkün olmuyor. Filmde yıl boyunca suç oranları düştüğü için arınma gecesi övülüyor. Arınma Gecesinde yüzleri maskeli, silahlı gruplar insan avına çıkıyor.

Böyle bir distopyainsanın kanını dondururken, sosyal medyada anonim hakaretleri, anonim cinsel tacizleri, kişileri intihara sürükleyen görüntülerin suçsuz kalmasını kabulleniyor olanlar olması da ilginç. Sosyal medyada bazı suçların bitmeyen arınma gecesi mi?

İşte bu pencereden de bir bakıp sonrasında başımızı çekiyoruz. Zira etraf tehlikeli.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu